Üretim sektöründen ulaşıma kadar pek çok alanda değişiklik yaşanacak

Koronavirüs salgını dünyayı yeni bir evreye getirdi. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 salgını pek çok sektörleri ve alanları temellerinden sarstı. Dünyanın bu denli zarar görmesinin nedeni, var olan dünya düzeninin bir virüs salgınına karşı dayanıksız olmasıdır. Peki bugünden sonra dünyada ne gibi değişiklikler olacak? Stephen Walt ve Shannon O’Neil’in ifadeleriyle dünyanın geleceği.

Cihan ABİ / İNTELL4

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs salgını dünyada pek çok dinamiğin sorgulanmasına neden oldu. Özellikle küreselleşmenin bir gereği olarak dünyanın pek çok noktasına dağılmış olan tedarik zincirleri sorgulanmaya başlandı. Zira salgınla birlikte pek çok sektör durma noktasına geldi, üretim hatları işlemez oldu. Özellikle tedarikçileri Çin’de olan sektörler batma noktasına geldi.  

DAHA AZ AÇIK, MÜREFFEH VE ÖZGÜR BİR DÜNYA 

Covid-19 salgını devletleri güçlendirirken, milliyetçiliğin de yükselmesine neden olacaktır. Zira hükümetler krizi sonlandırabilmek için acil durum önlemleri hayata geçirecek ve hiçbiri aldıkları önlemlerle elde ettikleri güçlerden vazgeçmeye razı olmayacaktır. 

Diğer taraftan Covid-19 güç ve nüfuz etkisinin Batı’dan Doğu’ya geçişini hızlandıracaktır. Yeni tip koronavirüse karşı Güney Kore ve Singapur en iyi tepkiyi verirken, Çin ilk hatalarından sonra iyi bir dönüş gerçekleştirdi. Fakat salgına karşı ilk dönemlerde Batı’da kayda değer bir gelişme yaşanmadı. Avrupa ve Amerika’daki salgın tedbirleri yavaş ve gelişigüzeldi. Bu da Batı “markasının” havasını daha da karaladı.

Koronavirüs salgınının değiştiremeyeceği tek şey dünya siyasetinin temelde çelişkili doğasıdır. 1918-1919 yıllarında dünyayı kasıp kavuran grip salgını da dahil olmak üzere öncekiler vebalar, ne göç akınlarını son erdirdi ne de küresel işbirliğinin yeni bir dönemini başlattı. Covid-19 da öyle. Vatandaşların kendilerini koruması için hükümetlere baktığı, devletleri ve firmaların ise gelecekteki güvenlik açıklarını azaltmaya çalıştığı bir dönemde hyperglobalization (hiperküreselleşmeden) daha fazla geri çekilme göreceğiz. 
Kısacası Covid-19 daha az açık, daha az müreffeh ve daha az özgür bir dünya yaratacak. Bu şekilde olmak zorunda değildi. Fakat ölümcül virüs, yetersiz planlama ve liderlikten yoksunluğun kombinasyonu insanlığı yeni ve endişe verici bir yola sürükledi. 

Tıpkı 1930’larda ve 1940’larda olduğu gibi, daha yavaş gelişen bir karşı akımda olabilir.

DAHA AZ KAR, DAHA FAZLA İSTİKRAR 

Covid-19 salgını küresel üretimin dinamiklerini, temel ilkelerini baltalıyor. Dolayısıyla ulus üstü şirketler üretim serüvenindeki yani tedarik zincirindeki ülke sayılarını azaltarak, riski küçültmeye gitmeyi düşünecektir.  

Covid-19 salgınından önce de küresel tedarik zincirleri, ABD-Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, Çin’de artan iş gücü maaliyetleri, robotik gelişmeler ve 3D baskıdaki gelişmelerden ötürü ateş altındaydı. Diğer taraftan Covid-19 salgını tedarik zincirlerinde aksamalara neden oldu. Salgından ötürü karantina uygulanan bölgelerde fabrika kapanışları diğer üreticilerin ürünlerden uzak kalmasına ve üreticilerin ellerindeki stokların tükenmesine neden oldu. Durum böyleyken hastaneler, eczaneler, süpermarketler ve perakende satış mağazalarının çoğu kapandı. Temel tüketim gıdalarında eksiklikler meydana geldi.

Küresel tedarik zincirleri hem ekonomik hem de siyasi olarak ateş altındaydı.

Diğer taraftan salgın, şirketleri tedariklerinin nereden geldiğini sorgulamaya ve daha fazla verimlilik ve kesintisiz üretim için teknolojiden faydalanmaya yöneltecektir. Bu da işsizlik oranlarında artışa neden olacaktır.  

Söz konusu salgından ötürü şirketlerin ellerinde hayati öneme sahip ürünlerin olmaması hükümetleri yeni tedbirler almaya yönlendirecektir. Hükümetler üretime müdahale ederek, stratejik öneme sahip endüstriler yerli yedekleme planları ve rezervlerine sahip olmaya zorlanacaktır. 

**"Daha az açık, müreffeh ve özgür bir dünya", Stephen M. Walt, Harvard Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Preofesörü 

**"Daha az kar, daha fazla istikrar" Shannon K O'Neil Dış İlişkiler Konseyi'nde Latin Amerika Çalışmaları kıdemli üyesi ve “Two Nations Indivisible: Mexico, the United States, and the Road Ahead” kitabının yazarı 

 

***Foreign Policy dergisinden İntell4 tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.