Koronavirüs: Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar neden arttı?
Bir süre önce Çin’de ortaya çıkan ve 20’den fazla ülkeye sıçrayan yeni coronavirüs can almaya devam ediyor. Son yıllarda hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklardaki ciddi artış bilim insanlarını endişelendirirken bu artışın neden kaynaklandığı araştırılıyor. Hayvanlardan insanlara geçmiş olan en yaygın hastalıklar neler? Bulaşma biçimleri ve risklerine dair tüm detaylar haberimizde..
Dünya, bir süre önce Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve çok sayıda ülkeye sıçrayan koronavirüs (2019-nCoV) ile mücadele ediyor. Mutasyona uğrayarak hayvanlardan insanlara bulaşan bu salgın hastalıklar insan yaşamını oldukça olumsuz etkiliyor ve riskin ne kadar arttığını gösteriyor. İklim değişikliği ve küreselleşme, hayvanlar ve insanların etkileşimini büyük oranda etkilemeye devam ettiği için, bu durumun gelecekte çok daha büyük bir sorun olacağı öngörülüyor.
HAYVANLARDAN İNSANLARA BULAŞMIŞ EN YAYGIN HASTALIKLAR
Son yıllarda mutasyona uğrayarak hayvanlardan insanlara geçen çok sayıda hastalık bulunuyor. Nitekim ilk kez 1980'lerde ortaya çıkan AIDS krizi aslında büyük maymunlardan kaynaklanıyordu. 2000’li yıllara girmemizle birlikte ülkeleri kasıp kavuran kuş gribi ve domuz gribi de, hayvanlardan insana bulaşan hastalıkların başında geliyor. üne odlukça benzetilen SARS virüsü salgını da yarasalardan misk kedilerine, oradan da insanlara bulaşmıştı. Aynı zamanda, Ebola virüsü de yarasalardan insanlara bulaşmıştı.
HANGİ HAYVANLARDAN BULAŞIYOR?
Kuduz: Tilki, kurt, çakal gibi vahşi hayvanlar ve köpek, kedi, koyun, keçi, sığır, at gibi evcil hayvanlardan bulaşır. Bu virüsü taşıyan bir hayvanın ısırması sonucu ya da salyasının açık yaraya temas etmesi durumunda bulaşır.
Şarbon: Koyun, keçi, domuz, sığır gibi hayvanlardan bulaşan şarbon ise, kendi içinde çeşitlere ayrılır. Deri şarbonu ciltteki yara ve çiziklerden, akciğer şarbonu solunum yoluyla, bağırsak şarbonu ise hastalıklı hayvanların etlerinin çiğ yenmesi yoluyla bulaşır.
Domuz Gribi: Son yıllarda sıklıkla karşılaşılan hastalıklardan biri olan domuz gribinin de ilk olarak domuzlardan ortaya çıktığı bilinmektedir.
Kuş Gribi: Halk arasında oldukça yaygın bilinen hastalıklardan biri olan kuş gribi de, bu hastalığı taşıyan kanatlı hayvanlara dokunarak ve onları yemek yoluyla bulaşır.
Koronavirüs: Yarasa, yılan ve yırtıcı hayvanlara yakın temas ve onları yeme yoluyla bulaşır.
SARS ve Ebola: Yarasa yemek ve yakın temas sonucu bulaşır.
Tüberküloz: İlk kez kuş ve sığırdan insana bulaşmıştır.
Bruselloz (Malta Humması): Koyun, keçi, sığır, domuz gibi hayvanlardan bulaşan bruselloz hayvanların sütünün çiğ olarak içilmesi ya da bu sütlerden yapılan gıdaların tüketilmesi yoluyla bulaşır.
Toksoplazmoz: Domuz, keçi, koyun, kedi ve kemirici hayvanlardan bulaşan bu hastalık ise, yeterince pişirilmemiş etlerin yenmesi sonucu bulaşabilen bir hastalıktır.
Tenyazis: Sığır benzeri hayvanlardan insana geçer. Hastalığı taşıyan hayvanlarla yakın temas kurulması sonucu bulaşır.
Salmonella: Sığır, keçi ve kümes hayvanları yoluyla geçer. Sıklıkla hayvanların kirli suyu ve yiyecekleri yoluyla insana bulaşır.
Geçmişte, hayvanlardan insana bulaşmış hastalıklar arasında en çok bilinenler de, ‘’Ruam’’ ve ‘’Veba’’dır. Ruam, at, eşek ve katır gibi tek tırnaklı hayvanlardan bulaşır. Veba’nın ise, tavşan ve fare gibi kemirici hayvanlardan bulaştığı bilinmektedir.
NASIL YAYILIYOR?
Veba ve Ruam hastalıklarının tarihine baktığımızda, insanlığın çok uzun yıllardır hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklarla mücadele ettiğini görmekteyiz. Bu hayvanların son dönemde çok daha fazla hastalığa sebep olmasının nedeni ise, çevresel etkenler olabilir. İnsanların geçmişe nazaran daha iç içe yaşıyor olması ve uluslararası seyahatlerini arttırması bu hastalıkların, insanlar arasında daha hızlı yayılmasına sebep oldu.
Halk arasında merak edilen bir diğer konu ise, bu hastalıkların hayvanlardan insanlara nasıl bulaştığı. Şöyle ki, hayvanların bir çoğu çok farklı hastalık, mikrop ve virüsü bedenlerinde taşıyor taşıyor. Bu mikropların uzun vadede hayatta kalabilmesi ve soyunun tükenmemesi, kendilerine yeni yaşam alanı bulmalarıyla mümkün oluyor. Bunu yapmak için de farklı türlere geçiş yaparak orada yaşamaya devam ediyorlar. Geçtikleri yeni türün bağışıklık sistemi ise bu mikropları öldürmeye çalışıyor.
HAYVANLARIN YAŞAM ŞEKİLLERİ TETİKLİYOR
Bu durum da iki türün birbiriyle bir çeşit evrim savaşına girerek hayatta kalma çabasına, yani rakibini öldürme çabasına dönüşüyor. Örnek vermek gerekirse, 2003'teki SARS salgını sırasında virüsün bulaştığı insanların yüzde 10'u ölürken, yıllardır bilinen gripten ölenlerin oranı sadece yüzde 1 oranında. Çevrenin ve iklimin değişmesi, hayvanların yaşam alanlarını yok ediyor. Hayvanlar da yeni yaşam alanları buluyorlar. Bu da onların yaşam tarzlarını, hayatta kalmak için yaptıklarını ve yemek türlerini değiştirmelerine yol açıyor.
Öte yandan, insanların vahşi doğada olması gereken hayvanları evcilleştirmesi de hayvanların yaşam şeklini etkilemeye başladı. Artık rakunlar, sincaplar, tilkiler, kuşlar, çakallar ve maymunlar şehir içindeki yeşil alanlarda, parklarda ya da insanların gözetimi altında yaşamaya başladı. Bu durum da yeni ortaya çıkan salgın hastalıkların hayvanlardan insanlara bulaşması durumunu kolaylaştırdı.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Koronavirüs gibi ilk kez ortaya çıkan salgın hastalıklar, henüz tedavisi bulunmadığı için bilim insanlarını daha çok endişelendiriyor ve toplum için daha büyük tehlike arz ediyor. Özellikle şehir hayatında yaşaması sebebiyle kirli havaya maruz kalan insanlarla birlikte, yeteri kadar besin almayan ve bağışıklık sistemi düşük olan kişilerin bu hastalıklarla mücadele etmesi daha zor hale geliyor. Büyük şehirlerde insanlar daha sıkışık yaşadığı için yeni virüslerin insandan insana geçişi de çok hızlı olabiliyor. Ayrıca çok yakın mesafede aynı havayı solumak ve aynı yüzeylere dokunmak da, bu sürecin hız kazanmasına katkı sağlıyor.