Hindistan ile Pakistan arasında 74 yıldır çözülemeyen sorun: ”İndus Havzası”
Dünya devletleri tarafından su kaynaklarının önemi her geçen gün daha fazla vurgulanırken, Pakistan ile Hindistan, her iki ülke için de önemli bir su kaynağı olan İndus Havzası üzerinde 74 yıldır anlaşamıyor. İndus Havzası sorunu nedir? İki ülke neden anlaşamıyor? İndus Havzası’nın ülkelere ekonomik getirisi nedir?
İnsanlığın vazgeçilmezi olan su, en önemli yaşam kaynağı olarak biliniyor. Tarih boyunca tüm medeniyetlerin su kaynakları etrafında kurulduğu görülüyor. Temiz ve kullanılabilir olan su kaynakları, medeniyetin ve refahın simgesi olarak gösteriliyor. Aynı zamanda ülkeler arasında savaşların yaşanmasında ve halkların yoksulluk yaşamasında su kaynakları önemli bir etken karşımıza çıkıyor.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi günümüzde de dünya ülkeleri, suyun paylaşımı ve kullanımı konusunda sorun yaşamaya devam ediyor. Su kaynakları, ekonomik olduğu kadar siyasi amaçla da kullanılıyor. Bir ülkede doğan akarsuyun, farklı ülke veya ülkelere geçmesi sınıraşan su olarak adlandırılıyor. Özellikle “Sınıraşan su” olarak bilinen su kaynakları, ülkelerin arasında siyasi ve ekonomik kriz yaşanmasında önemli bir rol oynuyor.
Aynı su kaynaklarını paylaşmak zorunda kalan iki ya da daha fazla ülke, ekonomik ve siyasi olarak sık sık problem yaşıyor. İki ülke arasında siyasi anlaşmazlıklar mevcutsa, su kaynaklarını paylaşma meselesi daha büyük sorunları da beraberinde getiriyor. Hindistan ve Pakistan arasında 74 yıldır çözülemeyen İndus Suları sorunu da en bilinen örneklerden birisi
ASYA’DAKİ EN BÜYÜK SU KAYNAKLARINDAN BİRİ: “İNDUS HAVZASI”
Asya’da bulunan en büyük nehir havzalarından biri olarak bilinen İndus Havzası, yedi ana nehirden meydana geliyor. İndus ile birlikte, Jhelum, Çenab, Ravi, Sutlej, Beas ve Kabil “İndus Havzası Nehir Sistemi’ni” oluşturuyor. İndus Havzası “üç Batı Nehir” ve “üç Doğu Nehir” olmak üzere toplam altı büyük nehrin birleşiminden meydana geliyor. Sutlej, Beas ve Ravi Doğu nehirleri olarak adlandırılırken; İndus, Jhelum ve Çenab ise Batı nehirlerini oluşturuyor. Kuzey Himayalar’daki Tibet’ten doğan İndus Nehri, Himalaya dağlarının arasından geçerek Pakistan’ın Pencab ovalarına ulaşıyor. Nehir kar ile besleniyor ve musonlar esnasında büyük sel baskınlarına sebep oluyor.
Güney Asya’da dört ülkenin içinden geçen İndus Havzası; kuzeydoğuda Çin, kuzeybatıda Afganistan, doğuda Hindistan, kuzeybatıda ise Afganistan ve Pakistan’daki Pencab, Sindh'e yayılıyor. Umman Denizi üzerinden Hint Okyanusu’na karışan İndus Nehri, dört ülkenin arasında sorunların da ana nedeni.
Afganistan, Çin, Hindistan ve Pakistan’ın içerisinde yayılan İndus Suları, en çok Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin temel nedeni. İki ülke suların paylaşımı ve kullanımı üzerinde çok uzun yıllardır anlaşma sağlayamıyor.
Hindistan ile Pakistan arasında İndus Suları paylaşımı sorununda, iki ülke arasında yıllardır çözüme kavuşturulamayan “Keşmir” meselesi önemli bir etken olarak ön plana çıkıyor. Hindistan’ın kontrolünde bulunan (Cammu-Keşmir) stratejik açıdan oldukça önemli bir konumda bulunurken, İndus Nehir Sistemi’nin kollarının birçoğunun bu bölgeden doğduğu biliniyor. Bu sebeple Keşmir üzerinde egemenliği ele geçiren ülke, İndus Suları’nın kontrolünü de büyük ölçüde elinde bulunduruyor.
Hindistan ile Pakistan’ın birbirinden ayrılması ile birlikte iki ülke arasında İndus Havzası önemli bir sorun haline geldi. Sulama ve nehir sistemi ulusal bir sınırla ikiye bölünürken, iki ülke arasında birtakım çatışmaların yaşanmasına sebep oldu.
İki ülkenin de bağımsız olması ile birlikte, İndus Havzası’nda sulama sisteminin büyük bir bölümünün bulunduğu Pencab eyaleti, Doğu Pencab (Hindistan) ve Batı Pencab (Pakistan) olmak üzere ikiye bölündü. Pencab eyaletinin ikiye bölünmesi, iki ülkenin arasında yaşanan krizlerin başlıca nedeni oldu. Hindistan, Pakistan kontrolünde bulunan Batı Pencab’a giden su akışını keserek, krizin tırmanmasına ve Keşmir ihtilafının alevlenmesine yol açtı.
İNDUS HAVZASI’NIN EKONOMİYE ETKİLERİ
İndus Havzası, sulamaya bağımlı olması ile birlikte yarı kurak bir tarımsal bölge. Sulamanın tarımı önemli derecede etkilediği bölgede, tarım, havza çevresinde yaşayan halkın en önemli geçim kaynağı olarak gösteriliyor. Bölge ekonomisi için tarım vazgeçilmez bir etken olarak bulunurken, sulama açısından da nehir oldukça önemli bir hale geliyor. Pencab ve Sind ovalarında üretilen buğday, pamuk ve pirinç gibi ürünler, Pakistan ekonomisine önemli derecede katkı sağlıyor. Bu sebeple, nehir etrafında hidroelektrik üretim tesisleri, sulama kanalları ve toprak verimliliğini artırma faaliyetleri Pakistan tarafından uygulanıyor. Pakistan ekonomisinin yüzde 20’sini, İndus Nehri çevresindeki faaliyetleri oluşturuyor.
İki ülke de enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmek için hidroelektrik tesisleri inşa etmeye çalışıyor. Bu sebeple özellikle nehrin üst kesimlerini denetim altında tutmak, iki ülke için de oldukça önemli bir konu haline geliyor.
İki ülkenin bağımsızlığı elde etmesinin ardından İndus Havzası sorunu uzun yıllar boyunca çözülemedi. Dünya Bankası’nın devreye girmesi ile birlikte 19 Eylül 1960 tarihinde “İndus Suları Anlaşması” imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte, Nehrin doğusunda yer alan Sutlej, Beas ve Ravi Hindistan’a verilirken; batıda yer alan İndus, Jhelum ve Çenab ise Pakistan’ın kontrolüne verildi. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki su sorunu konusunun, diğer sorunlardan ayrı değerlendirilmesine sebep oldu.
Anlaşmanın üzerinden geçen 61 yıla rağmen Hindistan ile Pakistan arasındaki sorun hala devam ediyor. İki ülke sık sık İndus Havzası üzerinden karşı karşıya geliyor. Özelikle Keşmir üzerinde yaşanan sorunlar, İndus Havzası sorununun da tırmanmasına sebep oluyor. İki ülkenin bir türlü anlaşma sağlayamaması, bir çatışma ya da savaş ihtimalini kaçınılmaz kılıyor. Hindistan, Pakistan’a yönelik su akışını zaman zaman engellerken, Pakistan da siyasi olarak ciddi yanıtlar vermeye devam ediyor. Bu durum, iki ülkenin anlaşma ihtimalinin azalmasına yol açıyor.