Doğu Akdeniz’de enerji savaşı: Kim ne istiyor?

Doğu Akdeniz havzası son yıllarda keşfedilen zengin enerji rezervleri nedeniyle uluslararası paylaşım kavgasının yeni adresi. Bölgedeki paylaşım savaşının da birçok aktörü var.  İşte o aktörler, cepheler, pozisyonlar ve stratejiler…

Fethiye Mutaf Narin / INTELL4

Doğu Akdeniz havzası son yıllarda keşfedilen zengin enerji rezervleri nedeniyle uluslararası paylaşım kavgasının yeni adresi. Bölgesel ve küresel aktörlerin dahil olduğu enerji paylaşım mücadelesinde gaz arama çalışmaları da, bunun uluslararası piyasalara sevkiyatı da bir sorun. Paylaşım savaşının birçok aktörü var. İşte o aktörler stratejileri…

Doğu Akdeniz’e sınırdaş yedi ülke; Güney-Kuzey Kıbrıs, İsrail, Mısır, Türkiye, Lübnan, Suriye, Filistin paylaşım kavgasında hak sahipleri. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’den İtalya ve Fransa’ya, AB’den Rusya’ya kadar küresel birçok aktör de bu kavgaya dışarıdan eklemlenen unsurlar. 

TÜRKİYE’Yİ SAF DIŞI BIRAKMAK İSTİYORLAR

Kıbrıs Cumhuriyeti, İsrail ve Mısır kıta sahanlıklarında bulunan doğalgaz kaynaklarına ABD, Fransa, İtalya ve Katar'dan şirketlerin yatırım yapması, bu bölgedeki tüm çekişmeleri uluslararası düzeye taşıyan önemli bir unsur haline geldi. Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz'in Batı sınırlarında yaşanan ikili gerginlik de çok taraflı bir boyuta ulaştı. Konuya Yunanistan, Türkiye ve kıyıdaş ülkeler haricinde ABD, Fransa ve Almanya ile AB ve NATO gibi uluslararası kuruluşlar da dahil oldu.

Ayrıca Türkiye tüm bu ülkelerin yalnızlaştırma politikalarına rağmen, sondaj faliyetlerini hızlandırarak ve bölgedeki askeri varlığını artırarak kararlılığını göstermeyi sürdürüyor. Bununla birlikte Türkiye, Yunanistan ve diğer tüm kıyıdaş ülkeleri içerecek şekilde bir müzakere masası kurulması çağrısı yapıyor. 

Yunanistan ise Türkiye’ye karşı ciddi bir hazımsızlık besliyor. Türkiye ile gerilimin arttığı son iki ay içerisinde daha etkin bir dış politika izleyen Atina, önce Ankara ile Trablus arasında imzalanan deniz yetkilendirme anlaşmasına bir yanıt olarak Kahire ile deniz yetki alanlarını sınırlandıran bir anlaşmaya imza attı.

Sonra da Iyon Denizi'ndeki karasularını 12 mile çıkardı ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarından geri adım atmayacağı mesajını verdi.

KİM, NE İSTİYOR?

Doğal hakkı ve Kuzey Kıbrıs’ın MEB’i üzerinden denklemin önemli aktörü olan Türkiye, Güney Kıbrıs ile çakışan parseller ve Kuzey Kıbrıs sorunu nedeniyle uluslararası denklemde yalnızları oynuyor.

YUNANİSTAN

AB'den aldığı koşulsuz destek nedeniyle NATO'nun gerilimi düşürme amaçlı girişimine olumsuz yanıt veren Yunan hükümeti, Ege ve Doğu Akdeniz'de Ankara ile yaşadığı çekişmeyi AB platformuna taşıyarak Türkiye’yi zor durumda bırakmayı hedefliyor. Son günlerde 24-25 Eylül'de toplanacak AB liderler zirvesine kilitlenmiş durumda olan Yunanistan, AB içindeki büyük destekçisi Fransa ile birlikte zirvede Türkiye aleyhine yaptırım kararı çıkartılmasını istiyor.

FRANSA

Türkiye ile son dönemde yaşadığı Suriye ve Libya gerilimlerini AB'ye taşıyarak yaptırım uygulanmasını isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "kırmızı çizgi" oluşturduğunu söylediği Doğu Akdeniz'i de aynı kapsamda görüyor, ülkesinin siyasi ve askeri ağırlığını bölgeye yönlendiriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti'yle imzaladığı anlaşmayla adanın güneyindeki deniz ve hava üslerine ulaşan Fransa, Yunanistan ile de kapsamlı bir savunma işbirliği anlaşması imzalamak istiyor.

 MISIR

İsrail ve Güney Kıbrıs ile yaptığı anlaşmalarla Ankara’nın tepkisini çeken Mısır, 6 Ağustos'ta Atina ile imzaladığı deniz sınırlandırma anlaşmasıyla da, Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan soruna doğrudan taraf oldu. Mısır, Yunanistan ile 17 senedir müzakere ettiği bu anlaşmaya imza atarak Doğu Akdeniz'deki sınırlarını netleştirmiş oldu. Ancak Yunanistan'ın bastırmasına karşın başta Meis olmak üzere Yunan adalarının kıta sahanlığını tam etki ile kabul etmeyen Mısır, böylece zaten 2013'ten bu yana gerginlik yaşadığı Türkiye'ye "ilişkileri daha da germek istemediği" mesajını verdi.

İSRAİL

Kuzey sahili açıklarında Dalit ve Tamar olarak adlandırılan alanlarda hemen aşağısında ise Leviathan diye adlandırılan alanda yüksek miktarda doğal gaz ve petrol bulundu. Bu nedenle İsrail’in en önemli meselesi, bu gazı nasıl dünya pazarına taşıyacağı. Yani Doğu Akdeniz’deki Türk-Yunan pekişmesine kendi çıkarları doğrultusunda dahil olan İsrail, söz konusu çekişmenin gelecekte inşa edilmesi planlanan ''Doğu Akdeniz Boru Hattı'' projesine olası etkilerini öngörmeye çalışıyor.

 ABD

Orta Doğu’daki hemen her soruna müdahil olan ABD ise, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) 33 yıldır uyguladığı silah ambargosunu kaldırmasıyla Yunanistan’a güçlü bir destek vermiş oluyor. Bölgede yaşanan gerilimden Türkiye’yi sorumlu tutan ABD yönetimi, Ankara ile Atina arasındaki mücadelede tarafını açıkla belli ediyor. Ayrıca ABD yıllardır İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın arkasında yer alıyor.

AB

Güney Kıbrıs’ın üyeliği ve tüm Kıbrıs adasının bir AB toprağı olarak kabul edilmesiyle, AB, Doğu Akdeniz’de sınırları olan etkin bir aktör. Doğalgazda Rusya’ya bağımlılığı azaltmak isteyen Avrupa, Güney Kıbrıs’ın haklarını kendi hakkı olarak görüldüğünden Ankara’nın girişimleri kınanıyor. Ayrıca AB’nin Yunanistan’a tam destek sağlaması, Türkiye ile göçmenler, güvenlik, "terörle mücadele" gibi diğer alanlardaki işbirliğine de zarar verecek nitelikte.

GÜNEY KIBRIS

Güneydeki Afrodit sahasında ilk tespitlere göre 200 milyar metreküp doğal gaz olduğu saptandı. Afrodit bölgesindeki yatakta üretimin süreceği 18 yılda 9 milyar doların üzerinde gelir elde edecek. Adanın gazı üzerinde tek söz sahibi olduğunu iddia eden Güney Kıbrıs, Türkiye ile de çakışan parsellere sahip.

NATO

Nato’nunda devreye girmesiyle Yunanistan AB'yi ön plana çıkarma taktiği izledi ve NATO’nun başından beri olaylara sessiz kalmasını Türkiye’yi desteklediği gerekçesiyle eleştirdi.  Doğu Akdeniz'de iki önemli müttefikinin karşı karşıya gelmesinin ittifakın güvenlik mimarisi açısından büyük sorun yaratacağı ve onarılması güç tahribat oluşturacağını öngören NATO, bu durumun başta Rusya olmak üzere ittifak karşıtlarının işine geleceğinden kaygı duyuyor.

SURİYE

Suriye’nin ise ülkede devam eden savaş nedeniyle Doğu Akdeniz denkleminde geri planda kalmış olması, bölgenin aktörü olmadığı anlamına gelmiyor. Henüz enerji paylaşım savaşına dahil olabilecek bir istikrara kavuşamamış olan Suriye’nin Lübnan ve Türkiye ile çakışacak parselleri var.