Dünyayı dev göç dalgaları bekliyor
Dünya genelinde yaşanan küresel ısınma ve tatlı su kaynaklarının hor şekilde kullanılması, su kaynaklarında ciddi azalmaya yol açıyor. BM'nin verilerinde milyarlarca insanın 2025 yılında tatlı su kaynaklarına erişiminin tamamen tükeneceği bilgisi yer alıyor. Türk gazeteci-yazar Serdar Kuzuloğlu, su kaynaklarının tükenmesiyle, 1 milyardan fazla insanın küresel çapta bir göç dalgası başlatacağının altını çiziyor.
Dünya genelinde yaşanan küresel ısınma ve su yönetiminin kötülüğü, dünya genelinde kullanılabilir su kaynaklarında ciddi azalmaya yol açıyor. Yeryüzünün büyük bir kısmı sularla kaplı olmasına rağmen, bunun çok kısıtlı bir bölümünün kullanılabilir ve tatlı su olduğu biliniyor.
Bilişim ve teknoloji alanında çalışmalarıyla tanınan Türk gazeteci ve yazar Serdar Kuzuloğlu, geleceğe yönelik öngörüleriyle adından sıklıkla söz ettiren Hamza Yardımcıoğlu’nun Youtube kanalında su sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu. Kuzuloğlu, dünyanın sonunun ekolojik çöküşle meydana geleceğini anlatırken, 2025 yılında beklenen bir felaketi de gündeme taşıdı. Kuzuloğlu, 2025’te Afrika ve Orta Doğu’da tatlı su kaynaklarının tamamen tükeneceğini ve 1 milyardan fazla insanın hayatta kalabilmek için küresel bir göç başlatacağını söyledi.
EKOLOJİK ÇÖKÜŞ GERÇEKLEŞİYOR
Dünyayı tehdit eden en büyük sorunun ekolojik çöküş olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Serdar Kuzuloğlu, ‘‘Ekolojik çöküş dendiğinde akla ilk olarak küresel ısınma falan geliyor ama dünyaya bir gök taşı çarptığında ya da bir yanardağ patlamasıyla da ekolojik çöküş gerçekleşebilir. Aslında bunun birçok farklı yolu var ama şu an görünen en büyük problem su sorunu. İklime dayalı her şey alarm veriyor ve su bizim temel yapı taşımız. Kendi bedenimiz üzerinde düşündüğümüzde bile vücudumuzun büyük bir bölümünün sıvı yani su olduğunu biliyoruz. Yokluğunda var olamayacağımız tek şey var, o da su. Aç kalabiliriz, açıkta kalabiliriz ama susuz kalamayız’’ dedi.
Kuzuloğlu sözlerine şöyle devam etti:
Birleşmiş Millet’in (BM) verilerine göre 2025’te dünya nüfusunun 14’ü, yani o zamanki nüfus dağılımını göz önünde bulundurursak bir milyardan fazla kişinin içilebilir su ile bağlantısı kesiliyor. Bir milyar insanı bir gözünüzün önüne getirin. Devletimizin belirttiği resmi rakamlara göre 5-6 milyon mülteciye kapılarımızı açtık, onları misafir ediyoruz ve elimizden geldiğince ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bunun toplumdaki sosyal, kültürel ve ekonomik yansılarını düşünün ve sonrasında bir milyar insanın hareket ettiği bir dünyayı düşünün. Ve bu bir milyar insan can havliyle geliyor, savaştan, korkudan kaçmıyor. Geride bıraktığı toprakta yaşama ihtimali yokken geliyor kapına, yani böyle bir durumda ben sınırlarımı açmıyorum gibi bir şey diyemezsin.
HANGİ ÜLKELERE GİDECEKLER?
Bu insanların nereden geleceğini bilmek için coğrafi bilimci olmaya gerek olmadığını söyleyen Kuzuloğlu, ‘‘Bu insanların nereden geleceğini hepimiz biliyoruz. Güney yarımküre olan Afrika ve Orta Doğu’dan gelecek bu insanlar ve amaçları Kuzey’e gitmek olacak. Türkiye ve Hazar geçidini kullanacak diye düşünürsek; Rusya, Avrupa eğer okyanusu aşarsa Amerika. Bu bahsettiğimiz yıllar çok uzak yıllar değil, 5 yıl sonrasından söz ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.
YENİ ZELANDA’DA ZENGİNLERİN YER ALTI SIĞINAKLARI MI VAR?
‘‘Kaynaklarımızı çok hoyratça tüketiyoruz ve yarınlar yokmuşçasına yaşıyoruz.’’ Diyerek sözlerini sürdüren Kuzuloğlu, ‘‘Özellikle bu imkanları sağlayanlar bütün bunlardan en az etkilenecek kişiler olacak. Olan sizler ve bizler gibi garibanlara olacak. Mesela Trump’a bir şey olmayacak onun çok güzel kaynakları var. Dünyanın çok zengin insanlarının birçoğu Yeni Zelanda’da olan ve adı sanı geçmeyen barınaklar, sığınaklar inşa ettiler. İçlerinde senelerce kendi kendine yetebilecek; su, oksijen ve gıda üreten tesisleri var. Yeni Zelanda vatandaşlığı alıyor tüm bu zenginler, çünkü küresel bir kıyamette en son etkilenecek yer orası diye biliniyor. Olanlar bunlar komplo teorisidir diyenlere olacak’’ dedi.
ALTERNTİF YAŞAM ALANLARI OLUŞTURULUYOR
Son olarak Teknoloji alanında girişimleriyle tanınan Peter Thiel’in zekasından oldukça etkilendiğini belirten Kuzuloğlu, Peter Thiel’in, sponsoru olduğu bir projede yapay adalardan oluşan yüzer devlet oluşturduğunu anlattı ve ‘açık sularda kendi kanunları olan ve teknolojinin ideolojisiyle yönetilen çok enteresan bir alternatif bir yaşam alanı oluşturuyor, tüm bunlar yaşanacak’’ diyerek konuştu.