Priti Patel: İngiltere'nin Hamas kararının arkasındaki isim
İsrail, son zamanlarda bölgede kendine tehdit olarak gördüğü Hizbullah ve Hamas’a karşı yürüttüğü uluslararası diplomasiye ağırlık verdi. Bunun son örneği olan İngiltere’nin Hamas’ı terör örgütü olarak tanıyacağını duyurması İsrail’de memnuniyetle karşılanırken, Filistin tarafında ise tepkilere yol açtı. İsrail’in İngiltere’deki girişimleri ise İsrail dostu olarak bilinen İçişleri Bakanı Priti Patel üzerinden gerçekleşiyor.
İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, cuma günü yaptığı açıklamada, İslami Direniş Hareketi’ni (Hamas) terör örgütü ilan edeceklerini duyurdu.
Terör Yasası kapsamındaki karar, Hamas’ı destekleyen, örgüt bayrağını kullanan veya örgüt için bir toplantı düzenleyen her türlü girişimin 10 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.
İngiltere daha önceden Hamas’ın askeri kanadı olarak bilinen İzzeddin el-Kassam Tugayları’nı terör örgütü olarak nitelendirmişti. Ancak Patel, siyasi kanadın da askeri kanattan ayrı tutulamayacağını belirtti.
Washington’da gazetecilere açıklama yapan Patel, Hamas’ın antisemitik olduğunu söyleyerek, “Antisemitizm asla tolere edemeyeceğim kalıcı bir kötülük. Yahudi insanlar kendilerini okulda, sokaklarda, ibadet ederken, evlerinde ve sanal ortamda güvensiz hissediyorlar” dedi.
İngiltere’nin bu kararı İsrail’de de büyük yankı buldu. Kararı değerlendiren İsrail Başbakanı Naftali Bennett, “Hamas bir terör örgütüdür, bu kadar basit. Onun ‘siyasi kolu’ askeri faaliyetlerini sağlıyor. Aynı teröristler, sadece takım elbise giyiyorlar. Konuyla ilgili liderliği için arkadaşım Boris Johnson’a çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, 19 Kasım’da Twitter’da yayınladığı uzun bir gönderi ile İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel’e teşekkür etti. Lapid, “Bu, Hamas terör örgütünün güçlendirilmesini engellemek için önemli bir karar” yorumunu yaptı.
Geçtiğimiz günlerde evinde çalışan bir temiz görevlisinin İran bağlantılı gruplarla iş birliği yaptığı gerekçesiyle tutuklandığı İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da İngiliz hükümetinin kararını memnuniyetle karşıladığını belirtti. Gantz, kararı “İsrail Devleti’ne ve Yahudilere zarar vermeyi amaçlayan terörist faaliyetlere karşı güçlü bir sıfır tolerans mesajı” olarak değerlendirdi.
FİLİSTİN KARARA TEPKİ GÖSTERDİ
1987 yılında kurulan Hamas, İsrail'in Filistin topraklarını işgaline karşı bir hareket olarak ortaya çıktı. Gazze merkezli örgüt, 2006 Filistin parlamento seçimlerini milliyetçi rakibi Fetih'i yenerek kazandı. Ertesi yıl Gazze'nin askeri kontrolünü de ele geçirdi.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, İngiltere’nin Hamas’ı terör örgütü olarak nitelendirme kararını “Filistin halkına yönelik saldırgan politikanın devamı” olarak yorumladı.
Bakanlığın açıklamasında, İngiliz hükümetini İsrail’in baskılarına boyun eğmemeye çağırarak, “İngiltere’nin İsrail’e karşı tutumu yalnızca bir barış anlaşmasına varma fırsatının önündeki engelleri artırıyor” ifadelerine yer verildi.
Hamas da cuma günü İngiltere’nin kararını kınayan bir bildiri yayınladı ve bunun İngiltere’nin İsrail’e karşı önyargılı olduğunu kanıtladığını söyledi. Bildiride, “Balfour Deklarasyonu veya İngiliz emperyalizmi için Filistin halkından özür dilemek yerine, İsrail işgali ile aynı konumda bulunuyor” şeklinde tepki gösterildi.
İşgallere karşı direnmenin işgal altındaki tüm insanların hakkı olduğu belirtilen Hamas bildirisinde, “Bir terör devleti gibi davranan, Filistinlilere zarar veren ve onlara saldıran İsrail’dir. Uluslararası toplum, özellikle İngiltere ve BM, karışık mesajlar göndermeyi bırakmalı ve İsrail’in uluslararası hukuku açıkça ihlal etmesine karşı sesini yükseltmelidir” denildi.
Hamas lideri İsmail Haniyeh, İngiltere’nin kararının “anlamsız” olduğunu ve örgütün faaliyetlerini etkilemeyeceğini söyledi. Hamas’ın İsrail işgaline karşı direnişinin uluslararası hukuka bağlı olduğunu da sözlerine ekledi. Haniyeh, “Hamas’ın meşruiyeti, Filistin halkından ve dünya çapında özgürlük isteyen güçlerden kaynaklanmaktadır” dedi.
Filistin’in Birleşik Krallık Büyükelçiliği de kararı kınadı ve bunu “barış sağlamayı zorlaştıracak ve Birleşik Krallık’ın rolünü azaltacak geriye dönük bir adım” olarak nitelendirdi.
Büyükelçiliğin açıklamasında, Birleşik Krallık hükümetinin “Filistin’in birlik çabalarını karmaşıklaştırdığını ve Filistin demokrasisini baltaladığını belirtti. Ayrıca açıklamada, “işgal altındaki topraklarda yasadışı sömürgeci yerleşim projesi de dahil olmak üzere İsrail’in uyguladığı savaş suçları nedeniyle her gün baltalanan barışçıl iki devletli bir çözümün güvence altına alınma çabaları için hiçbir yararı olmadığı” ifade edildi.
İSRAİL’İN HİZBULLAH VE HAMAS DİPLOMASİSİ
İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın son yıllarda hem Hamas’ın hem de Hizbullah’ın terör örgütü ilan edilmesine yönelik çalışmaları arttı.
ABD, Kanada, Avrupa Birliği (AB) ve son olarak da Birleşik Krallık, Hamas’ın tüm kollarını terör örgütü olarak ilan etti. Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya ise Hamas’ın askeri kolunu terör örgütü olarak belirledi. Almanya Federal Meclisi, geçen haziran ayında Hamas sembollerini yasaklayan bir yasayı onayladı.
Hizbullah söz konusu olduğunda ise liste çok daha uzun. İsrail’in yanı sıra ABD, Kanada, Körfez İş Birliği Konseyi, Bahreyn, Hollanda, Birleşik Krallık, Estonya, Arjantin, Guatemala, Kolombiya, Honduras, Paraguay ve Almanya, Hizbullah’ı tümüyle terör örgütü listesine aldı. Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve Letonya parlamentoları, örgütün kara listeye alınması çağrısında bulundu. AB, Yeni Zelanda ve Kosova, Hizbullah'ın askeri kanadını terör örgütü ilan etti.
Temmuz ayında Brüksel'de AB dışişleri bakanlarıyla yaptığı görüşmede Lapid, "Kuzey sınırımızda dünyanın en büyük terör örgütü Hizbullah tarafından tehdit ediliyoruz ve Suriye'de devam eden iç savaşın yanı sıra İran'ın siperine tanık oluyoruz. Güneyde ise Gazze Şeridi'nde 2 milyon vatandaşı rehin alan bir terör örgütü var" açıklamasını yaptı.
İsrail’in Hizbullah’ın terör örgütü ilan edilmesi yönündeki girişimleri ABD tarafından da destekleniyor.
İSRAİL DOSTU PATEL
İsrail Devleti’nin temellerinin atıldığı Balfour Deklarasyonu’nun mimarı olan İngiltere’nin Hamas ile ilgili böyle bir karar alması şaşırtıcı değil.
İsrail’e yakınlığı ile bilinen Priti Patel, Uluslararası Kalkınma Bakanı olduğu 2017 yılında üst düzey İsrailli yetkililerle izinsiz görüşmeler yaptığı ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kalmıştı. Dönemin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Güvenlik Bakanı Gilad Erdan ve Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Yuval Rotem’in yanı sıra Yair Lapid ile de görüştü.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Patel’i “gerçek bir İsrail dostu” olarak nitelendiren Lapid, kendisiyle tanışmanın “harika olduğunu” söyledi.
Ağustos 2017’de yaptığı görüşmelerin ortaya çıkmasının ardından Patel, dönemin Başbakanı Theresa May’den özür diledi ve “teşvik ettiği ve savunduğu şeffaflık standartlarının altına düştüğünü” ifade ederek istifasını verdi. Ancak daha sonra Patel’in eylül ayında da hükümet yetkililerinin bulunmadığı iki görüşme daha yaptığı ortaya çıktı.
Patel, uzun süredir İsrail'in destekçisi ve etkili bir lobi kuruluşu olan İsrail Muhafazakar Dostları’nın (CFI) eski başkan yardımcısı. İsrail gezisinde CFI Onursal Başkanı Lord Polak ile de görüştü. İngiltere’nin önemli büyüklükteki yardım bütçesini elinde bulunduran Patel’in bir lobi şirketiyle bir araya gelmesi oldukça tepki topladı.
Ayrıca Patel, Kalkınma Bakanı olduğu dönemde İngiltere tarafından Filistinlilere yapılan harcamalara ilişkin eleştirilerde bulunarak ödenekleri kısmıştı.
Bazı bakan ve milletvekilleri, Patel'i gelecekteki potansiyel bir liderlik kampanyasını finanse edebilecek, İsrail yanlısı, zengin Muhafazakâr bağışçıların beğenisini kazanmaya çalışmakla suçladı. Bazıları ise onun İsrail'e karşı kendi "serbest dış politikasını" yürüttüğünü öne sürdü.
Diğer yandan Patel, 2019 yılında İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından İçişleri Bakanı olarak atandı. Patel, İngiltere’nin ilk Müslüman İçişleri Bakanı Sajid Javid’in yerine göreve geldi.
İsrail, İran’ı engellemek ve bölgede kendisine tehdit gördüğü güçleri sıkıştırmak için bir süredir diplomatik kanalları da oldukça fazla kullanıyor. İngiltere’nin son kararı da Hizbullah ve Hamas konusunda yürüttüğü diplomasinin bir sonucu. Bu hamleyi de İsrail’in yakın müttefiki olan Patel üzerinden gerçekleştirdi.
Hamas’ın siyasi kanadının terör örgütü ilan edilmesi, Filistin tarafından demokrasiye müdahale olarak yorumlandı. Ayrıca uluslararası arenada terör örgütü olarak kabul edilen bir yapının teşkilatlanması ve destek alması da daha zor hale gelecek.