Çekirdek transferi ile bir hücreden klonlanan ilk memeli olan koyun Dolly’nin 11-12 yaşına kadar yaşaması planlanırken ancak 6 yıl yaşayabildi ve 14 Şubat 2003’te öldü. Dolly’nin başarılı bir klon olması, birçok büyük memeli hayvanın klonlanması için çalışmaların önünü açsa da bugüne kadar pek de başarılı olunamadı.
Dolly üç annenin kullanılması sonucu 5 Temmuz 1996'da Edinburgh Roslin Enstitüsü'nde dünyaya geldi. Bu annelerin üçünün de farklı görevleri vardı. Birinden yumurta hücresi, ikincisinden hücre çekirdeği elde edildi. Diğeri ise klonu doğuma kadar rahminde taşıdı.
Bu teknik, Somatik Hücre Nükleer Transfer tekniği olarak adlandırılıyor. Yetişkin bir vücut hücresinden alınan hücre çekirdeği, döllenmemiş fakat gelişmekte olan ve çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine transfer ediliyor. Daha sonra bu melez hücre, bölünmesi için elektrik şoklarıyla uyarılıyor ve hücre bir embriyo olacak kadar bölünüp geliştiğinde, taşıyıcı bir anneye naklediliyor.
YILIN BULUŞU SEÇİLDİ
Dolly bu şekilde üretilen ilk klondu. Ancak varlığı doğumundan neredeyse 8 ay sonra 22 Şubat 1997 dünyaya duyuruldu. Gelişmenin ardından Dolly medyada büyük ilgi çekti. İskoç bilim insanlarının Dolly ile oynarken çekilmiş görüntüleri TV’ler de yayınlandı. Daha sonra TIME dergisi klon koyunu gündemine taşıdı ve Dolly ile ilgili tüm detayları içeren bir rapor hazırladı.
Science dergisi ise Dolly’yi “yılın buluşu” seçti. Çünkü Dolly, spesifik bir vücut bölgesinden alınan bir hücreyle, memelilerin yeniden yaratılabileceğini ve sağlıklı olarak klonlanabileceğini göstermiş oldu.
Dolly tüm hayatını Edinburgh’teki Roslin Enstitüsü'nde geçirdi. Burada bir Galler dağ koçu ile çiftleştirildi ve 6 kuzu dünyaya getirdi. İsmi Bonnie olan ilk kuzu 1998 Nisan’ında doğdu. Bir sonraki yıl Dolly isimleri Sally ve Rossie olan ikiz kuzuları ve bundan sonraki yıl da Lucy, Darcy ve Cotton üçüzlerini dünyaya getirdi.
Dolly gibi bir Finn Dorset melez koyununun 11-12 yaşına kadar yaşaması bekleniyordu ancak Dolly yalnızca 6 yaşına kadar yaşayabildi. Henüz 4 yaşındayken Dolly’de eklem iltihaplanması oluştu ve yürümesi aksamaya başladı. Buna, ilerleyen akciğer hastalığı da eklenince 14 Şubat 2003'te ötenazi yapıldı. Otopsi sonuçları, Dolly'nin koyunlar arasında sıkça görülen bir çeşit akciğer kanserine yakalandığını gösterdi.
Roslin Enstitüsü’ndeki uzmanlar, hastalığın Dolly’nin bir klon olmasıyla ilgisi olmadığını düşünüyordu. Ancak kapalı alanlarda tutulan koyunlar için bu tür akciğer hastalıklarının yaşandığı da bir gerçek. Dolly de güvenlik nedeniyle hep içeride tutuluyordu ve akciğer hastalığına yakalanmasının normal olabileceği ifade ediliyordu.
BAŞARISIZ DENEYLER
Bazı uzmanlar ise Dolly’nin öldüğünde 6 değil, zaten 12 yaşında olduğunu fikrini savunuyorlardı. Çünkü Dolly’nin klonlandığı koyunun 6 yaşında olması, telomerlerinin (ökaryotik doğrusal kromozomların uçlarında bulunan, herhangi bir gen kodlamayan, özelleşmiş heterokromatin yapı) kısa olmasına neden oldu. Telomer kısalığı yaşlılığa işaret.
Tıp ilminde böyle düşünülse de Roslin Enstitüsü tarafından yapılan yoğun sağlık taramalarında, Dolly’de yaşlanmayla ilgili herhangi bir anormallik tespit edilemedi.
Dolly’nin başarılı bir klon olması, diğer birçok büyük memeli hayvanın klonlanması için çalışmaların önünü açtı. Ancak bu klonlama girişimleri canlı embriyo vermedi. Canlı olan bazılarının gelişiminde ise anormallik gözlendi.
Dolly’i klonlayan ekibin lideri olan Ian Wilmut, 2007 yılında, nükleer transfer tekniğinin insanlarda kullanılmasının iyi sonuç vermeyeceğini söyledi.
Ancak iki sene önce kamuoyuna duyurulan Zhong Zhong ve Hua Hua adlı Makak maymunları, bu görüşü değiştirdi. Dolly’de kullanılan teknikle doğan maymunlar, klonlanan ilk primat olma özelliğini taşıyordu.
İleride bu alanda yapılacak çalışmaların, korumaya alınan veya soyu tükenmiş canlıların gelecekte yeniden ekosisteme dahil edilmesinin önünü açabileceğini gösteriyor.