Türkiye’nin Orta Asya’da büyümesi ve Azerbaycan etkisi

Türkiye, son dönemde Orta Asya’da etkisini artırmaya devam ediyor. Azerbaycan ile olan yakın ilişkiler ve Türk Devletleri Teşkilatı toplantıları, Türkiye’nin Orta Asya’da birçok atılım yapmasına olanak sağlıyor.

Azerbaycan ve Tacikistan arasında iş ortaklıklarının geliştirilmesini teşvik edecek bir dizi anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, iki ülkenin ilgili kurumları ve ticari kuruluşları arasındaki ortak girişimlerin uygulanmasını ve sanayi, tarım, yatırım ve turizm alanlarında yeni projelerin uygulanmasında karşılıklı olarak işbirliğini kolaylaştıracaktır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, Sovyet sonrası bölgedeki malların taşınması için transit rotalarda değişikliklere yol açtı. Daha önce, Orta Asya ülkeleri ile AB arasındaki ana ticaret Rus topraklarından geçiyordu. Şimdi, Rusya ile Batı arasında derinleşen çatışma nedeniyle bu transit yolu etkin bir şekilde donduruldu.

Azerbaycan'ın avantajlı coğrafi konumu nedeniyle özel bir rol oynadığı Trans-Kafkasya Ulaşım Koridoru ön plandadır. Bu yeni koşullarda, Orta Asya ülkeleri ve Azerbaycan, birbirleriyle ilişkileri güçlendirmek ve işbirliğini genişletmekle ilgileniyor. Tüm katılımcı ülkeler, doğrudan ve dolaylı yararlanıcılar için Trans-Kafkasya Koridoru projesi bir dizi yeni jeopolitik ve ekonomik fırsat sunuyor.

Diğer yandan alternatif ulaşım güzergahları geliştirmekle ilgilenen Türkiye faktörü de var. Ek olarak, son üç yıl içinde Ankara, ana müttefiklerinden biri olan Bakü de dahil olmak üzere Orta Asya bölgesindeki jeopolitik projelerini tanıtma çabalarını önemli ölçüde yoğunlaştırdı.

Ankara, gelecek dönemde gözlemci veya ortak olarak, diğer Türk olmayan Müslüman devletleri dahil ederek Türk Devletleri Örgütü'nün (OTS) etkisini genişletmeyi planlıyor. Bu amaçla ekonomik teşvikler kullanmayı planlıyor. Bölgedeki tek Türk olmayan devlet olan Tacikistan'ın artık hem Türkiye hem de başta Azerbaycan olmak üzere diğer OTS üye ülkeleri ile işbirliğinden ek fırsat ve ikramiyeler alma durumu bulunuyor.

ZENGEZUR’UN ÖNEMİ

Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den Türkiye’nin doğusundaki Kars şehrine uzanan ve Ermenistan’ın Syunik bölgesi üzerinden geçen, Avrupa ile Asya arasındaki ticaret yollarını genişletme potansiyeline sahip stratejik bir ulaşım güzergâhıdır. 

Tarih boyunca bölgesel kültürler, etnik gruplar ve devletler arasında bir köprü görevi gören bu koridor, yalnızca Kafkasya genelinde değil, aynı zamanda Avrasya genelinde de bölgesel bağlantıları güçlendirmekte önemli bir rol oynadı.

Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ anlaşmazlığı nedeniyle 30 yıldır etkinliğini yitiren bu koridor, 44 günlük bağımsızlık savaşının ardından jeopolitik ve jeostratejik değişiklikler sonucu yeniden önem kazandı.

Zengezur Koridoru, Türk Cumhuriyetleri (Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan) başta olmak üzere Azerbaycan, Türkiye, Rusya, İran ve Ermenistan topraklarını birleştirerek ticari ve kültürel alışverişi kolaylaştırıyor ve bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunuyor.

Enerji kaynaklarının ve ticari malların Avrupa’ya daha hızlı ve daha az maliyetli taşınması için kritik öneme sahip olan bu koridor, enerji güvenliğini ve ticari çeşitliliği önemi derecede artırıyor.

Türkiye ile Azerbaycan son dönemde bu projeyi gerçekleştirmek için çalışmalarını yoğunlaştırmış durumda. Ancak Ermenistan yönetiminin bu projeye olumsuz yaklaştığı biliniyor. Kendi toprakları üzerinden bu koridorun açılmasına karşı çıkan Erivan, bu projenin gerçekleşmesi halinde ülke ticaretinin olumsuz etkileneceğini düşünüyor.

Türkiye ile Azerbaycan ise bu koridorun faaliyete geçmesi durumunda Ermenistan da dahil bölge ülkelerinin tamamında ticaretin gelişeceğini savunuyor. Ermenistan’ın yanı sıra İran da Zengezur Koridoru’nun faaliyete geçmesine sıcak yaklaşmıyor. İran, bu koridorun açılması durumunda Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya bölgelerinde bir güç haline geleceğini düşünüyor.

Zengezur Koridoru’nun faaliyete geçmesi durumunda Türkiye, Asya ile Avrupa arasında çok kritik bir köprü rolünü üstlenecek. Bu projeler, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin ekonomilerinin büyümesini beraberinde getirecek.