Gürcistan siyasi çalkantıları ve Güney Osetya-Abhazya sorunu

Türkiye'nin kuzeydoğu komşusu Gürcistan, yaşadığı siyasi çalkantılar ve savaşlar sonrası hala toprak bütünlüğüne yönelik sıkıntılar yaşıyor.

Gürcistan, 1990'lı yıllardaki gelişmeleri takiben 2008'de yaşanan savaşlar nedeniyle Güney Osetya ve Abhazya özerk bölgelerini tek taraflı kaybetti. Rusya'nın da desteğiyle bağımsızlığını ilan eden bu iki bölgeye dair sorun günümüzde güncelliğini koruyor. ABD başta olmak üzere dünyanın büyük bölümü tarafından bağımsızlık ilanları reddedilen ve Gürcistan toprağı sayılan bölgeler, Rusya ve bazı yönetimler tarafından ise resmen tanınıyor. Türkiye, enerji hatlarının önemli bir geçiş noktası olarak kabul edilen Gürcistan'daki gelişmelerin barışçıl yollarla çözülmesinden yana bir tavır ortaya koyuyor.

GÜRCİSTAN'IN SOVYETLER'DEN BAĞIMSIZLIĞI

Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecine girmesiyle, birlik içerisinde bulunan Gürcistan'da da bağımsızlık hareketleri görülmeye başladı. Gürcülerin yanı sıra Gürcistan sınırlarında yer alan özerk bölgelerdeki Osetler ve Abhazların daha fazla hak talebinde bulunması gerilim oluşturdu. Yer yer çatışmalara dönüşen olaylara Gürcistan ordusu 5 Ocak 1991'de müdahale etti. Güney Osetya'nın başkenti Şinvali'ye giren Gürcistan ordusu ile Osetler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu süreci takiben Gürcistan makamlarınca yürürlükteki 1921 Gürcistan-Sovyetler Birliği Anlaşması ve 1922 Birlik Anlaşması iptal edildi. Tarihler 31 Mart 1991'i gösterdiğinde Gürcistan düzeyinde referanduma gidilerek bağımsızlık yetkisi alındı. Gelişmeleri takiben 28 Nisan 1991'de Gürcistan Parlamentosu bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlık sonrası iç siyasi çalkantıların hakim olduğu ülkede, Mayıs 1991'de yapılan seçimlerde yüzde 86,5 oy alan Zviad Gamzahurdiya başkan oldu. 

İÇ ÇATIŞMALAR VE DARBE

Gamzahurdiya yönetimi ve muhalefet grupları arasındaki anlaşmazlıklar Eylül 1991'de şiddetli çatışmalara dönüştü. Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te düzenlenen protestoların ardından muhalefet liderleri tutuklandı ve çok sayıda gazete kapatıldı. Aylar içerisinde etnik çatışma ve bağımsızlık mücadelesi gören Gürcistan, hükümet ve muhalefet çekişmesinde iç savaşın eşiğine geldi. Gürcistan ordusu içerisinde devlet başkanı taraftarlarının yanı sıra muhalifleri de vardı. İlerleyen süreçte hükümet karşıtı gösteriler tırmanırken, ilk ölümlerin gerçekleşmesinin ardından Tiflis'te olağanüstü hal ilan edildi. Tüm muhalefet liderleri tutuklandı. Yaşanan gelişmeler neticesinde Tengiz Kitovani komutasındaki Gürcistan birlikleri Tiflis'in dışına çekildi. Aralık 1991'de Kitovani öncülüğündeki güçler Tiflis'e ilerleyişe geçti ve hükümet binalarını ele geçirdi. Muhalefet liderleri serbest bırakıldı. Gamzahurdiya yanlısını gösteriler kanlı müdahalelerle bastırıldı ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Ocak 1992'de Devlet Başkanı Gamzahurdiya ve beraberindeki bazı üst düzey yöneticiler Ermenistan'a sığındı. Daha sonra Çeçenya'ya geçen grup 18 aylık sürede bir sürgün hükümeti kurdu. Gamzahurdiya'nın ardından yaşanan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti.

ŞEVARDNADZE VE ACARA KRİZİ

Darbenin ardından oluşturulan Ordu Konseyi, Gürcistan'da geçici bir hükümeti kurdu. Başlarda hükümetin kontrolü muhalif liderler Jaba Ioseliani, Tengiz Sigua ve Tengiz Kitovani'nin elindeydi. Ancak Mart 1992'de Tiflis'e gelen Sovyetler Birliği'nin eski komünist liderlerinden Eduard Şevardnadze görevi devraldı. Aynı yıl düzenlenen seçimlerden sonra Şevardnadze, Parlamento Başkanı ve Devlet Başkanı ilan edildi. Bu süreçte sürgündeki devrik lider Gamzahurdiya taraftarları Şevardnadze karşıtı gösterilerin yanında, birkaç başarısız darbe girişiminde bulundu. Tüm bunlar yaşanırken Türkiye sınırında bulunan Acara Özerk Cumhuriyeti'nin başına geçen Aslan Abaşidze, özerk yönetim sınırlarını iki tarafa da kapatarak de-facto otonomi elde etti. Abaşidze, özerk yönetimi iç savaşın dışında tuttu fakat kişisel servet edinmek, insan hakları ihlalleri ve suç örgütlerine yardım iddialarının hedefi oldu. Acara bölgesi Şevarnadze'nin devlet başkanlığı boyunca Tiflis yönetiminin denetimi dışında oldu. 

GÜNEY OSETYA VE ABHAZYA SAVAŞLARI

Tiflis ve Acara'da çeşitli sıkıntılar yaşanırken, Güney Osetya'daki hareketlere Rusya da dahil oldu. Sıcak çatışmalar şiddetlendi. Ülkenin farklı noktalarında devam eden iç savaşı, politik kaosu ve Rusya ile gerginliği azaltmak isteyen Devlet Başkanı Şevardnadze müzakere tekliflerini kabul etti. Temmuz 1992'de Güney Osetya'da ateşkes ilan edilirken, Rusya, Gürcistan ve Osetyalılardan oluşan askeri denetim komisyonu kuruldu. Kısa bir süre sonra bağımsızlık talebinde bulunan bir başka özerk yönetim Abhazya'da çatışmalar şiddetlenmeye başladı. Ağustos 1992'de Gürcistan ordusu Abhazya'ya müdahale etti. Dünyanın farklı yerlerinden gelen gönüllülerden oluşan Abhaz kuvvetleri ve Gürcistan ordusu arasındaki çatışmalar sonucunda Abhazya'nın başkenti Sohum, Abhaz güçlerin kontrolüne geçti. 1994'te Rusya'nın öncülüğünde ateşkes sağlandı. Ateşkes sonrası bazı noktalarda olası bir çatışmaya karşı bazı resmi olmayan silahlı gruplar oluştu. 1996-98 yıllarında düzenlenen Gürcü saldırıları sonucu Abhazya yönetimi Gali bölgesinin kontrolünü kaybetti. Gelişmeleri takiben Mayıs 1998'de 17 Abhaz askerinin öldürülmesi nedeniyle Abhazya yönetimi Gali bölgesine ağır silahlarla müdahale etti. Şiddetli çatışmalar sonucu Gali yeniden Abhazya denetimine geçti. Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı uluslararası örgütlerin girişimiyle bölgede ateşkes sağlandı. Bölgedeki çatışmalarda iki taraftan da 20 binden fazla insan hayatını kaybetti. Dönemin Gürcistan hükümeti bölgedeki silahlı gruplarla hiçbir bağlantısı olmadığını açıkladı. Abhazya, 1999'da yapılan referandumla bağımsızlığını ilan etti. 2001'de ise Kodor bölgesinde Gürcü birliklerle şiddetli çatışmalar yaşandı. Yukarı Kodor bölgesine yerleştirilen birlikler ile Abhazya denetim altında tutulmaya çalışıldı. 

GÜRCİSTAN'DA GÜL DEVRİMİ

Yaşanan savaşlar, siyasi gerilimler ve ekonomik çalkantılar Gürcistan'ı fazlasıyla yordu. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli sivil toplum örgütleri ve uluslararası finans spekülatörü George Soros desteğinde olduğu öne sürülen hareket, muhalefeti tetikledi. Gül Devrimi ve Karanfil Devrimi olarak adlandırılan "demokrasi" yanlısı hareket sonucunda Devlet Başkanı Şevardnadze görevi bıraktı. 2004'te ise yapılan seçimler ile ABD yanlısı Mihail Saakaşvili ezici bir çoğunluk elde ederek Devlet Başkanı seçildi. Saakaşvili devlet başkanı seçildikten sonra Acara meselesinin çözümüne odaklandı. Tiflis yönetimi Acara hükümeti ile savaşın eşiğine geldi. Rusya ile yakın ilişkiler sürdüren Acara lideri Abaşidze, Kars Anlaşması'nı işaret ederek Türkiye'den yardım istedi. Konunun barışçıl yollarla çözümünü destekleyen Türkiye, askeri müdahale durumunda Kars Anlaşması'nı değerlendirebileceğini belirtti. Yapılan görüşmeler sonucunda aradığı desteği bulamayan Abaşidze, Rusya'ya sığındı. Abaşidze'nin görevden ayrılması sonrası Tiflis yönetimi, bölgenin özerkliğine müdahale ederek birtakım değişikliklerde bulundu.

AZINLIKLARIN BAĞIMSIZLIK SAVAŞI

Güney Osetya'da 1992'deki referandum sonrası başarısız olan bağımsızlık girişimi, 2006'daki referandum ile yeniden gündeme geldi. Bölgede referanduma katılan yüzde 90'lık bir kesim bağımsızlıktan yana oy kullandı. Referandum sonrası Güney Osetya tek taraflı bağımsızlık ilan etti fakat uluslararası bir destek göremedi. 2008 yılına dek merkezi yönetim ve özerk yönetim arasındaki tartışmalar sürdü. Saakaşvili yönetiminin Güney Osetya'ya müdahale hazırlığında olduğunun ortaya çıkması sonrası, Gürcistan ve Güney Osetya arasındaki gerginlik 8 Ağustos 2008'de savaşa dönüştü. Savaşa Gürcistan'a bağlı diğer bağımsızlık yanlısı Abhazya da katıldı. ABD ve NATO güçlerinin Saakaşvili ve Gürcistan ordusuna destek vermesi Rusya'nın da savaşa müdahil olmasına neden oldu. Abhazya'ya destek veren Rus güçleri, Kodor'daki Gürcü mevzilerine saldırılar düzenledi. Yanı sıra Güney Osetya'ya gönderilen askeri unsurlarla Oset güçler desteklendi. Rus savaş uçakları Gürcistan'ın başkenti Tiflis yakınlarındaki askeri üsleri bombaladı. Gürcistan yönetimi yaşanan gelişmeler sonucunda askeri yardım talebinde bulunsa da Rusya'ya direnemedi. Yaşanan şiddetli çatışmaları takiben Güney Osetya ve Abhazya özerk yönetimleri bölgelerinin kontrolünü tamamen sağladı.

BAĞIMSIZLIKLARIN TANINMASI

Gelişmeler neticesinde Gürcistan ağır can kayıplarının yanında askeri ve ekonomik olarak büyük darbe aldı. BM ve Avrupalı güçlerin de girişimiyle, Gürcistan ve Rusya arasında 16 Ağustos 2008'de ateşkes anlaşması imzalandı. Türkiye, NATO ülkeleri ve dünyanın farklı bölgelerinden yönetimler Gürcistan'a insani ve ekonomik yardımlarda bulundu. Bu süreçte, Rusya da Abhazya ve Güney Osetya'daki varlığını genişleterek, bölgeye askeri ve insani yardımlar sağladı. 26 Ağustos'ta Rusya, Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıdığını duyurdu. Rusya'nın ardından birkaç yönetim daha Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarını tanıdığını ilan etse de, dünyanın büyük bölümü bu iki bölgeyi hukuki olarak Gürcistan'ın toprağı olarak görüyor ve bağımsızlık ilanlarını redediyor. Türkiye, Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü savunurken, Güney Osetya ve Abhazya'yı tanımayacağını bildirdi. İlerleyen dönemde Rusya, Güney Osetya ve Abhazya ile ittifak anlaşması imzalayarak bölgedeki askeri gücünü artırdı. Bugün Güney Osetya ve Abhazya, Rusya'nın askeri ve ekonomik kontrolü altında bağımsızlıklarını yaşamayı sürdürüyor. Gürcistan ise uluslararası arenada toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için çalışmalarını yürütüyor.