ABD'yi bekleyen tehlike: Venezuela, Rusya ve Çin'in siber merkezi oldu
ABD, Rusya ve Çin ile Asya - Pasifik ve Ukrayna üzerinden mücadele ederken her iki ülkenin teknolojik alt yapılarını taşıdıkları Latin Amerika ülkeleri kısa sürede yeni birer 'siber' merkez haline geldi. Peki, ABD Latin Amerika ülkelerindeki teknolojik donanım ile mücadele edebilecek mi?
Küresel güçlerin askeri rekabet alanı Asya’ya kayarken teknolojik alt yapılar da Latin Amerika ülkelerinde kendine yer buluyor.
Çin ve Rusya’nın Latin Amerika ülkelerinde artan nüfuzu, son olarak teknoloji alanında kendini gösteriyor. Son on yılda hızla Rusya ve Çin’in siber üssü haline gelen Venezuela, kritik hamleleri ile de dikkat çekiyor.
Maduro yönetiminin otoritesini genişletmek amacıyla hız verdiği dijital gözetim ve sosyal denetim ülkenin bir laboratuvar haline gelmesine neden olurken Moskova ve Pekin yönetiminin de siber güvenlik teknik donanımı ve alt yapısını Venezuela’ya taşıyarak güçlenmesine de zemin oluşturdu.
Yıllar süren ABD baskısından sıyrılmak isteyen Latin Amerika ülkelerinde Washington karşıtı bir siber ortaklığın kurulmasını kolaylaştıran sistem ilk olarak Hugo Chavez döneminde kuruldu.
2008 yılında ‘Ulusal Kimlik Kartı’ (Fatherland Card) uygulamasına ilişkin detaylı bilgi edinmek amacıyla Venezuela Adalet Bakanlığı temsilcilerini Çin’e gönderen Chavez, ülkenin siber teknolojiler ile yakından ilgilendiğini de Pekin yönetimine iletmiş oldu.
Çin’de bulunan heyetten bir üye dönemi “Çin’de gördüklerimiz her şeyi değiştirdi” sözleri ile değerlendirirken ülkesinin kamu hizmetlerini genişletmek kisvesi altında vatandaşların ekonomik ve sosyal tüm hareketlerini takip edebilen Pekin yönetimi tarafından kurulan dijital teknolojiler Chavez’i de oldukça etkiledi.
Bu tarihten itibaren hayran olduğu izleme teknolojileri ve gözetleme mekanizmalarını ülkesine getirmek için çalışmalara başlayan Chavez’in 2013 yılında hayatını kaybetmesinin ardından bu ‘distopik’ vizyon halefi Nicolas Maduro’ya geçti.
Çin’in ‘kimlik kartı’ uygulaması 2016 yılında Venezuela’da da hayata geçirilirken 2018 yılında Reuters tarafından hazırlanan bir raporda, Venezuela hükümeti tarafından uygulamaya konulan ‘vatandaş kart’larının veritabanı ve programlamalarının Çin telekomünikasyon şirketi ZTE Corp’un doğrudan desteği ile oluşturulduğu ortaya çıktı.
Yine aynı dönemde Maduro yönetimi ZTE’ye “ulusal güvenliği” geliştirme projesi için 70 milyon dolarlık bir ödeme yaptı. Aynı zamanda ZTE çalışanları devlete ait telekomünikasyon şirketinde görevlendirildi.
Reuters’ta yer alan bilgiye göre, kişisel kimlik kartı olarak da kullanılabilen Venezuela “vatandaş kart”lar; bankacılık ve sağlık hizmetleri, sosyal medya faaliyetleri, siyasi parti üyeliği, oylama geçmişi gibi kişisel verileri de kapsıyor.
Uzmanlar söz konusu kartın Çin’deki ‘sosyal kredi sistemi’nin benzeri olduğu uyarısı yaparken ülkenin yüzde 70’i kısa sürede ‘vatandaş kart’larını edindi.
İddiaya göre, vatandaşlık kartı alan Venezuelalılar hükümet tarafından sunulan gıda maddelerine özel erişim, çeşitli ikramiyeler gibi farklı ayrıcalıklardan da faydalanabiliyor.
Benjamin R. Young’ın National Interest’te yer alan makalesindeki iddiaya göre, Moskova hükümeti de Maduro yönetiminin siber güvenlik sistemleri kurmasında yardımcı oldu.
Putin, seçimler öncesinde ABD yandaşı siyasi aktörlere karşı Maduro yönetimini desteklemek ve güçlendirmek amacıyla siber güvenlik personeli de dahil olmak üzere yaklaşık 100 kadar askeri uzmanı Karakas’a gönderdi.
Tam bir ay sonrasında ise Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Oleg Syromoloto, Venezuela’nın elektrik şebekesine yapılan siber saldırıların ardından yaşanan elektrik kesintilerini soruşturmaya yardımcı olma sözü verdi.
Maduro yönetimi siber saldırıların suçunu Washingtona’a atarken ABD, Asya’daki rekabet alanını genişletmek ile ilgileniyordu.
Latin Amerika Rusya ve Çin’in dezenformasyon kampanyalarından da nasibini alırken ABD Ukrayna savaşına ve geçmiş politikaların sürekliliğini sağlamakta oldukça ısrarlı.
Örneğin 2017 yılında İspanya’da yaşanan Katalan krizinde sosyal medyada paylaşılan içeriklerin yalnızca yüzde 3’ünün Rus ve Venezuela ile bağlantılı siber ağlar dışındaki gerçek hesaplardan atıldığı belirlenmişti.
Rusya ve Çin’in siber sistemler ile Amerika kıtasının güneyini domine ettiğine dikkat çeken Commonwealth Üniversitesi’nden Benjamin R. Young, 6 Haziran’da Washington’da düzenlenen Amerika Kıtası Zirvesi’ne Latin Amerika ülkelerinin davet edilmemesini ise son zamanların en stratejik hatası olarak yorumluyor.