Tarihteki ilk yapay zekâ güvenlik zirvesi Bletchley Park'ta gerçekleşti

1-2 Kasım 2023 tarihlerinde İngiltere’de gerçekleştirilen türünün ilk örneği yapay zekâ güvenlik zirvesi sonuçlandırıldı. Hükûmet liderleri ve sektördeki saygın iş insanlarının katılımıyla gerçekleşen zirvede yapay zekâ uygulamalarına ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar açısından önemli gelişmeler kaydedildi.

Gelişimi tahmin edilenden hızlı ilerleyen yapay zekâ (YZ) sistemlerinin topluma ve devletlere oluşturabileceği tehditlere ilişkin İngiltere’de YZ güvenlik zirvesi düzenlendi.

Dünya tarihinde ilk defa düzenlenen bu zirvede YZ’nin insanlığın gelişimi için önemli bir potansiyel taşıdığı kabul edilirken bu uygulamaların topluma karşı oluşturduğu risklere de değinildi.

Türkiye, İngiltere, Çin, ABD, Avrupa Birliği (AB) gibi hükûmetlerin de içinde bulunduğu 28 yönetim, zirvenin sonucu olarak yayımlanan “Bletchley Deklarasyonu”na katılım gösterdi.

Bu deklarasyon ile aktörler, ileri teknoloji yapay zekâ uygulamalarının uluslararası güvenliğe oluşturduğu tehditlere karşı çok taraflı iş birliği içinde olacaklarını taahhüt etti.

Zirvede varılan uzlaşı çerçevesinde OpenAI, Google, Meta, Microsoft gibi şirketler, YZ sistemlerinin kamusal kullanıma açılmadan düzenleyiciler tarafından denetlenmesini kabul etti.

Toplantıyı düzenleyen İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın yaptığı açıklamalara göre katılımcılar Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli benzeri bir yapıda uluslararası bir yapay zekâ örgütü kurulması için fikir birliği belirtti.

Sonraki YZ güvenlik zirvesinden önce gidişatı raporlama görevi yapay zekâ alanının kurucularından sayılan Yoshua Bengio’ya verildi. Profesör Bengio, “State of the Science” (Bilimin Durumu) adlı raporu yayımlayan ekibin başında olacak.

SONUÇLAR NEYE İŞARET EDİYOR?

Zirveye katılan bütün hükûmetlerin tehdidin varlığını kabul etmesi ve bu yönde alınacak ortak bir aksiyona katılacaklarına dair açıklamada bulunmaları, yapay zekâ alanındaki gelişmelere dair bir konsensüsün varlığına işaret ediyor. Dan Milmo ve Kieran Stacey, yüksek endişe sebeplerinin başında dünya çapında yaklaşan seçimlerde karşılaşılabilecek dezenformasyon kampanyalarının geldiğini belirtiyor.

Ancak yasal düzenlemelere ilişkin bir çerçevenin ortaya çıkmamış olması, uluslararası standartların belirlenmesinin henüz ufukta olmadığına işaret ediyor. Uluslararası ölçekte kısıtlayıcı yasaların ortaya çıkabilmesi için teknolojik gelişme ve teknolojiye erişim açısından ülkelerin birbirlerine yakın düzlemde olmaları gerekiyor. Ek olarak yasal düzenlemeler oluşturmak için endüstride ilerlemenin yavaşlatılması gerekiyor, aksi takdirde yürürlüğe koyulacak yasalar hızlı bir şekilde eskiyecektir.

Kurulması planlanan uluslararası otoritenin yetki ve kapasitelerinin de ne ölçüde olacağı şu aşamada belirlenmiş değil. Milmo ve Stacey’nin 3 Kasım’da The Guardian’da yayımlanan yazılarında bu otoritenin Birleşmiş Milletler bünyesinde düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı’na (COP) benzer bir kapasitede olacağı belirtiliyor. Bu çerçevede düzenlenecek bir yapay zekâ konferansının da COP gibi pratikte herhangi bir değişikliğe sebep olamama ihtimali yüksektir. Buna karşın yapay zekâ uygulamalarının olumsuz kullanımı ilk etapta gündelik siyasete direkt zarar verebileceğinden liderlerin odağına iklim değişikliğinden önce oturabilir.