Asya'nın en büyük ekonomisi Çin'in büyüme tahminleri düştü

Uluslararası Para Fonu (IMF) yaptığı açıklamada, Asya ekonomisinin önemli itici gücü olan Çin'in azalan üretkenlik ve hızla yaşlanan nüfusla mücadele etmesi sebebi ile küçüldüğünü bildirdi. Çin Maliye Bakanlığı'nın resmi verilerine göre, özel sektör ve devlete ait şirketlerin imalat faaliyetleri ocak ayında üst üste dördüncü kez daraldı. Yetkililer, ekonomik yavaşlamanın muhtemelen önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyledi.

Küresel büyümenin öncüsü olan Çin ekonomisi, emlak sektöründeki borç krizinin jeopolitik gerilimleri artırması ve ihracat talebinin zayıflaması ile son yılların en yavaş büyümesini gördü.

Çin'in ekonomik performansı, büyük ölçüde verimsiz bankacılık sistemi tarafından finanse edilen yatırım büyümesine bağlı olarak inşa edildi. Bu model, 2008'de başlayan küresel mali krizin ardından yoğunlaştı. Artan yatırımlar Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYİH) büyümesinin yaklaşık üçte ikisini oluşturdu. 

Ekonomik performansta dalgalanmalar, devam eden deflasyonist baskılar ve zayıf olan tüketici güveni dikkat çekiyor. Bu faktörler Pekin'de finansal açıdan kırılgan mali sorunların sürdüğünü gözler önüne seriyor.

İç borçlanma seviyelerinin yüksek olması ve artması, emlak piyasasının çözülemeyen sorunları, işgücünün daralmasıyla bazı analistler Çin ekonomisini iyi günlerin beklemediğine dikkat çekiyor.

Kurumsal yapıyı zayıf tutan reformlar, finans ve emlak piyasalarındaki belirsizlikler önümüzdeki yıllarda önemli dalgalanmalara neden olabilir. Ancak bunların hiçbiri finansal veya ekonomik çöküşün kaçınılmaz olduğu anlamına gelmiyor.

IMF, ÇİN EKONOMİK BÜYÜME TAHMİNİNİ DÜŞÜRDÜ

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yayımladığı raporda, büyümenin 2028 yılına kadar yüzde 3,5'e kadar daha da düşeceği öngörülüyor. Zayıf üretkenlik ve nüfusun yaşlanmasından kaynaklanan sorunlar nedeni ile finansal tablolarda netlik hakim değil.

Kuruluş, Çin ekonomisine ilişkin belirsizliğin bu yıl da yüksek kaldığını ve emlak piyasasında devam eden çöküşün etkisinin devam ettiğini açıkladı. Washington merkezli kurum aynı zamanda Pekin'e, ekonomik ve mali verilerindeki boşlukları giderme çağrısında bulundu.

Hong Kong merkezli Garcia-Herrero, VOA'ya yaptığı açıklamada, "Çin ekonomisinin yüksek büyüme gösterdiği yıllar sona erdi ve yatırımcılar bunun tamamen farkında” dedi.

IMF, Çin'in GSYH'sinin bu yıl yüzde 4,6 büyüyeceğini, ardından 2025'te yüzde 4'e yavaşlayacağını tahmin ediyor. 

Daha önce IMF tahminlerinde 2024 yılı için büyüme oranı yüzde 4,6 olarak belirlenmişti.

"EMLAK KRİZİ MALİ SİSTEMİ ÇIKMAZA SÜRÜKLÜYOR"

Çin ekonomisini anlamak adına ABD Mortgage piyasalarında başlayan ve uluslararası piyasalara da sıçrayan krizi incelemek gerekiyor.

Bir zamanlar büyümenin temel dayanağı olan emlak piyasası şimdi Çin mali sistemini tehdit edebilecek seviyede borçlara ulaştı. Ülke uzun yıllardır bu krizle mücadele ediyor. 

Emlak sektöründe önemli bir konumu olan Evergrande, 300 milyar doları aşan yüksek borçlarla piyasanın sıkıntılı sembolü haline geldi.

IMF raporunda, emlak piyasasında devam eden yavaşlamanın "özel talep üzerinde daha fazla baskı oluşturabileceği ve güveni kötüleştirebileceği" vurgulandı.

Rapor aynı zamanda Çin'in yapısal talep değişimine ve orta vadeli finansal zorluklarına ilişkin bilgiler de sunuyor. 

IMF'nin Asya ve Pasifik Departmanı Çin Misyon Şefi Sonali Jain-Chandra, basına verdiği demeçte, sektörün "daha küçük ve daha sürdürülebilir bir boyuta doğru çok yıllık bir geçişin ortasında" olduğunu söyledi.

Sonali Jain-Chandra, "Bu düzenlemelerin bir kısmı gerçekleşti, ancak biz hala bunun ortasındayız diyerek, sıkıntılı sektörü desteklemek için daha fazlasının yapılması gerektiğini" vurguladı.

Dünya Bankası Çin Baş Ekonomisti Elitza Mileva, "Gayrimenkulden getirilerin daha yüksek olduğu imalat sektörüne önemli miktarda yatırım aktarıldı. Adil ve rekabetçi bir piyasa ve öngörülebilir bir düzenleyici ortam, sermayenin en verimli firmalara ve sektörlere akmasını sağlayacaktır" şeklinde konuştu.

Rapor ayrıca gelecekte daha çevreci, daha sürdürülebilir büyümenin daha güçlü tüketim artışına bağlı olacağını gösteriyor. Sosyal güvenlik ağını güçlendirmeye, hukuk sistemini liberalleştirmeye ve kapsayıcı finansmanı teşvik etmeye yönelik politikalar, haneleri daha az tasarruf etmeye ve daha fazla harcamaya teşvik edebilir.

Bunun sonucunda piyasalardaki para akışı sürdürülebilir olacağından deflasyonist baskı azalır.

"İHRACAT YEDİ YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE"

Çin ekonomisinde uzun süredir büyümenin temel itici güçlerinden biri olan ihracat, Batı ülkeleriyle yaşanan kayda değer gerilimler ve küresel talepteki azalma nedeni ile yedi yıl içinde ilk düşüşünü kaydetti.

Çin Maliye Bakanı'nın resmi verilerine göre, özel sektör ve devlete ait şirketlerin imalat faaliyetleri ocak ayında üst üste dördüncü kez daraldı.

Uzmanlar Pekin'in ekonomik görünümünün önemli risklerle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Emlak sektöründeki gerileme ilk beklentilerin ötesine geçerek tüketici güvenini ve harcamalarını etkileyebilir. Bu da tedarikçiler, kreditörler ve yerel yönetim gelirleri üzerinde baskı oluşturabilir. Aynı zamanda kamu yatırımlarının azalmasına neden olabilir.

Ayrıca ekonomi, zayıflayan küresel talep ve artan jeoekonomik gerilimlere karşı da kırılgan durumda. Ekonomistler, Çin'in ekonomik verileri için pek parlak yorumlarda bulunmuyor.