Çin ve Tibet sorunu
Uzun süredir Tibet üzerindeki egemenliğini koruyan Çin, dağlarla çevrili bölgeyi 1950 yılında işgal etti. Peki Çin, Tibet’i neden işgal etti? Tibet’in Çin için önemi nedir? Hindistan ve Çin arasında yaşanan sınır sorunlarının kaynağı Tibet mi?
Çin’in güneybatısında yer alan, güneyden Buhutan, Nepal, Hindistan ve Myanmar ile çevrilmiş olan Tibet, 1950 yılında Çin yönetiminin altına girdi. Pekin yönetimi, 24 Ekim 1950’de Tibet’i “anayurdun büyük ailesi” içine almak ve Çin “ulusal savunma çizgisini güçlendirmek” gerekçesiyle yönetimi altına aldı. Çin’in Tibet’i işgal etmesine doğal olarak en büyük tepki Tibetlilerden ve sınır komşusu olan Hindistan’dan geldi.
Tibet’in işgali büyük ayaklanmaları beraberinde getirirken, halk ayaklanmaları tüm Doğu Tibet’e ve oradan da başkente sıçradı. 1959 yılında ayaklanmalar doruk noktasına ulaşıp bölgedeki Çin garnizonuna yönelik saldırı gerçekleşince, Pekin yönetimi harekete geçti ve kanlı çarpışmalar sonucu tüm Tibet ele geçirildi. Ayaklanmaların önderi olan 14. Dalai Lama olarak kabul edilen Tenzin Gyatso’nun Çin’in işgalinin ardında Hindistan Başbakanı olan Jawaharlal Nehru tarafından Hindistan’a davet edildi. 31 Mart 1959’da Himalayaları aşarak Hindistan’a geçen Dalai Lama, “Sürgündeki Tibet Hükümeti”ni kurdu ve 10 Aralık 1989‘da Nobel Barış Ödülü aldı.
Dalai Lama, Budizm'in kurucusu olan Shakyamuni'nin reenkarnasyon sürecini tamamlayarak, yeniden doğduğu düşünülen kişilere verilen isimdir. Tenzin Gyatso, 14. Dalai Lama olarak kabul edilmektedir. 14. Dalai Lama, 2 yaşında iken rahipler tarafından bulunarak, yetiştiriImiştir.1 6 yaşında ise ruhani liderlik görevini yerine getirmeye başlamıştır. Dalai Lamalar, Budizm öğretisinin başöğretmenleri olduğu gibi Budistlerin de ruhani liderliğini yapmaktadır.
3,18 milyon nüfuslu Tibet, Çin için stratejik öneme sahip. Fakat Tibetliler Çin’in bir parçası olmayı anlamlandıramıyorlar. Zira geçmişten günümüze gelen tüm ayaklanmalarda bunu bir neticesi. Ayrıca Tibetliler, Hanlı Çinlilerden tamamen farklı bir etnik kökenler. Herhangi bir kan-genetik bağlarının bulunmaması ve sadece Çin’in kendi güvenlik gerekçelerinden ötürü toprakları işgale dilmiş olan Tibetliler, bu durumda sıklıkla ayaklanarak karşılık veriyorlar.
Çin’in Tibet’i “anayurdun büyük ailesi” içerisine katmak “ulusal savunma çizgisini güçlendirmek” amacıyla işgal etmesi, bugüne Hindistan ile yaşanan sınır çatışmalarının da kökenini oluşturuyor. Zira Çin yönetimi gibi Hindistan’da “Güney Tibet” üzerinde hak iddia ediyor. Pekin yönetimi, "Güney Tibet" olarak adlandırdığı Hindistan'ın Arunaçal Pradeş eyaletindeki 90 bin kilometrekarelik toprakta hak iddia ederken, Yeni Delhi yönetimi ise Aksai Chin platolarını kapsayan 38 bin kilometrekarelik alanın Çin tarafından işgal edildiğini savunuyor.
ÇİN NEDEN TİBET’İ İŞGAL ETTİ?
Çin yönetiminin Tibet’i işgal etmesinde pek çok dinamik var. Çin topraklarını verimli hale getiren su kaynaklarının Tibet’te bulunması, coğrafi yapısından ötürü bölgenin Çin’in güvenliği için doğal kalkan görevini icra etmesi, kendisine tehdit olarak gördüğü Hindistanla arasında tampon görevini görmesi ve Pekin’de Tibet’i kontrol altına almazsa Hindistanlıların alacağı düşüncesinin hâkim olması bölgenin işgal edilmesindeki önemli etkenlerden.
Yukarıda belirtilen dinamiklerden ötürü Tibet, 1950 yılından beri Çin’in kontrolü altında. Fakat Çin ana karasının yüzde 13’ünü oluşturan bölgede, yüzde 99,08 oranında Tibetliler yaşıyor. Tibet’in demografik yapısını göz önüne alan Pekin yönetimi, uzun süredir bölgeye altyapı yatırımları yaparak Çinlilerin yerleşmesi için cazibe merkezi haline getirmeye çalışıyor. Nitekim bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışan Pekin yönetimi, Tibet’i ultra oto yolları, hızlı tren hatları ve havalimanları ile merkeze bağladı. En son Nyingchi’de devasa bir havalimanı inşa edildi.
TİBET İŞGALİNDE HİNDİSTAN ETKİSİ
Asya’nın iki büyük gücü olan Hindistan ve Çin, aynı zamanda en büyük sınır paylaşan iki komşu ülke. Sistem ve etnik köken farklılıkları zaman zaman iki ülke arasında çatışmalara neden oluyor. Özellikle iki ülkenin Tibet üzerinde hak iddia etmesi, savaşın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Tibet’in Çin tarafından işgal edilmesinin bir diğer nedeni de Hindistan’ın Tibet üzerinde hak iddia etmesi. Tibet’i kendisi işgal etmezse Hindistan’ın işgal edeceğini düşünen Çin, 70 yıla yakın bir süredir bölge üzerindeki hakimiyetini koruyor. Öte yandan Pekin yönetimi, Yeni Delhi’nin Tibetlilere silah yardımı yapmasından da endişe ettiği için sınırlarındaki güvenliği artırıyor. Nitekim, Tibet’in merkeze bağlanması ve Çinlilerin yerleşimini kolaylaştırmak için yapılan altyapı yatırımlarının bir diğer nedeni de bu. Söz konusu altyapı yatırımlarıyla Pekin yönetimi, Hindistan müdahalesine karşı ordunun hareket hızını artırmayı amaçlıyor.