Keşmir Sorunu: 370’inci maddenin kaldırılması

Hindistan'ın, yarım asırdan uzun süredir bölgeye özel statü tanıyan, Cammu ve Keşmir’in Yeniden Yapılandırılması Yasası’nın 5 Ağustos'ta iptal edilmesinden bu yana Cammu Keşmir'de yoğun güvenlik önlemleri ve kısıtlamalar devam ediyor.

Hindistan'ın, yarım asırdan fazla zamandır bölgeye özel ayrıcalık tanıyan ‘’Cammu ve Keşmir’in Yeniden Yapılandırılması Yasası’’nın 5 Ağustos'ta iptal edilmesinden bu yana Cammu Keşmir'de yoğun güvenlik önlemleri ve kısıtlamalar devam ediyor. Hint yetkililer, Cammu Keşmir'de hayatın normale dönmeye başladığını savunurken, uluslararası basın bölgede internet, cep telefonları, sabit hatların kesilmesi dahil kısıtlamaların sürdüğünü, yollarda hala barikatların görüldüğünü bildiriyor. 370’inci maddenin anayasadan çıkarılmasıyla birlikte, keyfi gözaltıların yapıldığı, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığı ve özel statünün kaldırılmasının destek görmediği de ifade ediliyor.

Pakistan, Hindistan ve Çin'in arasındaki Güney Asya bölgesinde yer alan Keşmir, Hindistan’ın bölünmesinden bu yana Hindistan ve Pakistan arasındaki anlaşmaz ile anılıyor. Bölgedeki tarafların anlaşamamasının sebebi olarak, İngiliz sömürgesinin ardından Hint Yarımadası'nda Pakistan ve Hindistan'ın iki ayrı ülke olarak Ağustos 1947'de bağımsızlıklarını ilan etmesi gösteriliyor. İngiltere 1947'de Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Karara, Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.

İki ülke arasında uzun yıllar süren savaş, Birleşmiş Milletler (BM)’ni ara buluculuk yaptığı ateşkes ile sonuçlandı. Pakistan, kontrolü atındaki topraklarda Azad Keşmir ve Gilgit Baltistan adında iki özerk bölge oluştururken, Hindistan Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu tek eyalet olan Cammu Keşmir’i kendine bağladı. 5 Ocak 1949 tarihli BM kararı ile Keşmirliler’e ”Cammu ve Keşmir Devleti’nin Hindistan veya Pakistan’a bağlanması, halk tarafından Birleşmiş Milletler himayesi altında yönetilecek bir serbest ve tarafsız halk oylaması demokratik metodu ile kararlaştırılacaktır.”  garantisi verildi.

Birleşmiş Milletler, Hindistan ve Pakistan tarafından kabul edilen bu karar için Keşmir’in tamamen askersizleştirilmesini ve böylece referandum kararının daha sağlıklı uygulanabileceğini açıklamasına rağmen Hindistan bunu kabul etmemiştir. Keşmir sorununu BM’ye taşıyan Hindistan, referandum kararını reddetmenin yanı sıra Keşmir sorununun fitilini de ateşlemiş ve günümüze kadar sorunun sürmesine neden olmuştur.

370’inci maddeye dair detaylar

Öncelikle 370’inci madde Hindistan’daki diğer tüm eyaletlerden farklı olarak Cammu Keşmir’e farklı haklar tanıyordu. Hindistan'ın 1947 tarihinde İngiltere'den bağımsızlığını kazandığı günden bu güne dek Keşmir kendi yasalarını çıkarabiliyordu. Hindistan Anayasası'na, Cammu Keşmir'in demografik yapısını ve kimliğini korumak amacıyla "370'inci madde" eklendi. Yasaya göre, demografinin korunması adına eyalet dışındaki Hindistan vatandaşlarının bölgeden toprak satın alması, kalıcı olarak yerleşmesi ve yerel eyalet binalarında memur olarak çalışması yasaklıyordu. Hindistan’ın, 5 Ağustos'ta yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan anayasanın 370'inci maddesini iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmasıyla birlikte Hindistan’ın Keşmir’in demografisini değiştirmek için çalışmalarda bulunacağı düşünülüyor.

Bu düşüncenin sebebi ise, ‘birlik toprağı’ olarak bilinen Keşmir’de artık Hindistan vatandaşlarında toprak satın alabilecek, süresiz yerleşim imkanına erişebilecek ve yerel hükümet binalarında çalışabilecek olması. Hindistan'da Cammu Keşmir'i 2 birlik toprağına ayıran "Cammu ve Keşmir'in Yeniden Yapılandırılması Teklifi", önce federal parlamentonun üst kanadı Rajya Sabha'da (Eyaletler Meclisi), daha sonra da federal parlamentonun alt kanadı Lok Sabha'da (Halk Meclisi) kabul edildi. Alınan kararda, bölge, Cammu ve Keşmir Birlik Toprağı ile Ladakh Birlik Toprağı şeklinde yeniden düzenlendi. Karara göre, Cammu Keşmir bölgesinde sınırlı yetkilere sahip yerel bir meclis bulunacak ancak Ladakh'ta meclis olmayacak. Cammu Keşmir'in bundan böyle diğer Hint vatandaşlarına uygulanan yasalarla yönetilmesi bekleniyor.

Cammu ve Keşmir’in Yeniden Yapılandırılması Yasası’nın 370’inci maddesinin kaldırılması ile birlikte, Cammu Keşmir’in kendi anayasasına sahip olması ve bölge ile ilgili karar almak gibi ayrıcalıkları son bulmuş oldu. Hindistan hükümetinin, kontrol ettiği bölgeyi Hindistan'ın geri kalanına kalıcı olarak dahil etme düşüncesiyle bu kararı aldığı savunuluyor. Uluslararası toplumun dikkatini çekmek için konu hakkında açıklamalar yapan Pakistan Başbakanı İmran Han, Keşmirli Müslümanların yanında olduklarını ifade ederken, ‘’Dünya, Hindistan işgali altındaki Keşmir’de Müslümanlara yönelik Srebrenitsa benzeri bir diğer katliam ve etnik temizliğe sessizce tanıklık mı edecek? Uluslararası toplumu, buna izin vermesi halinde, gelişmelerin Müslüman dünyasında radikalleşme ve şiddet döngülerine yol açacak sert yankılar ve tepkiler doğuracağı konusunda uyarmak istiyorum.”açıklamalarında bulundu.

Dünya Keşmir’de

Stratejik konumu itibariyle oldukça önemli olan Keşmir sorununa, söz konusu bölgede aktif olmak isteyen dış kuvvetlerde katılmış durumda. ABD, Trump’ın “Keşmir konusunda arabulucu olabiliriz” açıklamasının da gösterdiği üzere tarafsız bir siyaset izlediği görüntüsü vermek istese de, yükselen Çin’i dengelemek adına Hindistan’ı alttan alta destekler bir siyaset izliyor.Bu noktada, ABD’nin Çin’e karşı Hindistan’ı desteklerken, Pakistan’ı da tamamen Pekin yönetimine doğru ittirmeyecek bir siyasi hat tuttuğunu ekleyelim. Hindistan’ın Müslüman nüfusa müdahalelerine rağmen Körfez ülkelerinin konuyla ilgili sessizliği dikkat çekiyor.

Konunun uzmanları bu sessizliğin altında yatan sebebin, Körfez ülkeleri ve Hindistan arasında var olan, yıllık 100 milyar doları aşan ticaret hacminin yanı sıra, Körfez ekonomisine katkı sağlayan 7 milyon Hintli göçmenin olduğunu ifade ediyor. S-400’ler başta olmak üzere, Hindistan’la askeri ve ekonomik alanlarda işbirliği içinde olan Rusya ise Keşmir sorunu konusunda bir diğer müttefiki Çin’i karşısına almamak için sessiz bir siyaset izleme yolunu seçti. Pakistan karşıtı cephede yer alan bir başka ülke, uzun yıllardan bu yana Hindistan’la askeri alanda işbirliği yapan İsrail oldu.

Ekonomik, siyasi ve birçok konuda zor bir süreçten geçen, batıya alternatif oluşturabilecek farklı ittifaklar arayışında olan Türkiye için, Keşmir sorunuyla bağlantılı olarak Pakistan üzerinden Çin’le işbirliği imkanlarını değerlendirmek önemli bir fırsat. Türkiye’nin, askeri ve kamu diplomasisi alanlarında Pakistan’la uzun yıllara dayanan ilişkileri devam ediyor. Pakistan Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, ülkedeki kamu kurumlarında Türkiye’de eğitim görmüş, Ankara’yla sıcak ilişkilere sahip pek çok isim mevcut. Çin ise Kuşak ve Yol Projesi ve Hindistan’ın bölgedeki etkisini azaltmak amacıyla Pakistan’la ilişkilerini derinleştiren bir siyaset izliyor. Keşmir’deki son gelişmelerin de gösterdiği üzere, Ankara ve Pekin, Pakistan’ın arkasında yer alan bir tavır ortaya koyuyor.