Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ülkeyi tek adam rejimine dönüştürdü

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021’de dönemin başbakanı Hişam el-Meşişi'yi görevden aldı, parlamentonun yetkilerini dondurdu. Said, 22 Eylül 2021'de ise imzaladığı kararnameyle yetkilerini genişletti ve yürütme organını kendisine bağladı. Şubat 2022'de Yüksek Yargı Konseyinin feshedildiğini açıklayan Said, erken genel seçime gidileceğini duyurdu. Ancak 17 Aralık’ta düzenlenen genel seçimler muhalefetin boykotuyla karşılaştı. Seçimlere katılım oranı yüzde 8,8 civarında kaldı.

Tunus halkı sosyal, ekonomik, politik krizler nedeniyle 25 Temmuz 2021’de kitleler halinde sokağa çıktı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, “Tunus'un içinde bulunduğu yağma, yangın ve durum karşısında ülkeyi kurtarmak için olağanüstü önlemler alması gerektiğini" belirterek, bazı grupların belirli bölgelerde iç savaş çıkarmak için çalışmalar yürüttüğünü öne sürdü.

Kays Said daha sonrasında da “ülkenin tehlikede olduğunu” gerekçe göstererek dönemin başbakanı Hişam el- Meşişi’yi ve Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi’yi görevden alarak meclisin yetkilerini 30 gün boyunca durdurduğunu açıkladı.

Ayrıca Tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını ve yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıkladı.

Kays Said’in aldığı bu kararlar ülkede gerilime neden oldu. Meclis Başkanı el-Gannuşi’nin lideri olduğu Nahda Partisi, alınan kararları darbe olarak nitelendirdi. 

Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi, Cumhurbaşkanı'nın aldığı kararların yasal bir dayanağı olmadığını ve bir darbe niteliği taşıdığını belirterek, "Cumhurbaşkanının yasal bir dayanağı olmayan kararları, bir darbedir, anayasayla yorumlamak yanlıştır. Halkı demokrasiyi yeniden tesis etmek için barışçıl mücadeleye çağırıyoruz" dedi. Nahda partisinin destekçileri de verilen kararı protesto etti.

Tunus’ta milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından bazı milletvekilleri ifadeye çağrıldı bazıları gözaltına alındı ve aralarında üst düzey bürokratların da olduğu kişiler hakkında ev hapsi kararı verildi.

Cumhurbaşkanı Kays Said, Eylül 2021 tarihinde yeni kararnamelerle yetkilerin genişleterek yürütme organını kendine bağladı. Daha sonrasında da devlet televizyonundan halka seslenen Said, "tarihi" olarak nitelendirdiği bir dizi kararlar açıkladı. Said, 25 Temmuz 2022'de hükümet sistemi değişikliği için Anayasa referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini duyurdu.

Kays Said, Şubat 2022’de ise yargıya siyasi baskı tartışmalarının gölgesinde Yüksek Yargı Konseyi’ni “tarafsız olmadığı” gerekçesiyle feshetti. Said, "Yüksek Yargı Konseyi feshedildi ama ben yargıya asla dokunmayacağım. Çözüm için bu kararı almak zorunluluk haline gelmişti” ifadelerini kullandı.

Feshedilen Yüksek Yargı Konseyi ise ülkedeki tek yasal yargı otoritesi olduğunu, bunun dışında oluşturulacak yargı organlarının yasal bir dayanağının bulunmayacağını bildirdi.

Ülkede siyasi krizler devam ederken Cumhurbaşkanı Said 8 ay önce askıya aldığı meclisi 30 Mart’ta feshettiğini duyurdu.

Cumhurbaşkanı Said, “Tunus Devleti ve kurumlarını korumak için Parlamentoyu feshediyorum” dedi. Said, çevrimiçi yapılan Meclis oturumunu yasadışı olarak değerlendirerek, parlamenterlerin “başarısız bir darbe” gerçekleştirdiğini söyledi.

Meclis Başkan Yardımcısı Tarık el-Fetiti’nin başkanlığında çevrimiçi oturum düzenlenmiş ve Meclis’teki 217 milletvekilinden 121’i katılım göstermişti. Oturumda, Cumhurbaşkanı Said’in Temmuz 2021’de aldığı olağanüstü kararların iptali için sunulan yasa tasarısı 116 oy ile kabul edilmişti.

25 Temmuz’da yüzde 30.5 katılımla düzenlenen Anayasa değişikliği referandumunda, Tunus yeni bir aşamaya girdi. Anayasa değişikliği yüzde 94,6 “evet” oyuyla kabul edildi. Yarı parlamenter sistemi içeren 2014’teki anayasanın yerini alacak anayasa, Cumhurbaşkanına geniş yetkiler veriyordu. 

Anayasa değişikliği referandumuna katılım oranının az olduğunu belirten Parlamentodaki en büyük parti olan Ennahda'nın da dahil olduğu muhalefet koalisyonu, Cumhurbaşkanı Said'in darbesini, halkın desteklemediğini söyledi ve onu istifaya çağırdı.

Yapılan anayasa değişikliğiyle yetkileri genişleyen Kays Said yayınladığı kararnameyle 57 yargıcı görevden aldı.

TUNUSTA DÜZENLENEN ERKEN GENEL SEÇİMLERE KATILIM YÜZDE 10’UN ALTINDA

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de aldığı olağanüstü kararlar doğrultusunda çalışmalarını dondurduğu Meclisin 17 Aralık 2022'de yapılacak erken genel seçimlere kadar kapalı kalacağını açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Said, 15 Eylül'de de erken genel seçimlerde uygulanacak yeni seçim yasasını açıklamasının ardından Nahda Hareketi, Tunus’un Kalbi Partisi, Demokratik Akım Partisi, Özgür Anayasa Partisi, Afak Tunus Partisi gibi Tunus'ta önemli siyasi partiler ile muhaliflerin çatı oluşumu Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi, peş peşe yaptıkları açıklamalarla seçimleri boykot edeceklerini duyurmuşlardı.

Seçimi boykot eden siyasi partiler iki nedenden dolayı bu kararı almıştı. Bazı parti ve siyasi girişimler, Said’in meclisi feshetme kararını darbe olarak nitelendiriyor ve atılan her adıma karşı çıkıyordu. Diğerleri ise 25 Temmuz’da alınan kararları destekliyor ancak kararların ardından atılan adımları demokratik bulmuyordu.

Siyasi partilerin aldığı boykot kararları eşliğinde halk cumartesi günü 161 sandalyeli parlamentonun yeni üyelerini belirlemek için sandık başına gitti. 

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Faruk Buasker, yaklaşık 9 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede sandıkların kapanmasının ardından yaptığı açıklamada, seçimlere katılımın yüzde 8,8 civarında olduğunu duyurdu.

Arap Birliği ise Tunus’ta çoğu partinin boykot kararı aldığı erken genel seçimlere katılımın çok düşük olmasının nedenlerinin araştırılması çağrısında bulundu.

KAYS SAİD İKTİDARINA HALK DARBESİ 

Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021’den bu yana bütün devlet kurumları üzerindeki hakimiyetini sıklaştırdı. Kays Said, yargıyı kendisine muhalif olanları ve onu eleştirmeye cesaret edenleri yargılamak için kullanarak ülkeyi baskı, yıldırma ve diktatörlük meydanına geri döndürdü. 

ABD, Almanya, Fransa ve Körfez ülkeleri ise Cumhurbaşkanı Kays Said’in demokrasiden yoksun olarak aldığı bu kararlara destek verdi.

Cumhurbaşkanı Said'in geçen yıl parlamentoya karşı attığı adımlara ülke içinden ise farklı tepkiler geldi. Bazı Tunuslular Cumhurbaşkanı’nın bu kararını havai fişeklerle kutlarken, diğer kesim bunun darbe girişimi olduğunu söyledi ve protesto gösterileri düzenledi.

Said destekçileri yolsuzluk ve ülkenin kalkınmasını engelleyen diğer önemli meselelerle mücadele etmek için güçlü bir lidere ihtiyaç duyulduğunu savunuyordu. Ancak Tunus ekonomisi kötüleştikçe, Cumhurbaşkanına destek de azaldı. Erken genel seçimlerde katılım oranının yüzde 8,8’de kalması ise bunun en net örneği oldu. Halk, Kays Said iktidarını sandıkta boykot etti.  

Ekonomik zorluklar, polis baskısı ve koronavirüs pandemisi üzerine yapılan halk protestolarının ardından Said’in olağanüstü önlemlere başvurması destekçilerini öfkelendirdi. Anayasa değişikliğiyle geniş yetkiler elde eden Said, askeri ve güvenlik güçlerini kullanarak ülkeyi tek adam rejimine dönüştürdü.

Ancak bundan sonra Kays Said’i zor günler bekliyor. 9 Milyon seçmenin bulunduğu Tunusta, seçimlere katılım oranının yüzde 10’un altında kalması Said’in iktidarını tehlikeye düşürüyor. Arap Birliği’nden de seçime katılım oranı hakkında açıklamalar gelmesi Said’i zor bir sürece sürüklüyor.

Muhalefetin kitlesel mitingler ve oturma eylemleri çağrıları ise ülkedeki krizi daha da derinleştiriyor. Tüm bu olanlar ise Kays Said’in istifa edeceğine işaret ediyor.