İran ile İsrail arasında tansiyon düşmüyor: Türkiye Orta Doğu'da nasıl bir politika izleyecek?

Uluslararası kamuoyu günlerdir İran'ın İsrail'e yönelik misilleme saldırısını konuşuyor. İsrail'in İran'a yanıt verip vermeyeceği konusu tartışılırken, Türkiye'nin Orta Doğu'da nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Peki, İran ile İsrail arasında Orta Doğu'da neler oluyor? Türkiye ilerleyen dönemde nasıl bir strateji izleyecek?

Hüseyin Can TOPKAYA

huseyincantopkaya@intell4.com

1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binası İsrail tarafından hedef alınmış, Devrim Muhafızları'nın üst düzey isimleri bu saldırıda yaşamını yitirmişti. Tahran hükümeti ise saldırının hemen ardından bir yanıt vereceğini açıklamıştı.

Uluslararası kamuoyunda günlerdir İran'ın İsrail'e nasıl bir karşılık vereceği tartışılırken, beklenen yanıt Cumartesi akşamı geldi.

İran'ın İsrail'e onlarca drone, balistik füze ve insansız hava aracı (İHA) ateşlemesinin ardından dünya ülkelerinden tek tek açıklama gelmeye başladı.

ABD, İngiltere ve Fransa'nın yanı sıra birçok Batı ülkesi, İran'ın saldırıları sonrası İsrail'in yanında pozisyon aldı. ABD ve İsrail, İran'ın gönderdiği füze ve İHA'ların neredeyse tamamının hava savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

İran destekli Lübnan Hizbullah'ı ve Yemenli Husiler de İsrail'e yönelik saldırılarda bulunurken, Tel Aviv de Lübnan'ın güneyinde bazı Hizbullah hedeflerine saldırı gerçekleştirdi.

Dünya basınında İsrail'in, İran'ın saldırılarına karşılık verip vermeyeceği tartışılıyor. ABD Başkanı Joe Biden, İran'a karşılık verilmesi durumunda İsrail'e destek vermeyeceklerini söylüyor. İran ise İsrail'in yanıt vermesi durumunda daha büyük saldırılarda bulunacağını belirtiyor.

Joe Biden yönetimi, Orta Doğu'da İran ile İsrail arasında kapsamlı bir savaş yaşanmasını şimdilik istemiyor. 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerine hazırlanan Biden, Orta Doğu'da Gazze'nin yanı sıra daha büyük çaplı savaşların yaşanmasına olumsuz bakıyor.

Rusya karşısında Ukrayna'ya desteğini sürdüren Biden, Asya'da da Çin'e karşı QUAD ve AUKUS gibi ittifaklarla nüfuzunu güçlendiriyor. Biden, İran ile İsrail arasında patlak verecek bir savaşın, Orta Doğu'daki hesaplarını değiştireceğini düşünüyor.

İran ile İsrail arasında bir savaş çıkması durumunda, mevcut başkan adayı Donald Trump bu durumu Biden'a karşı kullanabilir. Trump daha önce yaptığı açıklamada, 'kendisi başkan olsaydı Rusya'nın Ukrayna'ya saldıramayacağını' söylemişti.

Trump son dönemde Biden'ın İsrail politikasına da sert eleştirilerde bulunurken, kendisinin başkan olması durumunda Filistin sorununu çözeceğini öne sürüyor.

Öte yandan Katar ve Kuveyt, Washington'un İsrail'in yanında savaşa dahil olması durumunda ülkesindeki ABD üslerini İran'a karşı kullandırtmayacağını açıklamıştı. Bu durum da Biden'ın Körfez ve Orta Doğu'daki planlarını değiştiriyor.

İRAN VE İSRAİL KENDİ İÇ KAMUOYUNU TATMİN ETTİ

Son dönemde Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırıları nedeniyle İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya yönelik siyasi baskılar artmıştı. Batı ülkelerinden İsrail'e itiraz sesleri yükselirken, ABD Başkanı Joe Biden da Netanyahu sonrası döneme hazırlık yapıyordu.

Biden'ın Netanyahu yerine savaş kabinesi üyesi Benny Gantz'ı Washington'a davet etmesi büyük kriz yaratmıştı. Batı ülkelerindeki halklar Filistin yanlısı gösterilerde bulunurken, İsrail'e silah ticareti konusunda da hükümetlere tepkiler artmıştı.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında yardım görevlilerinin de hayatını kaybetmesi, Joe Biden yönetimi ve Batılı ülkeler tarafından sert tepki çekmişti. Son haftalarda ise sokaklara dökülen İsrail halkı, hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet davaları nedeniyle Başbakan Benjamin Netanyahu'yu protesto ediyordu.

İran'ın misilleme saldırılarının ardından Netanyahu yeniden ABD ve Batı desteğini arkasına aldı. "Saldırıya uğrayan bir ülke" argümanı şansına kavuşan Netanyahu'nun, önümüzdeki dönemde bu durumu sık sık kullanması bekleniyor.

Günlerdir İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırıları uluslararası kamuoyunda tartışılmıyor. Netanyahu aleyhindeki gösteriler son bulurken, savaş kabinesinden de aşırı sağcı lidere tam destek geldi.

ABD ve Batı ülkeleri Gazze'deki tüm faaliyetlerine rağmen, İsrail'e yönelik askeri desteğini güçlendireceğini açıklıyor. Batı ülkelerinin ilerleyen dönemde İsrail'e yönelik askeri desteğinde İran saldırılarını gerekçe olarak göstereceği belirtiliyor.

Diğer yandan İran'da halkın büyük bir çoğunluğu uzun zamandır özgürlük kısıtlamaları, hayat pahalılığı, işsizlik ve yüksek enflasyon nedeniyle hükümeti protesto ediyordu.

Özellikle Eylül 2022'de 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana ülkede hükümete yönelik tepkiler dinmedi. Ocak 2020'de Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesine ciddi bir karşılık verilmemesi de İran'da yıllardır hükümete yönelik eleştirileri beraberinde getiriyor.

İsrail'e yönelik saldırıların ardından Tahran hükümeti uzun zaman sonra iç kamuoyunda birliği sağladı. Birçok şehirde sokaklara inen halkın, hükümetin attığı adımları desteklediği görüldü.

Halk, İsrail'in Şam'daki konsolosluğa yönelik saldırısına verilen yanıtın yeterli olduğunu düşünüyor.

Siyasi uzmanların birçoğuna göre İran, İsrail'e yönelik saldırılarında askeri açıdan başarıya ulaşamadı. İsrail'in askeri üslerinde ve tesislerinde zayiat ya da kayıp olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Tahran'ın iç kamuoyunda beklenen etkiyi yarattığını vurguluyor.

İKİ TARAF ARASINDA SAVAŞ ÇIKARSA TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİ NASIL OLACAK?

Türkiye 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'deki soykırımını ve insanlık dışı saldırılarını gündemde tutuyor ve Netanyahu hükümetine tepki gösteriyor. İsrail ile siyasi ilişkisi bulunmayan Türkiye; Suriye, Filistin, Irak ve Kafkasya konularında İran ile sık sık iletişime geçiyor.

Türkiye ile İran; Suriye, Zengezur Koridoru ve terör örgütü PKK/PYD konularında bazı anlaşmazlıklar yaşıyor.

Ankara hükümeti, İran'ın İsrail'e misillemede bulunduğu gece açıklama yapmak yerine iki taraf arasında yaşanan gelişmeleri gözlemledi. Daha sonrasında Dışişleri Bakanlığı tarafından bir açıklama yayımlandı.

Açıklamada,  "Tepkilerin orantılı olması yönünde gerekli girişimler yapılmıştır. İranlı yetkililere ve İsrail üzerinde etkisi olan Batılı ülkelere, tırmanmaya son verilmesi yönündeki mesajlarımızı açık biçimde aktarmaktayız" denildi.

Türkiye, Gazze'deki savaşın tüm Orta Doğu'ya yayılmasını istemiyor. Ankara hükümeti, İran ile diplomasi sürecine yoğunluk vererek tansiyonu düşürmeye çalışıyor.

Türkiye, İran ile İsrail arasında bir savaşın başlaması durumunda bölgede uzun bir süre istikrar sağlanamayacağını düşünüyor.

Öte yandan İran ile İsrail arasında bir savaş yaşanması durumunda, Türkiye'ye yansımalarının ne olacağı da tartışılmaya devam ediyor.

Gazeteci Fatih Çekirge, Hürriyet'teki köşesinde, iki taraf arasında savaş yaşanması durumunda Türkiye'nin; Körfez, Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki müteahhitlik hizmetlerinin belirli bir dönem zora girebileceğine dikkat çekiyor.

Bu durumun Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyeceğini belirten Çekirge, ihracat ve ithalat açısından sıkıntı yaşanabileceğini vurguluyor.

Öte yandan İran ile İsrail arasında bir savaş yaşanması durumunda Türkiye'ye yönelik yeni bir göç dalgası başlayabilir.

Irak ve Suriye'deki İran'ın vekil güçleri harekete geçebilir ve savaş Türkiye'nin tüm komşularına yayılabilir.

ABD, Türkiye'nin güvenlik tehdidi olarak gördüğü terör örgütü PKK/PYD'yi İran'a karşı harekete geçirebilir.

ABD, İsrail'e destek olması için Türkiye'deki İncirlik ve Kürecik üslerini kullanmak isteyebilir.

Türkiye askeri harcamalarını artırabilir ve yeni savunma sistemlerini satın alma yoluna gidebilir.

Türkiye özellikle İran, Irak ve Suriye sınırlarında yeni tedbirleri gündeme getirebilir.

Türkiye'nin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte uygulamaya başladığı kamu maliyesi ve tasarruf konularında sorunlar yaşanabilir.

Türkiye, bir taraftan Rusya bir taraftan da Batı ülkeleriyle diplomasi sürecini yoğunlaştırabilir.

Ankara hükümetinin, Mısır ve Körfez ülkeleriyle son dönemde gelişen ticari ilişkilerinde yavaşlama yaşanabilir.

Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de savunması için Doğu Akdeniz'de askeri varlığını artırabilir.