Hindistan ve Pakistan'ın "Keşmir" çıkmazı

Hindistan topraklarını uzun bir dönem sömürgesi olarak kullanan İngiltere’nin bölgede nüfuzunun azalmasıyla Britanya Hindistanı bölündü ve Hindistan ile Pakistan bağımsızlıklarını kazandı. İki ülkenin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla beraber patlak veren çatışmaları günümüze dek ikili arasında tam 4 savaşa neden oldu. Ana kaynağı Keşmir Sorunu olan çatışmalar sadece 1971 yılındaki savaşta farklı bir nedenle meydana gelmişti.

Yedi Yıl Savaşlarıyla beraber Asya kıtasının güneyinin tamamına yakını olan Hindistan topraklarını ele geçiren İngiltere, 18. yüzyıldan bu yana bölgeyi sömürgesi olarak kullanıyordu. Ülkenin tüm zenginliklerini sömüren İngiltere’den rahatsız olan halk ise protestolar düzenleyerek İngiliz sömürgesinin ülkeyi terk etmesini istiyordu. Birinci Dünya Savaşı döneminde tamamı Hindistanlılardan kurulu olan bir orduyu Orta Doğu’da kullanan İngiltere, halka jest olarak ülkenin bazı bölgelerinde yönetimi halkın seçtiği kişilere bıraksa da, İngiltere’nin bu adımı yeterli görülmemişti.

Bağımsızlık hareketlerinin daha sistematik bir hal almaya başlamasıyla, Hinduların lideri Mahatma Gandi ve Müslümanların lideri  Muhammed Ali Cinnah İngilizlere karşı birlikte hareket ederek, İngiltere’yi geri adım atmak zorunda bıraktılar. Böylece İngiltere, 1935'te, halk tarafından seçilmiş üyelerden meydana gelen eyalet meclisleri kurulmasını kabul etti ve 1937'de ilk seçimler yapıldı. Bütün Asya'daki sömürgelerde olduğu gibi, II. Dünya Savaşı'nda Britanya Hindistanı da Hindistan Milli Ordusu adı ile bir kuvvet Japonlarla beraber savaştı. Bunun sonucunda Büyük Britanya 1942'de Hindistan üzerindeki kontrolünü daha da gevşeterek, hükümetin yerli halktan olması esasını getirdi. Sadece savunma ve dışişlerini kendi elinde tuttu. Aynı zamanda yaptığı bir açıklama ile de savaştan sonra Hindistan'a bağımsızlık vereceğini bildirdi.

İngiltere’nin büyük bir zaiyat verdiği, askeri ve ekonomik açıdan da zayıf duruma düştüğü İkinci Dünya Savaşı sonrası Britanya Hindistanı’nın bağımsızlığı artık daha yüksek sesle dile getirilmeye başlamıştı. İngilizlerin daha fazla mücadele edememesi üzerine Hinduların çoğunlukta olduğu bölgelerin Hindistan devleti, Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerin ise Pakistan devleti sınırlarında yer alması kararlaştırıldı. Bu karara rağmen bölgenin demografik ve coğrafi yapısını dikkate almayan İngiltere, çizdiği sınırlarla Müslümanların üçte birinin Hindistan topraklarında kalmasına neden oldu. Bölünmenin doğru yapılmaması sonucunda bölgedeki Hindular ve Müslümanlar arasında gerçekleşen toplumlararası savaşlar milyonlarca can kaybıyla sonuçlandı.

Asıl büyük sorun ise İngiltere’nin nüfusunun %90’ı Müslüman olan Keşmir’in Hindistan'a mı yoksa Pakistan'a mı katılacağına Keşmir halkı tarafından karar verilmesini istemesiyle patlak verdi. Yapılan oylamada halkın büyük çoğunluğu Pakistan topraklarına katılmak istese de, Keşmir Prensi toprakların Hindistan sınırlarında yer almasına karar verdi. Prens Maharaja'nın bu kararına tepki gösteren Keşmirliler, prense karşı isyan başlattı. Pakistan'dan Keşmir'e gelen mücahitler de isyana destek verdi. Protestoların önüne geçemeyen Prens, Hindistan’dan yardım istedi. Hindistan’ın bu çağrı üzerine Keşmir’e girmesinin akabinde Pakistan ordusunun da Keşmir halkı ve mücahitler yanında yer almasıyla iki ülke arasındaki savaşlar başlamış oldu. Savaş, Birleşmiş Milletler'in ara buluculuğunda 1 Ocak 1949'da imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.

Yapılan anlaşmada ne Hindistan’ın ne de Pakistan’ın bölgede asker bulunduramayacağı, bölgenin geleceğinin ise BM tarafından yapılacak olan oylama sonucu belirlenmesi kararı alındı. Hindistan cephesi şartlara uymayarak Keşmirdeki askeri unsurlarını daha da çoğalttı ve işgal ettiği bölgeleri “Cammu Keşmir” adıyla topraklarına kattığını ilan etti. Bu eyalet Hindistan’daki müslüman nüfusun fazla olduğu tek bölge konumundadır. Bu durumu göz önünde bulunduran Hindistan eyalette günümüze kadar herhangi bir oylamaya yanaşmamıştır. İki ülke arasındaki çatışmaların temel nedeni olarak ön plana çıkan “Keşmir Sorunu”, Hindistan ve Pakistan arasındaki ikinci bir savaşın da nedeni olmuştur.

1965 İkinci Keşmir Savaşı

Hindistan’ın işgal ettiği Keşmir’deki Müslümanlara karşı uyguladığı sert ve baskıcı politikalar sonrası halk protestolara başlamıştır. Binlerce Müslüman’ın Hintli askerler tarafından öldürülmesi nedeniyle Pakistan, Cammu Keşmir eyaletine asker göndererek Müslüman halka destek olmuştur. Hindistan Pakistan'ın bu tutumuna karşı saldırı başlatarak karşılık vermiştir. Beş hafta süren savaşlar sonucunda her iki tarafta birbirine karşı üstünlük sağlayamamış, üstelik her iki taraf da çok ağır zayiat vermiş ve binlerce can kaybı meydana gelmişti. Ayrıca bu savaşta dünya II.Dünya Savaşı'ndan bu yana tanklarla yapılan en büyük savaşa şahit olmuştur. Bariz bir kazananın çıkmadığı savaşa ABD ve Sovyet Rusya’nın araya girmesiyle Taşkent Deklarasyonu imzalanmış ve savaş sona ermiştir.

1971 Bangladeş Savaşı

Bu savaş her ne kadar Keşmir’den bağımsız çıkmış gibi görülse de, iki ülkenin Keşmir üzerindeki anlaşmazlıkları çatışmaların başlamasında yine büyük bir rol oynamıştır. 1947'deki bağımsızlığın ardından nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olması nedeniyle Bangladeş bölgesi Doğu Pakistan adıyla Pakistan'a bağlanmıştı. Asıl Pakistan ise Batı Pakistan adıyla anılıyordu. Hindistan'ın elinde kalan topraklar bu iki Pakistan'ı birbirinden ayırıyor ve bağlantıyı kesiyordu. Ayrıca Doğu Pakistan'ın elinde kalan topraklar İngilizlerin sömürge döneminde özellikle ihmal ettiği topraklardı. Bu yüzden geri kalan Doğu Pakistan İslamabad tarafından sömürüldüğünü ileri sürüyordu. Ayrıca iki bölge halkının da Müslüman olmasına rağmen çok farklı kültürlere sahiplerdi. Savaşın hemen öncesinde Doğu Pakistan'da siyasi hoşnutsuzluk giderek artmış ve kültürel milliyetçilik hareketleri son derece sertleşmişti. Bu ve benzeri problemler 1971'de Doğu Pakistan'da büyük bir isyana sebep oldu. İsyanı bastırmak isteyen Pakistan bölgede askeri operasyonlara başladı ve bu operasyonlar sonucunda yaklaşık 10 milyon Bangladeşli Hindistan topraklarına sığındı. Bangladeşlilerin ülkesine sığınmasını bahane eden Hindistan, Doğu Pakistan'ın yanında savaşa girdi. Savaş boyut değiştirerek Hindistan ile Pakistan arasında sınır çatışmalarına dönüştü.Pakistan uçaklarının Batı Hindistan'ı bombalaması üzerine çatışma açık savaş haline geldi ve Hindistan ordusu Doğu Pakistan'a girdi. İki haftalık yoğun mücadele sonucunda Doğu Pakistan'daki Pakistan kuvvetleri Hint kuvvetleri karşısında sayıca ve mühimmat olarak yetersiz kalınca, 90,000'den fazla Pakistanlı asker ve sivil teslim oldu. Pakistan birliklerinin Hindistan kuvvetlerine teslim olduğu 15 Aralık 1971 günü Bangladeş'in kuruluşu resmen ilan edildi. Bu savaş Hindistan-Pakistan Savaşları içinde en çok kayıp verilen savaştır. İki ülke arasındaki gerilimi en yüksek seviyeye çıkaran bu savaş, aynı zamanda önü alınmaz Hindistan-Pakistan düşmanlığının da miladı olmuştur.

1999 Savaşı

1999 yılında Kargil Savaşı patlak verdi. Mayıs ile temmuz ayları arasında iki ordu Keşmir'in Kargil bölgesinde savaştı. Savaş sonunda Hindistan Pakistanlılar tarafından bozulan sınırı eski haline getirdi.

Günümüzde Keşmir

1947 yılında başlayan ilk savaş sonrası, BM’nin devreye girerek Keşmir’de bağımsız bir oylama yapılması kararına uymayan ve bu sorunu çözümsüz bir hala sokan Hindistan, yaklaşık 70 yıldır Keşmir halkının bağımsızlık isteklerine karşın, baskıcı politikalarla Müslüman halkı yıldırmaya çalışıyor. Hint güvenlik güçlerinin Keşmir'deki sivil halka ve direnişçilere karşı uyguladığı şiddet zaman zaman uluslararası camianın gündemine gelirken, bölgedeki huzursuzluk her geçen gün biraz daha artıyor. Özellikle Keşmir direnişinin sembol isimlerinden olan Burhan Wani’nin 2016 yılında Hint askerleri tarafından öldürülmesiyle protestolar had safhaya ulaştı. 

Keşmir'deki olaylarla ilgili haberler yapan Keşmir Medya Servisinin verilerine göre, Haziran 2016'dan bu yana yaşanan gösterilerde Hint güvenlik güçlerinin protestoculara karşı uyguladığı aşırı güç kullanımı ve ateş açması nedeniyle 174 Keşmirli sivil hayatını kaybetti, 20 binden fazla kişi yaralandı. Protestoları dağıtmak için Hint polisi tarafından kullanılan plastik mermiler nedeniyle 73 gösterici kör olurken, 207 gösterici de tek gözünü kaybetti. Gösterilerde 18 bin 990 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 818'i tutuklandı. Resmi rakamlara göre ise Keşmir’de son 30 yılda yaşanan olaylarda 94 bin 888 kişi hayatını kaybetti.

Sonuç

70 yıllık husumetin çözümü için Pakistan, Birleşmiş Milletler’in 1949 yılında sunduğu Keşmir’de yapılacak olan referandum sonucuna göre bölge geleceğinin belirlenmesi kararının uygulanmasını önerirken, Hindistan Müslüman çoğunluğun Pakistan’a katılma kararı alacağını bildiği için referandum fikrine sıcak bakmıyor. Gelinen son noktada iki ülkenin de nükleer faaliyetleri göz önüne alındığında, durumun Güney Asya’nın geleceği için de ciddi bir risk teşkil ettiği dünya kamuoyunun görmezden gelemediği bir gerçek. Pakistan’ın tüm çabalarına karşın, Hindistan’ın halka uyguladığı baskıcı yaptırımlar ve zulümler, sorunun dostane yollarla çözümünü de imkansız kılıyor. Halihazırdaki çözümsüz durum devam ettiği taktirde, Güney Asya’da muhtemel nükleer krizlerin de önü açılıyor.