Ukrayna-Rusya gerilimi Avrupa ülkelerini Rusya’ya karşı ayağa kaldırdı
Son dönemlerde yaşanan Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi ve askeri kriz Avrupa ülkelerini Rusya’ya karşı harekete geçirdi. Peki, Avrupa Rusya’ya karşı hangi adımları atıyor? Ukrayna-Rusya gerilimi bölge politikalarına nasıl yansıdı?
Uzun zamandır yaşanan Rusya-Ukrayna gerginliği son haftalarda siyasi ve askeri bir krize dönüşünce Avrupa ülkelerinin Rusya karşısındaki adımları hızlandı. Kendi güvenliği için en büyük tehlikeyi Rusya olarak gören Avrupa ülkeleri, Rusya karşıtı söylemlerini artırdı.
Ukrayna-Rusya sınırında yaşanan siyasi ve askeri gerginlik, Avrupa tarafından yakından takip ediliyor. Rusya’nın Doğu Avrupa’daki faaliyetlerinden ve yayılmacı politikasından rahatsız olan Avrupa, tedbirlerini artırıyor.
2000’li yılların başından itibaren ekonomik olarak çıkışa geçen Rusya, özellikle son dönemlerde Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Kafkaslar ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde etkin ve yayılmacı bir politika izliyor. Rusya’nın bu bölgelerde yürüttüğü politika Avrupa ve ABD tarafından endişeyle izlenirken, özellikle Doğu Avrupa bölgesindeki faaliyetleri Avrupa’nın gelecekteki güvenliği için bir tehdit olarak görülüyor.
Rusya’nın Kırım’ı ve Sivastopol’u ilhakı Avrupa’nın güvenlik endişelerini ciddi bir şekilde artırmışken, Donbass’ta yaşanan son olaylar Rusya’ya karşı atılacak adımların hızlanmasına sebep oldu.
ÇEKYA 18 RUS DİPLOMATA SINIRDIŞI İŞLEMİ BAŞLATTI
Rusya-Ukrayna arasındaki siyasi ve askeri kriz devam ederken, Çekya hükümeti ülkedeki 18 Rus diplomata sınırdışı işlemi başlattı. Çekya Başbakan Yardımcısı Jan Hamecek tarafından yapılan açıklamada, ülkedeki 18 Rus diplomatın 48 saat içerisinde Çekya’yı terk etmesi istendi.
Konu hakkında konuşan Jan Hamecek, “Prag’daki Rus Büyükelçiliği’nin, servislerimizin Rus gizli servis çalışanı olarak tanımladıkları tüm çalışanların gönderilmesine karar verdim” ifadelerini kullandı.
Çekya tarafından verilen karara tepki gösteren Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, konu hakkındaki değerlendirmesinde, Çekya’nın bu tür sihirlerin sonuçlarını çok iyi bildiğini dile getirdi.
Ayrıca Çekya Başbakanı Andrej Babiş, 2014 yılında bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamada Rus gizli servislerinin etkisi olduğu ile ilgili şüphelerinin olduğunu söyledi. Babiş, “Gerekçeli şüphelerimiz var. Muazzam bir hasar meydana geldi. Ancak her şeyden önce iki vatandaşımız orada yaşamını yitirdi. Bugün Cumhurbaşkanı Zeman’ı bu dava ve önerilen prosedür hakkında bilgilendirdik. Cumhurbaşkanı bize mutlak destek verdi” şeklinde konuştu.
UKRAYNA’DAN RUS DİPLOMATA SINIRDIŞI KARARI
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Kiev Büyükelçiliği’nin baş diplomatının 22 Nisan tarihine kadar ülkeyi terk etmesini istedi. Ukrayna Dışişleri tarafından yapılan açıklamada, St. Petersburg’daki Ukraynalı Konsolos Aleksandr Sosonyok’un gözaltına alınmasına karşılık olarak bu adımın atıldığı belirtildi.
Daha önce Rusya Dışişleri Bakanlığı, Sosonyok’un 16 Nisan’da bir Rus vatandaşı ile gerçekleştirdiği görüşmede, güvenlik güçleri ve FSB’nin veri tabanında bulunan gizli bilgileri aldığı sırada gözaltına alındığını duyurmuştu. Rusya, Sosonyok’un eylemlerinin kabul edilemez olduğunu, konsolosluk görevleri ile bağdaşmadığını ve Rusya’nın güvenlik çıkarlarına zarar verdiğini açıklamıştı. Ayrıca Rusya, bu kişinin 22 Nisan’a kadar ülkeyi terk etmesi gerektiğini belirtmişti.
MACRON’DAN RUSYA HAKKINDA AÇIKLAMALAR
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, CBS televizyonuna son dönemde yaşanan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Rusya ile yaşanan gerilim hakkında konuşan Macron, “Rusya ile net kırmızı çizgiler tanımlamalıyız. İnandırıcı olmamızın tek yolu bundan geçiyor. Yaptırımlar kendi başlarına yeterli değil” ifadelerini kullandı.
Avrupa tarafından belirlenecek kırmızı çizgilerin aşılması durumunda yaptırımların gündeme gelmesi gerektiğini söyleyen Macron, “Yaptırımlar sadece paketin bir parçası” şeklinde konuştu.
Ukrayna’nın doğusunda yaşanan olaylar ve Avrupa’nın Rusya’ya karşı yeni yaptırımları gündeme getirdiği bir dönemde, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamaları dikkat çekti.
“YENİ BİR KÜBA FÜZE KRİZİ YAŞANABİLİR”
Ukrayna’nın doğusunda gerilim artarken ve Rusya ile Avrupa arasında karşılıklı sert adımlar atılırken Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt önemli bir uyarıda bulundu. Die Welt, Küba Füze Krizi gibi yeni bir krizin yaşanabileceğini söyledi.
Die Welt, Doğu Avrupa’da yaşanan olayların, SSCB ile Avrupa ülkeleri arasındaki anlaşmazlığın zirveye ulaştığı ve dünyadaki iki süper gücün direk olarak karşı karşıya geldiği 1950-1960’lı yılların başlarındaki durumu hatırlattığını belirtti.
İki taraf arasındaki durumun şimdi daha tehlikeli olduğunu söyleyen gazete, ABD Başkanı Joe Biden’ın başkanlık koltuğuna oturmasından hemen sonra Rusya ve Çin ile ilgili açıklamalarına vurgu yaptı. Gazete, Joe Biden’ın Rusya ve Çin’i hedef alan açıklamalarının ardından, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Çinli mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmeye ve iki ülkenin ABD karşısındaki ortak tutumuna dikkat çekti.
Die Welt, Ukrayna’da yaşanan olayların her geçen gün daha kritik bir hale geldiğinin altını çizerken, Rusya’nın hedeflerinin SSCB’ninkinden daha ciddi olduğunu belirtti. Ayrıca gazete, NATO’nun genişlemesinin bedelini, Rusya’nın en kısa zaman içerisinde ödetmek istediğini kaydetti.
Die Welt, bugün tüm tarafların oldukça ciddi hareket ettiğini belirterek, Putin ve Biden’ın atacakları her adımın önümüzdeki onlarca yılın geleceğini belirleyeceğine inandıklarının altını çizdi. İki süper gücün doğrudan karşı karşıya gelebileceğini söyleyen gazete, “Ve bunu kimse istemiyor” ifadelerine yer verdi.