Budapeşte'de Péter Magyar rüzgarı esiyor!

Avrupa Birliği ülkeleri arasında en uzun süredir iktidarda olan ve geçtiğimiz 2 yıllık süreçte artan bir ivmeyle Brüksel’in politikalarına ket vuran lideri Viktor Orbán, “Macar” soy isimli bir hukukçu tarafından koltuğundan edilme riskiyle karşı karşıya.

Mansur Ali Bilgiç - mansuralibilgic@intell4.com

Macaristan’da Avrupa’nın en güçlü liderlerinden biri olan Orbán’ın iktidarı, şimdiye kadar karşılaştığı en büyük tehditle yüzleşiyor.

Bu tehdit, eski Adalet Bakanı Judit Varga’nın eski eşi, avukat ve siyasetçi Péter Magyar.

Macar siyasetinde köklü bir konuma sahip bir aileden gelen Magyar’ın büyük dayısı 2000-2005 yılları arasında Devlet Başkanlığı görevini yürüten Ferenc Mádl idi.

Siyasi aktivizmde ve Budapeşte bürokrasisinde çeşitli görevlerde yer alan Magyar, eski Devlet Başkanı Katalin Novák ve eski eşinin merkezinde bulunduğu bir çocuk istismarı skandalına ilişkin yorumlarıyla toplumsal görünürlüğünü yüksek düzeylere çıkarttı.

2023 yılında Budapeşte yakınlarındaki bir çocuk koruma evinde, çocuk istismarına ilişkin kanıtları saklamakla suçlanan yardımcı direktörün Novák tarafından affedilmesiyle gerçekleşen skandal, Şubat 2024’te patlak vererek Devlet Başkanı ve Adalet Bakanı’nın kariyerlerinin bitmesine neden oldu.

BBC’ye yazan Nick Thorpe’un belirttiğine göre bu istifalar ve Magyar’ın, Orban'ın ülkeyi yönetiş biçimine yönelik eleştirileri, Budapeşte’de deprem etkisi yarattı.

Skandalın ortaya çıkmasıyla Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Gerçek suçluların kadınların eteklerinin ardına saklandığı bir sistemde bir dakika daha yer almak istemiyorum. Uzun bir süre ulusal, egemen, sivil bir Macaristan idealine inandım. Ancak son birkaç yıldır ve özellikle de bugün, tüm bunların aslında siyasi bir ürün, güç fabrikasının işleyişini gizleme ve muazzam bir servet ele geçirme amaçlarına hizmet eden göz boyama ürünleri olduğunu fark ettim” ifadelerine yer veren Magyar’ın hükümete yönelttiği oklar bu konuya yönelik eleştirileriyle sınırlı kalmadı.

Skandalın yayılmasının üzerinden henüz bir ay geçmişken Magyar, eski eşiyle gerçekleştirdiği bir sohbetin ses kaydını yine Facebook hesabı üzerinden yayımladı.

Bu kayıtta, Varga’nın, “Savcılara neyin silinmesi gerektiğini söylediler ama savcılar bunu tam olarak takip etmedi” dediği duyuluyor.

Davanın merkezinde, 2022 yılında Mahkeme İcra Daireleri eski Başkanı György Schadl'dan rüşvet almakla suçlanan eski Adalet Bakanı Pál Völner yer alıyor.

Bu kaydı yayımlamasının ardından halkı başkentte düzenlediği protesto gösterilerine çağıran Magyar, binlerce katılımcı ile parlamento binasına doğru yürüdü. Uluslararası medya, bu olayı “Orbán hükümeti sallantıda” ifadeleriyle yorumladı.

Mart ayındaki bu gösterinin akabinde bir eylem daha düzenledi Magyar.

BBC’nin Budapeşte’deki muhabiri Tarık Demirkan’a göre yüz binlerce destekçiyi bir araya getiren 43 yaşındaki hukuk doktoru, bu şekilde son yıllardaki en büyük protestolardan birine imza atmış oldu.

Demirkan’ın “Magyar’ın rüştünü ispat etti” ifadeleriyle nitelediği bu gösteride hükümetin istifası istendi. Magyar’ın hızla yükselen bu popülaritesi Macaristan muhalefetinin de altın umudu oldu.

Republikon adlı bir araştırma şirketinin 1000 katılımcıyla gerçekleştirdiği ve yüzde 3,2 hata payına sahip bir ankete göre, Péter Magyar’ın partisi (anketten sonra Tisztelet és Szabadság Saygı ve Özgürlük Partisi’ne katıldığını duyurdu) 2026’daki parlamento seçimlerinde tek başına yüzde 15 oy alma potansiyeline sahip.

Orbán’ın partisi Fidesz'e yakınlığıyla bilinen Nézőpont Enstitüsü’nün bir araştırmasına göre de TISZA Partisi yüzde 13 civarında oy bandına ulaşabiliyor.

Geçtiğimiz yılın bu döneminde tanınmayan Magyar’ın kısa bir sürede yakaladığı bu yükseliş, aynı zamanda Macar halkının ülkedeki siyasal ortamdan hoşnutsuz olduğuna da işaret ediyor.

Fidesz’ten ayrılıp TISZA’yı devralan Magyar, The Guardian’ın Budapeşte’deki muhabiri Lili Bayer’e verdiği röportajda, Emmanuel Macron gibi siyasi yelpazenin merkezinde kalmayı hedeflediğini, hem iktidar hem muhalefetle benzer yönleri olduğunu söyledi.

Bir şemsiye partisi şiarıyla hareket eden Magyar, nisan ayının başında gerçekleştirdiği mitingde destekçilerine, “Sizi kasıtlı olarak bölen, Macar’ı Macar’a düşman edenler gider. Yeter ki bir araya gelin, yeter ki korkmayın” ifadeleriyle seslenerek bütünleştirici sinyaller vermişti.

Magyar’ın partisi 2026’daki genel seçimlerden önce 2024 yazında gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de yarışacak. Yeni muhalif lider Macaristan’dan ayrılmayacağını belirtse de TISZA’nın bu seçimlerdeki başarısı 2026 için bir fragman niteliğinde olacak.