Ortadoğu ve bölünme deyince hemen hemen ilk akla gelen, İngiltere ve Fransa’nın hazırladığı, o dönem Rus Çarlığı’nın da onayladığı 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşma nedir? Sykes-Picot Anlaşması ile ne amaçlanıyordu? 114 yıl önceki küresel mutabakat, bugün de Ortadoğu’nun şekillenmesi amacıyla halen sürdürülüyor mu?
Sykes-Picot Anlaşması, Birinci Dünya Savaşı sırasında 29 Nisan 1916'da Kut'ül Amare Kuşatması’nda İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı'nın 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, Britanya ve Fransa arasında 16 Mayıs 1916 tarihinde imzalanarak Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır.
Kut’ül Amare: İngiliz kuvvetleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında geçen Birinci Dünya Savaşı’nın temel muharebelerinden biri olarak tanımlanır. Dicle Nehri kıyısında Kut’ül Amare şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınması başarısıyla sona erdi. İngilizler bu hezimeti, Türk tarih kitaplarından bile sildirecek kadar unutmak istemiştir.
Arabistan Yarımadası'nı 1915 yılında ele geçiren İngiltere, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Mekkeli Şerif Hüseyin'i destekleyerek, Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti kurmayı planlıyordu. Şerif Hüseyin ile Mısır'daki Britanya Yüksek Komutanı Mc Mahon arasında böyle bir antlaşma gizli olarak imzalandı.
Fransa ise böyle bir plana karşı çıkarak, baskı sonucu Britanya'yı yeni bir anlaşma imzalamaya ikna etti.
O dönem çarlık ile yönetilen Rusya’nın da onayıyla imzalanan anlaşmaya göre, Rusya'ya; Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı,
Fransa'ya; Doğu Akdeniz Bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları, Britanya'ya Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecekti.
Fransa ile Britanya'nın elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacak, İskenderun serbest liman olacak, Filistin'de kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim kurulacaktı.
1917'deki Bolşevik İhtilali’nden sonra Rusya antlaşmadan ve paylaşımdan vazgeçerken, Lev Troçki gizli olan bu anlaşmanın bir kopyasını 24 Kasım 1917'de İzvestiya Gazetesi’nde yayınlayarak dünya kamuoyuna duyurdu. Böylece İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’yla hedeflediği planlar ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına ilişkin gizli paylaşımları ortaya çıktı.
İngiltere’nin asıl amacı, Arap aşiretlerini Osmanlı’dan koparmaktı. Osmanlı İmparatorluğu içerisinde 4 asır tek parça olarak sorunsuz yaşayan Araplar, Sykes-Picot Anlaşması sonrası küçük devletlere bölündüler. Araplar’ın yeraltı zenginlikleri itibariyle tek ülke halinde güçlü bir devlet olarak yoluna devam etmesi engellenmek istendi.
Bugün yine Batılı ülkelerin zemin hazırlayarak iç karışıkların yaşandığı Ortadoğu’da, Sykes-Picot Anlaşması sayesinde küçük parçalara bölünen devletlerin yeterince küçülmediği gerekçesiyle yeni böl-yönet senaryoları oynanıyor.
Irak, Suriye, Yemen, Suudi Arabistan gibi küçültülmüş sanılan devletler, Kuveyt, Bahreyn, Katar gibi daha da küçük ülkelere bölünmek isteniyor.
Türkiye’nin son yıllarda Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinde yaşandığı sorunlar, Sykes-Picot Anlaşması’nın bugünkü versiyonunun önündeki en büyük engel olmasından kaynaklanıyor.
Bölgenin istikrarı, güvenliği açısından Türkiye, özellikle komşu ülkeler Suriye ve Irak’ın bölünmesinin karşısında politikalarıyla bugünün Sykes-Picot’unun Ortadoğu’da uygulanmasını önlemeye çalışıyor.