Suudi Arabistan ile İsrail barış anlaşması imzalayacak mı?

Suudi Arabistan’ın İsrail ile anlaşma imzalayıp imzalamayacağı son dönemde Orta Doğu'ya dair en çok merak edilen hususların başında yer alıyor. İki ülke arasında yaşanan son gelişmeleri analiz eden uzmanlar, artık barışın mümkün olduğunu öngörüyor.

Suudi Arabistan'ın yöneticileri, on yıllardır İsrail'e ve Filisintililere yönelik attığı adımlara sert eleştiriler yöneltiyor. Yine on yıllardır kendilerine bağlı Arap medyası, İsrail devletine "Siyonist oluşum" ismini veriyor. Ancak son dönemde işler değişiyor gibi görünüyor. Uzun zamandır izlenen bu politika, İsrail'le ilişkilerin normalleşmesi yolunda yön değiştiriyor.

Sosyal medyada her geçen gün daha ateşli şekilde dile getirilen bu iddialar, eski Suudi Arabistan istihbarat şefi ve uzun dönem Washington'da Suudi Arabistan'ın büyükelçisi olarak görev yapmış olan Prens Bender bin Sultan'ın Al Arabiya'ya verdiği röportajla perçinlemiş oldu. Suudi Arabistan'ın Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) yayın yapan kanalı Al Arabiya'da geçen hafta yayımlanan röportajda Prens Bender, İsrail'le Körfez ülkelerinin yaptığı anlaşmaları eleştiren Filistinli liderleri adeta azarlıyor.

"Bu düşük seviyeli söylemler, amaçları için uluslararası alanda destek bulmaya çalışan yetkililerden beklediğimiz şey değil.Filistinli liderlerin Körfez ülkelerinin liderliğine yönelik sınırı aşan açıklamaları ve bu ayıp söylemler, kesinlikle kabul edilemez." Ayrıca Prens, üç bölümde yayımlanan röportajında Filistinli liderlerin "tarihi başarısızlıkları" olduğunu söyleyip, tüm bu süreçlerde "Suudi Arabistan'ın desteğini hep cepte sandılar" dedi.

Filistinlilerin "adil" bir hedefi olduğunu belirten Prens Bender, on yıllardır bir çözüme ulaşılmaması için ise İsrailli ve Filistinli liderlerin eşit derecede suçlu olduğunu düşünüyor. Filistinlilerin iki farklı yönetimi olduğunu, Fetih'in öncülüğündeki Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'yı, İslamcı grup Hamas'ın ise Gazze'yi yönettiğini hatırlatan Prens, "Filistinliler henüz kendi aralarında uzlaşamazken İsrail'le nasıl adil bir anlaşmaya varabilirler?" diye soruyor.

Tüm bunların yanı sıra Suudi Arabistan'ın aslında İsrail'e zeytin dalı uzatma geçmişi de var. "Veliaht Prens Abdullah Barış Planı" isminin verildiği, İsrail ve Filistin arasındaki sorunların çözüme kavuşması için hazırlanan bir yol haritası söz konusu.

Plan, İsrail'in tüm Arap dünyasıyla ilişkilerini normalleştirmesini; bunun karşılığı olarak da işgal edilmiş tüm topraklardan çekilmesini öngörüyordu. Yani İsrail Batı Şeria, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Lübnan'daki tüm işgal bölgelerinden çekilecek, Doğu Kudüs'ü de kurulacak Filistin devletine başkent olarak verecekti. 1948-1949'daki Arap-İsrail savaşında, şu an İsrail devletinin toprağı olan bölgelerden kaçmak zorunda kalan Filistinli mültecilerin geri dönüşü için de adil bir çözüm bulunacaktı.

Aslında plan uluslararası alanda da destek gördü. Ancak plan yayımlanmadan önce Hamas, İsrail'in Netanya şehrindeki bir oteli bombaladı. Bu saldırıyla birlikte tüm barış görüşmeleri de rafa kalktı.

18 yıl sonra bugün, Orta Doğu birçok alanda çok ilerledi, bugün karşımızda çok farklı bir bölge var. Ancak Filistinliler hâlâ aynı noktada. Henüz bağımsız bir devletleri yok ve uluslararası hukuka göre yasa dışı sayılan İsrail yerleşim bölgeleri, her geçen gün Batı Şeria'daki topraklarına doğru ilerleyerek büyümeye devam ediyor.

İSRAİL, SUUDİ ARABİSTAN İLE NORMALLEŞMEYE NASIL YAKLAŞIYOR?

İsrailli yetkililer Prens Bender'in Al Arabiya'daki röportajı ilgili yorum yapmaktan kaçındı. Ancak Londra'daki İsrail Büyükelçiliği'nden bir sözcü, "Umarız daha fazla ülke Orta Doğu'daki yeni gerçekliğin farkına vararak uzlaşma yolunda bize katılır" dedi. Suudi Arabistan geleneksel olarak politika değişimlerinde çok ağır adımlar atan, atacağı her bir adımdan önce uzun uzun nabız yoklayan, büyük bir dikkatle ilerleyen bir ülke oldu.

Ancak bu disiplinden bağımsız olan Muhammed Bin Selman'ın sahneye çıkarak veliaht prens olmasıyla birlikte, bu durum tamamen değişti. Sadece diplomasi alanında değil, toplumsal alanda da ciddi değişiklikler oldu. Artık kadınlar tek başlarına araba kullanabiliyor, kamusal alanda eğlence düzenlenebiliyor ve ülke, yavaş da olsa turizme açılıyor. Tüm bu gelişmeleri göz önüne alarak şunu söyleyebiliriz: Suudi-İsrail barış anlaşması, çok yakın zamanda olmasa bile, artık mümkün görünüyor.