Doğu Akdeniz’de yeni denge kurma çabaları

Suriye iç savaşı 10’uncu yılına doğru girerken, Türkiye ve Rusya arasında Suriye’nin kuzeyinden Libya’ya uzanan anlaşmazlıklar, çatışmaların ve ateşkeslerin gölgesinde sürerken, Mısır’ın başı çektiği Arap devletleri de Doğu Akdeniz özelinde Türkiye’ye karşı yeni ittifaklar arayışında.

Akdeniz genelinde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) çizgisinde siyaset izleyen Mısır’ın son süreçte Şam yönetimiyle ilişkilerini geliştirmesi ve Arap devletlerini bir araya getirme çabası da hız kazandı. Özellikle Muhammed Mursi iktidarının devrilmesinin ardından Türkiye’ye karşı bölgede yükselen cephenin önemli üyelerinden biri olan Mısır, Libya ve Suriye’nin kuzeyiyle ilgili Şam yönetimiyle ortak zemin bulma arayışlarına girdi.

2 MART’TA ŞAM’DA GÖRÜŞÜLDÜ

Libya ve Suriye’nin kuzeyinde Şam ile ortak bir zemin bulma arayışında olan Mısır’ın istihbarat servisi başkanı General Abbas Kâmil ve Esad rejiminin ‘Ulusal Güvenlik Danışmanı’ ve istihbaratla ilgili karar verici rolünde olan Ali Memlûk arasında üst düzey bir görüşme gerçekleşti. General Kâmil ve Memlûk arasında gerçekleşen görüşme iki ülke arasındaki ilişkiler anlamında sembolik bir öneme sahip.

General Abbas Kâmil

 

Diğer taraftan görüşmenin daha önce Kahire’de gerçekleşen görüşmelerin aksine Şam’da yapılması, Baas yönetimine bölgesel itibarın kazandırılması amacıyla gerçekleştirilmiş bir hamle. Şam kaynaklarından edinilen bilgiye göre, General Kâmil ve Memlûk Suriye’de “terörizme karşı devam eden mücadele” ve “bölgedeki son gelişmeler” üzerine görüşmek için bir araya geldi.

“Terörizme karşı mücadele” ifadesi temelde İdlib’i ve bölgesini kuşatan Esad rejimi ve müttefikleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ve müttefik unsurları arasındaki mücadeleyi sembolize ediyor. “Bölgedeki son gelişmeler” ifadesi ise Doğu Akdeniz eksenli bir güç mücadelesini işaret ediyor.

Şam kaynaklarınca önemli bulunan bir diğer unsur ise General Kamil’in Libya’nın doğusu, Tunus ve Cezayir’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından Ali Memlûk ile görüşmesidir.

Not: Mısır İstihbaratı Başkanı General Abbas Kâmil ile Ali Memlûk’ün görüşme gerçekleştirdiği gün, meşru olmayan ve Libya’da terör estiren Halife Hafter hükümeti ile Esad rejimi karşılıklı diplomatik misyon binalarını belirlenmesini ve konsolosluk açılmasını içeren 46 protokol imzalandı.

AMAÇ TUNUS, LİBYA MISIR VE SURİYE İTTİFAĞI

Independent Türkçe’de yer alan bilgilere göre Mısır istihbaratı, Suudi Arabistan ve BAE tarafından desteklenen yeni bir ittifakın altyapısını oluşturmak istiyor. Ayrıca Doğu Akdeniz’i çevreleyen Tunus, Libya, Mısır, ve Suriye’nin dahil olacağı yeni ittifakın hem siyasi hem de iktisadi amaçları bulunacağı da iddialar arasında.

Mısır’ın önceden beri özlem duyduğu bir diğer konusu ise Arap devletlerinin bayrak taşıyıcısı olmak. Bunu tarihsel amaçları arasında gören Kahire’nin, ittifak projesi ile Arap topraklarını Türkiye ve İran nüfuzundan korumak istediği Şam kaynakları tarafından kaydedilen diğer hususlardan.

Suriye Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Memlük

 

ŞAM REJİMİ İÇİN ÖNCELİK EKONOMİ

Şam rejimi Mısır tarafıyla süren görüşmelerde özellikle ekonomi ve ticaret başlıklarını gündemde tutuyor. Lazkiye başta olmak üzere ülkenin batı kesimindeki limanları uluslararası ticarette daha aktif kullanmak isteyen Suriye, Halep kentini de Rusya ile birlikte tekrar ülkenin ekonomik merkezi haline getirmeye çalışıyor.

Şam rejiminin ekonomiye ve ticarete bu denli önem vermesinin nedeni elinde karbon yataklarının kalmamasından kaynaklanıyor. Zira petrol sahalarının büyük çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen YPG/PKK terör grubunun elinde. Humus kırsalındaki yataklar ise Rusya tarafından kullanımda. Söz konusu durumda Şam yönetimini alternatif yollar bulmaya zorluyor.  

Mısır istihbaratı tarafından oluşturulan heyetin Şam ziyareti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İdlib’te ateşkesi sağlamak üzere vardığı anlaşmadan hemen önce gerçekleşti. Mısır, aktif olarak rol aldığı bu süreçte Moskova tarafından destek görse de İran’ın anlaşmaya karşı olduğu belirtiliyor.