Orta Doğu’nun karanlık yüzü

ABD merkezli bir dergi, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın Libya, Sudan, Yemen, Mısır ve birçok Orta Doğu ülkesindeki etkisine ilişkin dikkat çekici bir makale yayımladı. Makalede çarpıcı açıklamalar yer alırken BAE Veliaht Prensi Zayed için ‘diktatör’ ifadesi kullanıldı.

Amerika Birleşik Devletleri merkezli Forbes dergisinde yayımlanan bir makalede, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed için, “İslami radikallik ile mücadele adı altında ülkesinin asker ve finansal kaynaklarını bölgedeki demokratik eğilimli yapıları yıkmak için kullan bir diktatördür.” tanımlaması yapıldı.

Forbes'in yayımladığı makalede, Zayed’in Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman kadar tanınmasa da Orta Doğu ve çevresindeki ülkelerde Selman’dan daha etkin konumda olduğuna değinilirken, Zayed’in bu etkisini nasıl kullanacağına ve uyguladığı politikaların ABD’nin veya bölge insanının çıkarlarına olup olmayacağına ilişkin sorulara cevap arandı. Ayrıca makalede Zayed’in Orta Doğu’daki planlarına ilişkin de çarpıcı açıklamalara yer verildi.

ORTA DOĞU’NUN BAŞ BELASI

Forbes dergisinin iştirakçılarından olan William Hartung’un kaleminden çıkan makalede, Zayed hakkında bazı insan hakları raporları ve yabancı diplomatların ifadelerine yer verilirken, veliaht prensin mutlakiyetçi tavrı ile Yemen ve Libya gibi ülkelerde sonuçlarını kontrol edemediği çatışmalara sebebiyet verdiği vurgulandı. Ayrıca Zayed’in, uyguladığı politikalarla lanse edildiği gibi “Hürmüz Boğazı ve Orta Doğu'daki istikrarsızlığa çözüm sunmadığı ve aksine sorunun parçası olduğu" belirtildi.

Katar krizinin yaşandığı sırada Zayed’in Washington merkezli Siyonist düşünce kuruluşu FDD (Foundation for Defense of Democracies / Demokrasileri Savunma Vakfı) ile baş başa verdiği medyaya yansımıştı. Zira Zayed’in Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe’nin e-mail yazışmaları deşifre olunca bu gerçek inkâr edilemez bir şekilde ortaya çıktı. Deşifre edilen e-maillerden birinde Uteybe, bir dönem CIA (ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı) başkanlığı da yapan ABD’nin eski Savunma Bakanı Robert Gates’e patronu Zayed’in selamıyla birlikte “Yarın onlara cehennemi gösterin” mesajını iletiyor, Gates’den Katar’ın 'canına okuyacak' hamleyi yapmasını talep ediyordu. Bir diğerinde ise gazeteci David Ignatius’a “Şimdi bizim işimiz, Muhammed bin Selman’ın başarısı için elimizden geleni ortaya koymaktır.” ifadesini kullanıyordu.

Hedefte sadece Katar yoktu. Bölgede Bahreyn’den Yemen’e ve Tunus’a, Afrika’nın göbeğindeki Somali’den Türkiye’deki 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına değin her taşın altından Bin Zayed ve karanlık adamı Muhammed Dahlan çıkıyordu. Sanılanın aksine coğrafyada Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’dan daha aktif olan Zayed, Orta Doğu’nun yanı sıra Afrika ülkelerinde de etkisini arttırmaya çalışıyordu. Bu doğrultuda Zayed, arabulucu misyonuna soyunarak, 2018 yılının temmuz ayında uzun zamandır araları bozuk olan Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile Eritre Devlet Başkanı Isaias Afwerki’yi Abu Dabi’de bir araya getirmişti.

Abu Dabi’de Eritre Devlet Başkanı ile bir araya gelen Abiy Ahmed, görüşmenin sonrasında Zayed ile de bir toplantı gerçekleştirmişti. Abu Dabi ziyaretinin ardından ABD’nin Virginia eyaletine giden Abiy, burada Etiyopyalı Müslüman Diasporası ile bir toplantı yaptı. Toplantıda Abu Dabi ziyaretinden bahseden Etiyopyalı lider, Zayed hakkında sert sözler kullandı. Zira Veliaht Prens kendisine Doğu Afrika’da bir İslam Merkezi kurma fikrini açmış, “Dininizi kaybettiniz” diyerek paylamaya kalkmıştı. Bin Zayed’e bu teklifine karşı olduğunu belirten Abiy, “Sizden din öğrenecek değiliz. Asıl siz dininizi kaybettiniz. Arapçamızı geliştirip İslam’ı daha iyi öğrenecek ve size de öğreteceğiz. Böylece siz de İslam’a tekrar geri dönmüş olacaksınız. Ortadoğu’da yaptıklarınız meydanda. Sizin yaşadığınız gerçek İslam değil.” ifadelerini kullandı.

RESMİ TRABLUS HÜKÜMETİNE KARŞI SAVAŞ AÇTI

Suudi Arabistan ile iş birliği yapan Zayed’in, "Mısır tarihinin en baskıcı lideri" olan General Abdulfettah es-Sisi'nin Cumhurbaşkanı olduğu Mısır'daki darbede rol aldığı kaydedilen makalede, aynı zamanda Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'i silahlandırarak, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından desteklenen Trablus hükümetine karşı savaş açtığı vurgulandı. Bununla birlikte Zayed’in, BAE’nin Yemen’deki varlığını son zamanlarda azalttığı belirtilirken, perde arkasında ise Yemen’deki paralı savaşçılar ile ayrılıkçı gruplara verdiği askeri ve finansal destek sebebiyle bölgede yaşanan işkence, sivil ölümler ve toplu göçler gibi insani sorunlarda başrolü oynadığına dikkat çekildi.

Veliaht Zayed, önceki ABD Başkanı Barak Obama döneminde “tehlikeli ve dürüst olmayan biri” olarak tanımlanırken, Donald Trump döneminde bu yaklaşım tamamen değişti. Beyaz Saray’ın esnek tavrı ve 27 milyar dolar değerindeki askeri silah satışının, BAE'nin terörizm ile mücadele adı altında bölgede takındığı "macerası ve pervasız" tavırlarına kapı araladığı ifade edilen makalede, BAE'nin siyasi ve askeri rolünün bölgede yıkım ve istikrarsızlığa yol açtığı savunuldu.

Forbes’te kaleme alınan makaleye göre Zayed’in Washington’da eleştirilmemesinin sebebi ise Birleşik Arap Emirlikleri’nin, sadece 2018 yılında Washington merkezli 20 lobi firmasına 20 milyon dolar, ABD’li siyasilere 600 bin dolar para ödemesidir.

ABD’nin göz yummasından ötürü etki alanlarını genişletmenin yollarını arayan Zayed, Libya’nın dışında Tunus’ta da faaliyetlerde bulunuyor. Tunus’ta Nahda hareketine karşı elinden gelen kumpası düzenleyen Bin Zayed’in gizli planı Arabi 21 haber sitesi tarafından ifşa edildi. Arabi 21’in ulaştığı, BAE Dışişleri Bakanlığı’na bağılı Politika Planlama Departmanı tarafından düzenlenen 27 Aralık 2017 tarihli dört sayfalık belgede, “Tunus dâhilindeki medya organları ve web siteleri harekete geçirilerek Nahda hareketi hakkında karalama kampanyası başlatılacak. Çok sayıda kadının DEAŞ’a katılmasına Nahda hareketinin neden olduğu ve Tunuslu kadının dünyadaki çağdaş imajını zedelediği konusu kamuoyunda işlenecek.” ifadeleri yer alıyordu.

ÜLKE İÇİNDE MUHALİFLERE BASKI

Öte yandan, ülke içinde oldukça karmaşık bir gözetleme ağı üzerinden kendisine muhalif isimleri tespit edip, hapse attırdığı vurgulanan Zayed’in, aynı zamanda ülkedeki ABD, İngiltere ve diğer ülke vatandaşlarını da yakından izlettiği kaydedildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün konuya ilişkin raporlarına atıfta bulunulan makalede şu ifadelere yer verildi: "Ülke içindeki muhalif isimlere yönelik uyguladığı keyfi tutuklamaların yanı sıra, zaman zaman zoraki adam kaçırma faaliyetlerinde de bulunan BAE, ayrıca Yemen'de savaş suçu işleyen Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun düzenlediği saldırıların önemli bir parçası. BAE yönetimi, aynı zamanda tutuklulara işkence yapmak ve ülkedeki göçmen işçileri suistimal edilmekle suçlanıyor."