Rusya-Macaristan ilişkileri gelişiyor: Batı’nın Orban hükümetine tepkisi büyüyor

Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir dönemde Macaristan’daki Orban yönetiminin Moskova ile yakın ilişkisi dikkat çekiyor. Orban hükümetinin Rusya ile siyasi, ekonomik ve enerji ilişkilerini her geçen gün geliştirmesi, Batı ülkeleri tarafından tepki çekiyor.

Macaristan’da 2010 yılından bu yana iktidarda bulunan Orban yönetiminin, uzun yıllardır Rusya ile yakın ilişkiler kurduğu biliniyor. Avrupa Birliği ve NATO üyesi olan Macaristan, bölgede Putin yönetimi ile en iyi diyalog kuran ülke olarak ön plana çıkıyor.

Siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda iyi ilişkiler kuran Rusya ve Macaristan; son yıllarda özellikle enerji alanında iş birliğini güçlendiriyor. Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna işgaline rağmen Orban yönetimi, Moskova’ya yönelik yaptırım uygulama yoluna gitmedi.

Başta Almanya, Fransa ve İngiltere olmak üzere neredeyse tüm Batı ülkelerinin Rusya’ya yönelik yaptırımları devam ederken; Orban yönetimin Rusya ile birçok alanda diyalog kanallarını açık tutmaya devam etmesi Batı tarafından tepki görüyor. 

Nisan 2022’de gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak iktidarda kalmayı başaran Orban, seçim sürecinde Avrupa Birliği ve NATO’ya karşı eleştirileriyle dikkatleri üzerinde toplamıştı. Seçimi kazandıktan sonra Avrupa Birliği’ne ve NATO’ya karşı göndermelerde bulunan Orban’ı ilk kutlayan liderlerden biri de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olmuştu.

Orban, seçim sürecinde yaptığı açıklamalarda, Batı’nın Ukrayna stratejisini yanlış bulduğunu ve Rusya ile diplomatik bağların hiçbir zaman kopmayacağını dile getirmişti. Doğal gaz ve enerji alanında Rusya ile ilişkilerin gelişmesi gerektiğine dikkat çeken Macaristan Başbakanı, Moskova’ya yönelik yaptırımların da sona ermesi gerektiğini söylemişti.

Orban’ın Avrupa Birliği ve NATO karşıtı politikası ve Rusya’ya yönelik sıcak mesajları, Macaristan halkından karşılık buldu ve 6 partiden bir araya gelen muhalefet bloku Orban karşısında yenilgi yaşadı.

Polonya, Estonya, Litvanya, Letonya ve Romanya gibi Doğu Avrupa ülkeleri Rusya’ya karşı çok sert bir tutum izlerken, Orban yönetimi Rusya ile yeni doğal gaz anlaşmaları imzaladı. Orban yönetimin en dikkat çeken hamlelerinden biri de Nisan 2022’de Macaristan’ın Rus doğal gazını ruble ile almaya başlaması oldu. 

Batı ülkelerinin Rusya’dan doğal gaz alımını durdurduğu, Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 gibi projelerin askıya alındığı bir dönemde Orban’dan gelen ruble hamlesi; Avrupa’nın Budapeşte yönetimine karşı daha sert bir tutum izlemesini beraberinde getirdi.

ABD ve NATO ülkelerinin Ukrayna’ya yönelik silah sevkiyatı savaşın ilk gününden bu yana dek devam ederken, Orban hükümeti Kiev’e yönelik askeri destekte bulunmadı. Orban, Mart 2022’de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatına izin verilmesi ve Rusya’ya karşı sert yaptırımlara izin verilmesi taleplerini “Macaristan’ın çıkarlarına aykırı” olacağını söyleyerek reddetmişti.

Orban yönetiminin izlediği politika ABD başta olmak üzere birçok Batı ülkesinden tepki görüyor. Batı medyası özellikle Rusya-Ukrayna savaşı başladığı günden bu yana Orban karşıtı haberler yayımlıyor.

Orban yönetiminin iç politikadaki adımları da Batı medyasının sürekli hedefinde. Özellikle Orban’ın Macaristan’da muhalefete ve muhalif basına yönelik izlediği baskıcı tutumlar Batı tarafından şiddetle eleştiriliyor. 

PUTİN-ORBAN GÖRÜŞMESİNE BATI’DAN TEPKİ GELDİ

17 Ekim’de Çin’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gerçekleştirdiği görüşme, uluslararası kamuoyunda dikkat çekti. 

Putin, Moskova ile Budapeşte arasındaki ilişkilerin karşılıklı çıkarları gözeterek geliştiğine dikkat çekerek, “Ne yazık ki bu yılın (ikili ticaret) ilk 7 ayında yüzde 35 düşüş yaşandı. Bu süreci olumlu yönde etkilemek için ilave olarak neler yapmamız gerektiğini düşünmemiz gerekiyor” dedi.

Jeopolitik gelişmeler nedeniyle temasların ve ilişkileri geliştirmenin zorlaştığı bir dönemden geçildiğini söyleyen Putin, “Buna rağmen Avrupa’nın birçok ülkesiyle ilişkilerimizi sürdürüyor ve geliştiriyor olmamız memnuniyet verici. Bu ülkelerden biri de Macaristan’dır” ifadelerini kullandı.

Rusya lideri ayrıca, “Yaklaşımlarımızın her zaman örtüşmediğini biliyoruz ancak görüş alışverişinde bulunma fırsatına sahip olmak bence her zaman son derece önemlidir” açıklamasında bulundu.

Orban ise söz konusu görüşmenin, 2009’dan bu yana Putin ile gerçekleştirdiği 13. görüşme olduğunu belirterek, “Zor görüşmelerimiz oldu ama hiçbiri bu kadar zor olmadı, hiç bu kadar zor durumda kalmamıştık” ifadelerini kullandı.

Macaristan’ın Rusya ile ilişkilerinin askeri operasyon ve yaptırımlar nedeniyle zor bir dönemden geçtiğini aktaran Orban, “Bu birlikte inşa ettiğimiz şeyin ‘dokusunu’ derinden etkiledi. Bu iş birliğinin sadece temaslar düzeyinde değil ekonomik düzeyde de mümkün olduğu sürece sürdürülmesini istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Orban ile Putin arasında Çin’de gerçekleşen görüşme Batı tarafından konuşulmaya devam ederken, 27 Ekim’de Macaristan Başbakanı’ndan Avrupa’ya yönelik sert eleştiriler geldi.

AB’nin bütçe revizyonu görüşmeleri öncesinde konuşan Orban, Ukrayna’nın asla cephede savaşı kazanamayacağını, bu nedenle Avrupa Birliği’nin Ukrayna stratejisinin başarısız olduğunu dile getirdi.

Orban, “Bugün herkes biliyor ama bunu yüksek sesle söylemeye cesaret edemiyorlar, bu strateji başarısız oldu. Bunun işe yaramayacağı çok açık. Ukraynalılar cephede kazanamayacaklar” şeklinde konuştu.

Macaristan Başbakanı, Kiev’e yönelik “büyük bir mücadele” olduğuna dikkat çekerken, Macar halkının vergi paralarını Ukrayna’yı desteklemek adına göndermek için sebep göremediğini söyledi. 

Orban, Ukrayna konusunda bir B planına ihtiyaç duyduğunu ifade ederken, bunun maliyetine ilişkin bir tahminin yapılması gerektiğini söyledi. Macaristan Başbakanı, “Bunun ne kadara mal olduğunu öğrendiğimizde, bu yükü kendi aramızda paylaşabiliriz” dedi.

Tüm bu gelişmeler, önümüzdeki dönemde Orban yönetiminin Rusya ile ilişkileri daha da geliştirmeye yönelik adımlar atacağına işaret ediyor. Budapeşte ile Brüksel arasındaki tansiyonun ilerleyen günlerde daha da yükseleceği ve Orban yönetimine yönelik birtakım yaptırımların gündeme gelebileceği söylenebilir.