Manastır’ın Kocacık nahiyesinden olan gümrük memuru Ali Rızâ Bey ile Langazalı Zübeyde Hanım’ın dördüncü çocuğu olarak 1881 yılında dünyaya gelen Mustafa Kemal Atatürk, altı yaşına geldiğinde annesinin isteği üzerine önce Fatma Molla Kadın Mektebi’ne kaydedildi. Birkaç gün sonra oradan alınıp Şemsi Efendi Mektebi’ne gönderildi.
 
Babasını kaybetmesinin ardından halasının desteği ile Selanik’te Mülkiye Rüşdiyesi’ne kaydolan Mustafa Kemal Atatürk, karıştığı bir kavganın ardından okul müdüründen dayak yemesi üzerine okulu terk ederek Selânik Askerî Rüşdiyesi’ne girdi.
 
Burada matematikteki başarılarından dolayı öğretmeni Mustafa, “Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun” diyerek ona Nâmık Kemal’den esinlenen ikinci bir ad verdi. 1896 Ocağında askerî rüşdiyeyi bitirince Manastır Askerî İdâdîsi’ne giren Mustafa Kemal Atatürk, 1898 kasım ayında idâdîyi bitirerek İstanbul’da Harbiye’ye yazıldı.
 
10 Şubat 1902’de teğmen olarak Harbiye’yi bitirerek kurmay sınıfına geçen Mustafa Kemal Atatürk, 1903’te üsteğmenliğe yükseldi ve 21 Ekim 1904’te kurmay yüzbaşı oldu.
 
Harbiye yıllarında ülke sorunları ile ilgili okumalar yapan Mustafa Kemal Atatürk, bu sebeple yakın arkadaşı Ali Fuat’la (Cebesoy) birlikte gizli örgüt kurdukları iddiasıyla tutuklandı.
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ASKERLİK HAYATI

Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, mezuniyetinin ardından merkezi Şam'da bulunan 5. Ordu'ya staj amacıyla gönderildi. Bu stajında piyade, süvari ve topçu sınıflarında görev aldı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da Lütfi Müfit Bey (Özdeş) 5. Ordu emrinde görev yaptı. İlk stajı 5. Ordu'ya bağlı 30. Süvari Alayı'nda gerçekleşti.
 
'Vatan ve Hürriyet' adlı bir cemiyeti kurduktan sonra ordudan izinsiz Selânik'e giden Mustafa Kemal Atatürk, Selânik Merkez Komutan Muavini Yüzbaşı Cemil Bey (Uybadın)'in yardımıyla karaya çıktı ve orada cemiyetinin şubesini açtı. Arandığını öğrendikten sonra yakalanarak yeniden Şam’a gönderilen Mustafa Kemal Atatürk, 20 Haziran 1907'de Kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu ve 13 Ekim 1907'de 3. Ordu'ya kurmay olarak atandı.
 
'Vatan ve Hürriyet'in şubesinin İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne ilhak edildiğini öğrenen Mustafa Kemal, bu yüzden kendisi de 1908 Şubat ayında İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu (Üye numarası: 322). 22 Haziran 1908'de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliğine atandı.
 
23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in ilanından sonra Aralık 1908 sonlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından toplumsal ve siyasal sorunları ve güvenlik problemlerini incelemek üzere bugünkü Libya'nın bir parçası olan Trablusgarp'a gönderildi.
 
Kentin dışında yapılan bir savaş tatbikatında Bingazi Garnizonuna önderlik ederek askerlere modern taktikler öğretti.
 
13 Ocak 1909'da 3. Ordu'ya bağlı Selânik Redif Fırkasının Kurmay Başkanı oldu ve 13 Nisan 1909'da Meşrutiyet'e karşı 3. Ordu'ya bağlı Taşkışla'da konuşlanmış 2. ve 4. Avcı Taburlarının isyanıyla başlayan, diğer birliklerin katılımıyla genişleyen 31 Mart Ayaklanması'nı bastırmak üzere Selânik ve Edirne'den yola çıkarak Mirliva Mahmut Şevket Paşa komutasında 19 Nisan 1909'da İstanbul'a girecek olan Hareket Ordusu'na bağlı birinci kademe birliklerinin kurmay başkanı oldu. Daha sonra 3. Ordu Kurmaylığı, 3. Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığı, 5. Kolordu Kurmaylığı, 38. Piyade Alayı Komutanlığı görevlerinde bulundu.
 
1911 yılında Trablusgarp Savaşı, 1912’de Balkan Savaşı, İkinci Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı’nda görev alan Mustafa Kemal’in kariyerinin dönüm noktası Çanakkale Savaşı oldu.
 
Kafkasya Cephesi’nde, rütbesine göre kendisine ağır bir sorumluluk verilen 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal 1 Nisan 1916'da Diyarbakır'da iken Tuğgeneralliğe (Mirliva) yükseltildi ve Paşa unvanını aldı.
 
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandı ve ertesi gün öğle vaktinde yürürlüğe girdi. Mondros Mütareke-namesi 19. maddesi gereğince, Yıldırım Orduları Grubu kumandanı olan Otto Liman von Sanders Paşa'nın görevden alınması üzerine Mustafa Kemal Paşa bu göreve getirildi. Ancak 7 Kasım'da Yıldırım Orduları Grubu ile 7. Ordu lağvedildi.
 
Mustafa Kemal ve yanındaki çoğu kurmay olan komutanların Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919 günü, Türk Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıç tarihi olarak kabul edilir.
 
Amasya Genelgesi’ni yayınlamasının ardından Erzurum, Sivas Kongrelerini düzenleyen Mustafa Kemal Atatürk, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya ulaşmasının ardından 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasını sağladı. Meclis’te Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’nin bir kurucu meclis gibi çalışarak Millî Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükümetinin altyapısını kurmasını önayak oldu.
 
Meclis’in kurulmasının ardından, İnönü Muharebeleri, Kütahya – Eskişehir Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz’u yöneten Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kahramanı olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.
 
Mudanya Ateşkes Anlaşması ile işgal kuvvetlerini Anadolu’dan süren Mustafa Kemal Atatürk, Lozan Barış Antlaşması ile bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
 
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından 1923 – 1938 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü.

İlerleyen hastalığı nedeniyle 1 Kasım’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni çalışma yılına başlamasına katılamayan Mustafa Kemal Atatürk, 17 Ekim’de girdiği ilk komadan iki gün sonra çıkmış ancak 8 Kasım’da başlayan ikinci komayı atlatamayarak 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı 9.05’te hayata gözlerini kapadı. 

İslâmî geleneklere göre yıkanan naaşı Mustafa Hayrullah Diker ve Süreyya Hidayet Sezer tarafından tahnît edildikten sonra kurşunlu bir tabuta konuldu.

19 Kasım’da Dolmabahçe’de Yaltkaya tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşı Ankara'ya götürülerek, 20 Kasım sabahı Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi önündeki katafalkta halkın ziyaretine açıldı. 

21 Kasım 1938’de çok sayıda yabancı devlet temsilcisinin ve askerî birliklerin katıldıkları görkemli bir törenle Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabre konuldu. Anıtkabir tamamlanınca da 10 Kasım 1953’te Etnografya Müzesi’nden alınarak burada toprağa verildi.