Ticaret Savaşlarında son durum nedir? ABD ve Çin ilişkilerinde yaşanan dönüşüm
ABD ve Çin arasında 2 yıldır süregelen ticaret savaşlarında 13 aralık uzlaşı sağlandı. Amerika Merkez Bankası, Fed, 2018 yılından beri süren ticaret savaşlarında kaybeden tarafın ABD olduğunu açıkladı. Fed'in dayanağı nedir? Yaşanan gelişmeleri nasıl yorumlamalı?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Çin ticaret savaşının temeli, ABD Başkanı Donald Trump’un 2018’de 1 Mart’ta ilan ettiği kararla birlikte çelik ithalatında yüzde 25, alüminyum ithalatında yüzde 10 gümrük vergisi uygulamaya başlamasıyla atıldı. Washington’un 6 Temmuz’da Çin’den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 800’den fazla ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulama kararıyla seviye atlayan ticaret savaşlarında Çin’in de atağa geçti. Pekin yönetimi de 34 milyar dolarlık ABD ürününe yüzde 25 gümrük vergisi getirerek ABD’ye misilleme yapmakta gecikmedi.
Çin ve ABD arasında yaklaşık iki yıldır süren ticaret savaşı iki ülke arasında 13 Aralık’ta gerçekleşen birinci faz ticaret anlaşması sonucunda farklı bir evreye geçti. ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e karşı 15 Aralık 2019’da yürürlüğe girecek olan tarifeleri durduran birinci faz ticaret anlaşmasına onay verdi. Trump bu onayı Çin'in ABD’den önümüzdeki yıllarda daha fazla tarım ürünü satın alması sözü karşılığında verdi.
Trump, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Çin ile çok geniş kapsamlı bir birinci evre ticaret anlaşması üzerinde anlaştık. Çin, bazı yapısal değişiklikler ve büyük miktarda tarım ürünü, enerji, işlenmiş ürünler ve daha birçok şeyin büyük miktarda satın alımı için mutabık kaldı" bilgisini paylaştı.
We have agreed to a very large Phase One Deal with China. They have agreed to many structural changes and massive purchases of Agricultural Product, Energy, and Manufactured Goods, plus much more. The 25% Tariffs will remain as is, with 7 1/2% put on much of the remainder....
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) December 13, 2019
Çin'e 15 Aralık'ta uygulanması planlanan gümrük vergisi artışının da iptal edildiğini belirten Donald Trump, "İkinci evre anlaşma için bir an önce müzakerelere başlayacağız, 2020 seçimlerine kadar beklemeyeceğiz. Bu herkes için muhteşem bir anlaşma. Teşekkürler" ifadelerini kullandı.
FITCH RATINGS’TEN AÇIKLAMA
İki yıldır süregelen ticaret savaşlarında bir nebzede olsa yumuşamanın yaşanması uluslararası piyasalarda olumlu etki yarattı. Fakat Fitch Ratings yaptığı açıklamada ticaret savaşlarında iki tarafın belli konular üzerinde mutabık kalmasının tehlikeyi hafifletmediğini belirtti.
Fitch Ratings’den yapılan açıklamada, Washington ve Pekin arasındaki ticaret müzakerelerinde birinci faz olarak adlandırılan sürecin mutabakatla sonuçlanmasının olumlu karşılandığı fakat iki ülke arasındaki ticaret geriliminin hal sürdüğü kaydedildi. İki ülke arasındaki ticari gerilimlerin ilerleyen süreçte artma ihtimalinin bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, ABD’nin daha önce Çin’den aldığı ürünlere yüzde 25 oranında ek vergi getirmeyi planladığı ancak son mutabakatla bunun yüzde 16’ya çekilmesinin kararlaştırıldığı hatırlatıldı.
FED: TİCARET SAVAŞLARININ KAYBEDENİ ABD
ABD ve Çin arasında 2 yıldır şiddetini arttırarak süregelen ticaret savaşları 13 Aralık’ta gerçekleştirilen müzakerelerin olumlu sonuçlanmasıyla birlikte uluslararası piyasalarda rahatlama yaşandı. Fakat Fitch Ratings yaptığı açıklamayla ticaret savaşları sonucunda varılan anlaşmanın sürdürülebilir olmadığını uluslararası piyasalar için tehlikenin sonlanmadığını belirtti. Fitch Ratings’in ardından ABD Merkez Bankası (Fed) ABD ekonomisine ilişkin bir rapor yayınladı.
ABD Merkez Bankası araştırmasında, ABD Başkanı Trump’un yerli sanayiyi koruma adına getirdiği yeni tarifelerin ABD’de iş kaybına ve yüksek fiyatlara sebep olduğu tespitinde bulunuldu. Fed ekonomistleri Aaron Flaaen ve Justin Pierce tarafından hazırlanan ‘2018-2019 Küresek Tarifelerin ABD Üretim Sektörüne Etkisi’ konulu araştırmaya göre, Donald Trump’un 2018 yılında demir çelik gibi çeşitli ürünlerin ithalatına getirdiği ek gümrük vergileri imalat sektöründe iş kaybına ve üretici fiyatlarında artışa sebep oldu.
Trump’un ek gümrük tarifelerinin, iç pazarda ithal ürünlerinin rekabetinden koruyarak ABD merkezli bazı üreticilerin pazar paylarını artırabileceğine işaret edilen araştırmada, üretim maliyetlerindeki artışın ABD'li üreticilerin ihracat pazarlarında ve iç pazarda rekabet gücüne zarar verebileceğine vurgu yapıldı. Araştırmada, ABD ile ticaret ortakları arasındaki yeni tarifelerin uzun vadeli etkilerinin beklenenden daha farklı sonuç verebileceği ve tarifelerin şu ana kadar ülkenin imalat sektörüne ivme kazandırmadığı belirtildi.
Fed’in paylaştığı araştırma verilerine göre, Donald Trump’un yürüttüğü politikalardan etkilenen ülkelerin ticaret misillemeleri yapmasının sonucunda, demir ve çelik, otomobil üreticileri, ev aletleri, ses ve video ekipmanları, bilgisayar ekipmanı, böcek ilaçları, manyetik, optik medya ve deri gibi ABD sektörlerinin pek çoğu olumsuz etkilendi.
SONUÇ
ABD Başkanı Donald Trump’un ekonomide korumacı politika uygulamasının sonucunda başlayan ‘Ticaret Savaşları’ dünya piyasalarında ekonomik krize neden olmuştu. 13 Aralık’ta gerçekleştirilen görüşmelerin sonucunda küresel piyasada rahatlama olsa da tehlike henüz geçmiş değil.
Diğer taraftan Fed ekonomistlerinin araştırması ticaret savaşlarından zararlı çıkan tarafın ABD olduğunu gözler önüne serdi. Ülke içi üretimi arttırmak ve ithalat-ihracat dengesini sağlamak isteyen Trump’un korumacı politikası Amerikan ürünlerinin küresel piyasalardaki rekabet gücünü düşürdü. ABD’nin ithal ettiği önemli ürünlerden olan demir-çelike ek gümrük vergileri uygulaması iç piyasalarda üretilen demir-çelik bazlı ürünlerin fiyatlarının artmasına ve ABD vatandaşlarının alım gücünün düşmesine neden oldu.
ABD iç piyasasında ev ahalilerinin alım güçleri düşerken dış piyasalarda ABD ürünlerine olan rağbet de düştü. Ticaret savaşlarından ötürü ABD ürünlerinin dış piyasalarda rekabet gücünü kaybetmesi ABD’nin gelirlerinde de düşüşlere neden oldu. Washington ve Pekin yönetimi arasında sağlanan uzlaşının sürdürülebilir olmaması belirsizliği devam ettiriyor. Kısa vadede ticaret savaşlarının sonlandırılmaması ABD ekonomisinde büyük hasarlara yol açacaktır.
İki yıldır süregelen ticaret savaşlarında 13 Aralık’ta gerçekleşmesinin arkasında 2020 ABD Başkanlık Seçimlerinin etkisinden de söz etmek mümkündür. Nitekim azil sürecini kendi lehine çevirmeye çalışan Trump ekibi, ticaret savaşlarının sebep olacağı bir ekonomik resesyon ile karşı karşıya kalmak istemiyor. Dolayısıyla 2020 ABD seçimlerinin de ticaret savaşları üzerinde etkisi olacaktır.
Dünya ülkeleri arasın ABD en fazla dış borçlanmaya sahip olan ülkelerin başında geliyor. Bu bağlamda ABD'nin astronomik rakamlarda dış borca sahip olması elini en fazla kısıtlayan nedenlerdendir. Dolayısıyla ABD'nin ticaret savaşlarından ekonomik olarak hasar alması elini daha da zayıflatacaktır. Hem ABD iç piyasasında ekonomik resesyonun oluşmaması hem de ABD'nin ticaret gelirlerinde düşüş yaşanmaması için ticaret savaşlarının çözülmesi gerekiyor.