Körfez ülkeleri Truss'ı 'joker' görüyor
İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss’ın tartışmalı siyasi kariyeri gündemdeki yerini korkurken Orta Doğu ülkelerinden gelen ‘joker’ nitelendirmesi, kamuoyunda geniş yankı buldu.
Kraliçe II. Elizabeth’in ölümünden hemen önce yeni Başbakan olarak atadığı Liz Truss sol partilerde başlayan siyasi yaşamını bugün Muhafazakâr Parti saflarında sürdürüyor.
Geçmişteki kayıtlarında Krallığa dair söylemleri ile eleştirilerin odağına yerleşen Truss, Kraliçe II. Elizabeth’i “Modern Britanya'nın üzerine inşa edildiği kaya” olarak nitelendirse de “zor günlerde” umudunu dile getirdi.
Truss'un görevdeki ilk haftasında İngiliz tarihinin en uzun süre hizmet veren hükümdarının ölümü, ülkede siyasi geçiş dönemi ve ekonomik sarsıntı endişelerini de artırdı.
Galler Prensi III. Charles’ın resmen Kral ilan edildiği İngiltere’de gelecek dönemde ülkenin ana odak noktası ise artan enerji maliyetleri ve yaşam maliyetlerinin artması.
Körfez ülkeleri ise, İngiltere’nin içersinde bulunduğu durumu ilişkileri güçlendirmede sürekliliğin sağlanması için bir fırsat olarak görüyor.
Arap-İngiliz Konseyi Direktörü Chris Doyle, Truss’ın haziran ayında açıklanan ve 38,5 milyar dolar değerinde olması beklenen yeni BK-GCC serbest ticaret anlaşmasının tamamlanmasına öncelik vermesini bekliyor.
Doyle, ticaret anlaşmaları, göreve başladığında birincil hedefine hitap edecek ve bu, ekonomiyi düzene sokacak ifadelerini kullanarak, “Birleşik Krallık ile KİK arasında sıcak ilişkiler var ve bunun dramatik bir şekilde değiştiğini görmüyorum. Bu konuda, muhtemelen 'gittikçe istikrarlı' bir ilişki olacak” dedi.
Birleşik Krallık-BAE Tüm Partiler Parlamento Grubu'na başkanlık eden Muhafazakar Parti ve Truss destekçisi David Jones MP, yeni başbakanın KİK ülkelerinin “önemini tanıdığını” söyledi.
Jones Arab News’e verdiği demeçte, "Eski uluslararası ticaret sekreteri ve dışişleri sekreteri olarak, Liz Truss, Birleşik Krallık için kararlı bölgesel müttefikimiz BAE ile güçlü ilişkiler sürdürmenin hayati önemini tam olarak takdir ediyor" ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz yıl aralık ayında KİK dışişleri bakanlarını ağırlayan Truss, “Körfez ortaklarımızla daha yakın ekonomik ve güvenlik bağlarının İngiliz halkına iş ve fırsatlar sunacağını ve hepimizin daha güvenli hale gelmesine yardımcı olacağını umuyorum” demişti.
Fakat Doyle, Truss’ın açıklamalarını özellikle yeni başbakanın güçlü kişiler arası ilişkiler kurmanın önemini göz ardı etme eğiliminde olan dış politikaya “işlemsel” yaklaşımı gibi endişe alanlarını da ortaya çıkardığı görüşünde.
Doyle, Truss’ın dışişleri bakanı olarak görev yaptığı sürede diğer ülkelerle ticarete, ekonomiye ve Britanya'nın bundan ne elde edebileceğine odaklandığını belirterek, kısa vadeli faydalar ile daha fazla ilgileniyordu, şeklinde yorumlayarak, “Yeni rolüne adım atarken bu değişikliği görmeyi beklemiyorum ve Orta Doğu söz konusu olduğunda odak noktasının serbest ticaret anlaşmasını ileriye taşımak olacağını düşünüyorum” dedi.
Uzmanlar Truss’ın İran konusunda Boris Johnson’dan daha etkili olabileceğini fakat İsrail - Filistin çatışmasında daha pasif rol oynayacağını düşünüyor.
Truss’ın görev sürecinde Körfez ilişkileri için kendi içinde bir gerilim ihtimali taşıması ihtimaline karşın bölgeye yönelik bakış açısı ‘joker’ olarak algılanıyor.