G20 Zirvesi, "Küresel Güney" ülkelerinin galibiyetiyle sonuçlandı
Geçtiğimiz hafta sonu, G20 grubunun liderleri Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleştirilen zirvede bir araya geldi. Küresel barışın ve sürdürülebilir kalkınmanın ana gündem konularını teşkil ettiği toplantı, Afrika Birliği’nin (AfB) gruba dâhil edilmesiyle sonlandı.
Çin ile Rusya haricindeki G20 üyesi ülkeler ve AB, zirvede en yüksek düzeyde temsil edildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, çeşitli sebeplerden toplantıya katılamadı.
Görüşmede, dünyanın karşılaştığı sınamalar ve çözümlerine ilişkin tartışmalar gerçekleştirildi. Euronews yazarı Verónica Romano, zirvenin önemli çıktılarının Hindistan-Orta Doğu-Avrupa arasındaki lojistik koridoru, Afrika Birliği’nin (AfB) gruba alınması ve Dünya Bankası’nın artması planlanan rolü olduğunu aktarıyor.
Avrupa Komisyonu, bunlara ek olarak liderlerin, sınamaların çözümlerine ilişkin bazı mutabakatlara vardığını yazdı. Toplantıya katılan temsilciler; Ukrayna Savaşı’nın durdurulması ve Tahıl Anlaşması’nın yeniden tesisi, cinsiyet eşitsizliği, ekonomik eşitsizlik, iklim değişikliği, dijital dönüşüm, sürdürülebilir büyüme gibi konularda fikir birliği gösterdi.
The Guardian’a yazan Hannah Ellis Petersen, Ukrayna’nın işgali konusunun grup içindeki en belirgin yarıklara sebep olan tema olduğunu ve Rusya’nın temsilcisi Sergey Lavrov’un mutabakat metnindeki üsluptan memnun kaldığını ifade etti.
BRICS’te yaşanan gelişmelerle şekillenen ve “Küresel Güney’in yükselişi” olarak nitelenen fenomen, bu toplantıda da belirdi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından dile getirilen durum, AfB’nin de gruba üye olarak kabul edilmesiyle küresel sistemdeki değişiklik eğilimini bir kez daha gözler önüne serdi.
AfB’nin üyeliği ayrıca ekonomide statükocu ülkeler ve uluslararası örgütlerin domine ettiği bir platform olan G20’de değişiklik söylemine sahip aktörlerin seslerinin ve dolayısıyla iki tarafın diyaloglarının artacağı anlamına geliyor.
MUTABAKAT BAŞARILI MI?
Grup içinde Ukrayna’nın işgali üzerinde bulunan anlaşmazlık dolayısıyla yayımlanan mutabakat metninin tam manasıyla bir uzlaşma içermediği ve metinde verilen sözlerin yetersiz kaldığına ilişkin yapılan açıklamalar, zirvenin başarılı geçip geçmediğiyle ilgili soru işaretlerini beraberinde getirdi.
Bir yandan Lavrov, ‘Rusya için diplomatik bir zafer’ olarak nitelediği mutabakat metni için “Açıkçası bunu [değiştirilmeden kabul edilmesini] beklemiyorduk. Metindeki ifadelerimizi savunmaya hazırdık” derken diğer yandan deklarasyon, G20 üyesi olmayan Kiev yetkilileri tarafından ‘başarısızlık’ olarak nitelendi.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko, X üzerinden yaptığı bir paylaşımda “G20’nin gurur duyacak hiçbir şeyi yok” ifadelerini kullandı ve mutabakat metni üzerinde yaptığı düzeltmeleri paylaşıma ekledi.
Toplantıya katılan temsilcilerin çoğu mutabakat metnini başarılı olarak nitelerken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, pazar günü yaptığı bir açıklamada toplantıda iklim değişikliğiyle mücadele için yeterli adımların atılmadığını belirtti.
G20, özünde ekonomik karaktere sahip bir kurum olduğundan küresel siyaset konularına burada çözüm üretilmesi beklenilemez. Sergey Lavrov, zirvenin siyasileştirilmemesine ilişkin duyduğu memnuniyeti dile getirirken bunu kastediyordu.
YP Rajesh ve Krishn Kaushik, Reuters’taki makalelerinde, görüşmede borçlanma ve iklim değişikliği konusunda 'küçük adımlar' atıldığını yazdı.
Rajesh ve Kaushik’e konuşan Council on Foreign Relations Başkanı Michael Froman, “G20, küresel finansal krizler gibi ciddi global sorunlarla başa çıkmak için sadece dil üzerinde değil, eylem üzerinde de uzlaşma sağlayabildiğinde çok taraflı bir forum olarak en iyi performansını gösterir” dedi.
Yeni Delhi’deki zirvenin en çok eleştiri toplayan noktalarından biri de Froman’ın değindiği eylemsel düzlemdeki uzlaşmanın eksikliği olmuştu.
Sonuç olarak mutabakat metni, diplomatik açıdan başarılı bir sonuç olarak addedildi. Konunun uzmanları, katılımcıların küresel borçlanma, göç krizi, enerji, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma konularında ifadede anlaşmış olmasına ek olarak eylemde anlaşmış olması gerekeceğine dikkat çekti. Rusya ve Hindistan’ın temsilcilerinin “Küresel Güney” ifadeleri ve 55 üyeli AfB’nin gruba katılması, global ekonomik sistemin değişeceği seslerinin daha gür olarak duyulmasına yönelik önemli çıktılar teşkil etti.