Suriye’nin geleceği Esadsız senaryoda

Son on yılın en derin insani dramı olan, yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği ve milyonlarcasının da mülteci konumuna düştüğü Suriye iç savaşı 9 yılı devirdi. İç savaşın baş sorumlusu olan Beşşar Esad rejimi, bugüne kadar Rusya ve İran’ın desteğiyle gelebildi. Fakat Esad’ın elinde kalan İdlib hariç sadece Fırat’ın batısı. Öte yandan iç savaşın başladığı ilk günden beri yarım milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan Esad rejimi, 22 milyonluk Suriye’nin 10 milyona kadar inmesine neden oldu.

Uzun yıllardır Suriye’nin başında olan Esad hanedanı, asker olan Hafız Esad’ın 1971 yılında, o dönemlerde nüfuz sahibi olan Baas Partisi’nden yönetimi devralarak kansız bir darbe gerçekleştirmesiyle yönetime geçti.  50 yıla yakın bir süredir Suriye’nin başında olan hanedanlık, son dönemde Esad ile son bulabilir. Nitekim son zamanlarda uluslararası basında Esed’in miadının ya da kullanım süresinin dolduğu ve yerine alternatif isimlerin tebellür etmeye başladığını görmek, Esed hanedanının sonunun yaklaştığının semptomları olabilir.

Hafız Esad ve eşi Enise Esad’ın çocuklarıyla senesi bilinmeyen çektirdiği aile fotoğrafında (soldan sağa) Mahir, Beşar, Basil, Mecid ve Büşra.

 

ESADSIZ BİR SURİYE ZORUNLULUKTUR

Suriye ile en uzun karar sınırına sahip olan Türkiye’nin en başından beri savunduğu ‘Esadsız Suriye’ artık bir zorunluluk haline gelmiştir.  Zira üniter bir Suriye’nin olabilmesi için nüfusunu bilerek katleden ve milyonlarcasını mülteci konumuna düşüren rejimin gitmesi gerekiyor. Zira yurtdışına kaçan milyonlarca muhalifin ve İdlib’deki halkın, Esed rejimi var olduğu müddetçe kendi topraklarına dönmelerini beklemek, yarım asrı aşmış Esed hanedanını hiç tanımamak manasına gelir.

Öte yandan Suriye’de bir olayın, Fırat’ın doğusunda ABD himayesinde oluşturulmaya çalışılan PKK ağırlıklı yönetim ile kuzeyde sınır boylarında Türkiye destekli muhaliflerin kontrol ettiği bölgeler boyutu var. Türkiye, Rusya ve İran toprak bütünlüğüne saygılı üniter bir Suriye isterken, ABD ise tamamen farklı olarak asgari federasyon şeklinde bölünmüş bir Suriye öngörüyor.  

Türkiye, Rusya ve İran’dan farklı olarak mültecilerin ülkelerine döndüğü, demokratik seçimlerin yapıldığı bir Suriye önerirken, Moskova ve Tahran tamamen farklı bir Suriye hayal ediyorlar. İran ve Rusya, üniter Suriye’de tamamen kendi kontrollerinde bir hükümet istiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin olması gerekene dair isteği, İran, Rusya, ABD, İsrail ve PKK terörünün işine gelmiyor. Zira mültecilerin dönmüş olduğu bir ortamda yapılacak seçimlerde, demografik ve sosyolojik olarak Sünni Arap, Müslüman Kardeşler tarzı ve benzeri grupların iktidara gelme ihtimali çok yüksek. Bundan ötürü Türkiye ile diğer ülkeler baştan beri anlaşamıyor.

ESAD’A ALTERNATİF İSİMLER

Son birkaç yıldır özellikle Suriye iç savaşında işlenen savaş suçlarının ardından uluslararası basında Esed rejiminin gidici olduğuna dair haberlerde alternatif isimlerin dillendirilmesi, siyasi açıdan yeni bir sürece girildiğinin işareti olabilir. Bu bağlamda Esad’a alternatif olabilecek ilk isim İsrailli gazeteciden geldi. İsrailli Dr. Edy Cohen, Arap-İsrail ilişkileri uzmanı gazeteci Fehd b. Muhammed el-Mısrî’yi Beşşar Esed’e alternatif olarak sundu. Mısrî hakkında yazılanlara göre, Esed rejimini düşürmeye yönelik olarak Paris’te İsrail destekli Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesini kurmuştu. İsrail’le iyi ilişkileri olan seküler el-Mısrî’nin Edy Cohen tarafından öne sürülmesi Arap basınında çok da ciddiye alınmadı.

İsrailli Gazeteci Dr. Edy Cohen

 

Edy Cohen’in iddiasının dışında, Hama katliamı sırasında askeri doktor olarak görev yapan, fakat katliamın ardından askeri görevini bırakıp siyasi bir figür haline gelen ve pek çok defa hapis yatan Suriye Liberal Demokrasi Hareketi kurucusu Dr. Kemal el-Lebvani’den geldi. Mısri gibi İsrail’le iyi ilişkileri olan el-Lebvani, Beşşar Esed’in görevden ayrılıp yerine Ali el-Memluk’un getirilmesi hususunda uluslararası bir mutabakatın olduğunu söylüyor. Lebvani Suriye rejimindeki Esed hanedanı değişikliğinin bu yıl sonuna kadar yapılacağını tahmin ediyor. Öte yandan Esad’a alternatif olarak ortaya çıkan bir diğer isim ise hâlihazırda Suriye Muhaberatının başında bulunan Muhammed Dib Zeytun.

YABANCI HABER AJANSLARINDA ESAD HANEDANLIĞI

Son iki yıldır Batı, Arap ve Rus basınında Esad rejimi aleyhine olan haberlerde artışlar yaşandı. Rusya’nın Esad’ı desteklemesine rağmen birdenbire Rus basını Esad rejiminin kimyasal silah kullandığını hatırlıyor ve bununla ilgili doğrudan rejimi suçlayan raporlar yayımlıyor. Batı basını Esad’ın yargılanması gerektiğini dile getirirken, Rus basını Esad hanedanlığının yolsuzluklarını aktarıyor.

Rus basınında yer alan Esad aleyhindeki haberlerde iç savaş ve Kovid-19 salgını nedeniyle büyük bir ekonomik sıkıntı çeken Suriye’de, Beşar Esad’in eşine binlerce dolar değerinde bir tablo aldığı, kuzeni Rahmi Mahluf’un servetinin 5 milyar dolara ulaştığı, Esad ailesinin Moskova’nın mutena bir semtinde 40 milyon dolarlık 40 lüks daireye sahip olduğu ifade ediliyor ve ailenin büyük bir yolsuzluk batağı içinde olduğu vurgulanıyor.

Rus ve batı basınında yer alan Esad aleyhindeki haberler uluslararası kamuoyunun nihayet Suriye’nin Esad hanedanlığıyla devam edemeyeceğini anladığını gösteriyor. Fakat Esad’ın yerine önerilen isimler Esad’ı aratacak cinsten. Özellikle söz konusu isimlerin İsraille bağlantılı olması Suriye’nin siyasi geleceğinde Tel Aviv’in etkisini gözler önüne seriyor.