Polonya ile AB arasında son yıllarda artan gerilimler devam ediyor

Polonya ve Avrupa Birliği arasında son yıllarda birçok sorun ve fikir ayrılığı yaşanıyor. Polonya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılma durumu, kürtaj sorunları, LGBT hakları ve ülkede uygulanan yargı bağımsızlığı meseleleri hükümet ve AB arasında oldukça büyük sorunlara yol açacak gibi görünüyor.

Varşova'nın sağ görüşlü hükümeti ile Avrupa Birliği arasında özellikle son yıllarda birçok konuda sorunlar yaşanıyor.

Önceki yıllarda kürtajın yasaklanması, LGBT karşıtı söylemler ve ayrımcı yaklaşımlar,
medyaya uygulanan baskı ve yönlendirici politikalar, savaştan kaçan mültecilerin ülkeye
kabul edilmesi gibi kararların ardından eleştiri oklarının hedefi durumuna gelen Varşova, son
aylarda ise hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı konularında Brüksel ile gerginlik yaşamaya devam ediyor.

KÜRTAJ YASAĞI VE HAMİLELİK KAYDI KARARI

Polonya, ülkedeki doktorların yaşanan bütün hamilelikleri kayıt altına almasını sağlayan
yasayı yürürlüğe geçirdi.

İnsan hakları kuruluşları, kürtajı tamamen yasaklayan Varşova hükümetinin kadınları
gözaltında tutmaya çalıştığını ve bu kararın son derece yanlış olduğunu açıkladı.

Varşova hükümeti, aldığı bu kararın halk sağlığı vergilerinin toplanması ile alakalı olduğunu
ve AB kararlarına tamamen uyduğunu savunuyor ancak AB aynı görüşte değil.

Ülkede muhalefetin milletvekilleri bu kararın yasadışı gerçekleşen kürtajları kayıt altına
almayı amaçladığını, insanların siciline işleyeceğini ve kadınlara karşı oluşturulan yeni bir
baskı yöntemi olarak kullanacağı görüşünü savunuyor.

Polonya’nın ana muhalefet lideri ve eski AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, yaptığı
açıklamada, kararı şiddetle kınadığını söylemişti. Tusk, “Polonyalı kadınların kontrole değil
bakıma ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Polonyalı kadınlar sadece annenin ciddi bir sağlık sorunu varsa ve hamileliği tecavüzden
kaynaklanıyorsa kürtaj talebinde bulunabiliyor.

Varşova hükümeti ayrıca, içki ve sigara içen kadınların da kayıt altına alınmasını sağlayan
yasayı yürürlüğe koymayı düşündüklerini açıkladı.

LGBT KARŞITI SÖYLEMLER

Polonya’da 4 belediye kendilerini “LGBT”siz bölge ilan etme kararı almıştı. Temyiz
mahkemesi ise aldığı karar ile bu kararın kabul edilmediğini açıkladı.

“LGBT”siz bölgeler eşcinselliği ve kendini cinsel açıdan farklı tanıyan kimliklerin ayrımcılığa
uğramasını ve bu yönelimlerin yasaklanmasını amaçlıyor.

Avrupa Birliği, Varşova hükümetine bir mesaj göndererek “LGBT”siz bölge kararı geri
çekilmediği takdirde AB tarafından sağlanan 2 milyar 500 milyon euro civarındaki fonun
kesileceğini belirtmişti.

Homofobiye Karşı Mücadele Derneği, AB Komisyonu'nun Varşova ile yaptığı anlaşmada,
kendilerini "LGBT'siz bölge" olarak niteleyen belediyelerin, AB'nin 2021-2027 bütçesinden
fon almasını engelleyecek bir madde getirildiğini duyurdu.

Polonya'daki sağ görüşlü hükümet, LGBT haklarını ülkenin dini değerlerine ve ulusal
kimliğine bir tehdit olarak görüyor. Ayrıca eşcinsel evliliklerin yaşanmasına karşı söylemler
dile getiriyor.

POLEXİT KRİZİ

Polonya Anayasa Mahkemesi, AB ile olan anlaşmalardaki bazı maddelerin ülkenin
anayasasına aykırı olduğunu ve bu maddelerin kabul edilemeyeceğine karar verdi. Bu
kararın ardından ise Varşova ve Brüksel arasında büyük sorunlar ortaya çıktı.

Özellikle son dönemde yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ve farklı
birçok konuda eleştiri oklarının hedefi olan Polonya hakkında AB’den çıkması anlamına
gelen “Polexit” tartışması başladı.

Avrupa Parlamentosu’nun önemli partileri, Polonya’nın almış olduğu bu kararın yanlış
olduğunu belirterek AB’yi ülkeye yapılan ödemeler ve sağlanan fonları durdurmaya davet etti.

AB Komisyonunun Adaletten Sorumlu Üyesi Didier Reynders, konu ile ilgili yaptığı
açıklamada “Polonya'nın AB hukukunun üstünlüğüne karşı aldığı karara tüm araçlarla
yanıt vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli ise konu ile ilgili olarak, “Polonya'da bugünün
kararı sonuçsuz kalamaz. AB hukukunun önceliği tartışılmaz olmalıdır. Bunu ihlal
etmek, Birliğimizin kurucu ilkelerinden birine meydan okumak anlamına gelir” şeklinde
konuştu.

Avrupa Halk Partisi'nden (EPP) bir sözcü ise "Polonya'daki gayri meşru Anayasa
Mahkemesi, AB Antlaşmalarının Polonya yasalarıyla uyumlu olmadığını ilan ederek
ülkeyi Polexit yoluna soktu" ifadelerini kullandı.

POLONYA AB HUKUKUNU İHLAL EDİYOR

Avrupa Birliği Komisyonu, Polonya’ya AB hukukunun üstünlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle yasal süreç başlattı.

AB tarafından yapılan açıklamada, hukuk kurallarının ulusal konuların üzerinde bulunduğu belirtiliyor. AB ayrıca Polonya'daki mahkemelere yargıçların atanmasının kabul edilemez olduğunu, yargı bağımsızlığının sağlanmadığını gerekçe göstererek Polonya'yı eleştiriyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Avrupa Birliği Komisyonu ile aynı görüşü paylaşmadığını ve komisyonun kontrolünde tuttuğu gücü yanlış yönlendirdiğini belirtti.

Morawiecki, konu hakkında yaptığı açıklamada, "Bence AB'nin yetkinliğinin bir sınırı olması gerektiği artık daha fazla üye tarafından görülüyor" şeklinde konuştu.

AB Komisyonu, üye ülke Polonya ile arasında yaşanan hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konularındaki sorunlar nedeniyle daha önceki yıllarda da benzer gerginlikler yaşamıştı. İlk sorunu 2017 yılında olmak üzere 2019 ve 2020'de Polonya hakkında ihlal süreçleri başlatmıştı.

AB Adalet Divanı, geçtiğimiz aylarda yargıçlara yönelik disiplin mekanizmasına son verilmesi gerektiği yönünde karar almıştı. AB mahkemesi, bu karara uymadığı gerekçesiyle Polonya'ya günlük 1 milyon euro para cezası vermişti.

AB üyesi bazı ülkeler, Polonya ve AB ile arasında yaşanan sorunların devam etmesi durumunda Polonya’ya verilmesi planlanan yardım fonlarına “şartlılık mekanizması” getirilmesini talep ediyor.