Koronavirüs ne zaman sona erecek? En iyi ve en kötü salgın senaryoları...

İlk kez Çin’in Wuhan kentinde görülen Covid-19 pandemisi, kısa süre içinde küresel bir salgına dönüştü ve dünya üzerindeki sistemi derinden sarstı. Milyonlarca insan kendisini izole edip evlerine çekilirken, virüs salgının ne zaman biteceği herkesin merak ettiği en önemli husus oldu. Dünyanın yanıtını aradığı o soruya ilişkin, en iyimser ve kötümser salgın senaryolarını sizler için analiz ettik...

Fethiye Mutaf Narin\INTELL4 

Birleşmiş Miletler’e (BM) bağlı Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Covid-19 olarak isimlendirdiği ve pandemi ilan ettiği koronavirüs salgını, kısa süre içinde tüm dünyayı etkisi altına aldı. Milyonlarca insanın #evdekal çağrılarına uyarak kendini karantinaya alması ve kişisel izolasyonuna dikkat etmesine rağmen salgının seyrinin düşmemesi, küresel sistemi derinden sarsan jeopolitik bir olgu haline geldi.

İlk kez 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde görülen koronavirüs, yaklaşık 4 ayda ortaya çıkardığı etkilerle bile küresel düzenin sonunu getirebilir. Virüsün yeni bir uluslararası düzenin doğuşunu tetikleyeceği ve buna öncülük edeceği yönündeki analizleri abartılı bulanlar elbette ki vardır ancak bu virüs Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin küresel liderliğinin sonuna gelindiğini gösteren emarelerle dolu.

Nitekim Washington yönetiminin, salgının yayılma evresinde durumu oldukça hafife aldığı ve çözüm üretme konusunda geç kaldığı yönündeki eleştiriler bu analizleri güçlendiriyor. Çin’in henüz virüsün üçüncü ayında, tartışmalı yöntemlerine rağmen salgını kontrol altına almaya başlaması ve bir dönem Avrupa’nın virüs bulaştırma üssü olarak anılan İtalya’nın yardımına koşması, ABD’nin küresel liderliğinin sorgulanmasına ve Çin’in övgüyü hak etmesine neden oldu.

İYİMSER VE KÖTÜMSER SENARYOLAR

Sosyal izolasyonun etkin yapıldığı varsayımı üzerine kurgulanan Şu anki tabloda en iyimser senaryo, salgının önümüzdeki birkaç ay içinde sınırlandırılmış olması yönünde. Buna göre salgın Mayıs-Haziran ayının sonuna doğru kontrol altına alınmış olacak; yol açtığı sorunlar ise 2020’nin ikinci yarı yılında başta ekonomi, reel piyasalar, turizm ve havacılık sektörlerinde düzelmeye başlayacak. Özellikle bu süreçte ABD ile Çin arasındaki güç savaşı biraz daha stabil bir hal alacak. Çin’in ABD’nin liderliğini tam anlamıyla elde etmesi bir daha zamana yayılacak.

Ayrıca Econix Araştırma şirketinin iyimser bir araştırma tahminine göre, salgınla yoğun mücadele gerçekleştirilmesi durumunda Türkiye’de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 52 bin 614 vaka ve 2 bin 616 ölüm gözlenebileceği belirtiliyor.

Bir diğer senaryo ise, ilkine nazaran çok daha kötümser sonuçlara neden olacak. Buna göre salgın kısa vadede kontrol edilemediği gibi birçok ülkede 2020 sonuna kadar kontrolden çıkarak yayılmaya devam edecek. Bu senaryo ulusal ekonomilerin (özellikle kırılgan olanların) hızlıca çökmesi, küresel pazardaki ürün zincirinin kırılması ve küresel resesyonun ortaya çıkmasıyla sonuçlanacak. Salgının yayılmasına ve uzun sürmesine paralel olarak ölüm olanlarının milyonlara ulaşması da bu senaryonun bir parçası.

Nitekim Econix Araştırma şirketinin kötümser araştırma sonuçlarına göre de, Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yoğun bakım ve nitelikli yatak ihtiyacı kapsamında sağlık sistemi kapasite aşımına uğrayabilir ve yıl içinde dünyada milyonlarca kişi yaşamını yitirebilir.

HANGİSİ DAHA GERÇEKÇİ?

İyimser senaryonun gerçekleşmesi durumunda, dünya ekonomileri her ne kadar zor günler yaşayacak olsa da, buhran süreci biraz daha hafif atlatılacak ve güç savaşları bir süre daha devam edecek. Ancak kötümser senaryonun gerçekleşmesi durumunda küresel sistemin kalıcı bir hasar ile karşı karşıya kalması kaçınılmaz olabilir.

Güçlü devletlerin bu süreçte kendini kurtarmak adına, zayıf ülkelere kendini kapatması ve yardım çağrılarına kayıtsız kalması salgından daha ağır hasar alan devletlerin yalnız kalmasına sebep olabilir. Salgından daha ağır hasar alan zayıf ülkelerin daha fazla zayıflaması onları hızlı bir şekilde çökmüş devletlere dönüştürebilir.

Ayrıca bu süreci en az hasarla atlatma mücadelesinde olan Çin ve Rusya gibi ülkeler de, zayıflayan ülkelerin yardımına koşarak, ABD gibi büyük devletlerin güçlerini kaybetmesine neden olabilir. Küreselleşme üzerinde doğrudan radikal sonuçlar üretecek böylesi bir senaryo bildiğimiz dünya düzenini zayıflatarak yeni bir düzenin oluşmasına da kaynaklık edebilir.