Çin'in Afrika'daki "borç tuzağı" stratejisi
Afrika ülkeleriyle ticareti geliştirmek istediğini her fırsatta dile getiren Pekin yönetiminin bölgedeki ülkelerden ihraç edilen ürünleri bürokrasi ve bazı katı standartlarla engellediği ortaya çıktı. Çin’in bu yöntemi, ülkelerin kendisine olan borçlarını ödemesine neden olduğu için “borç tuzağı” stratejisinin bir parçası olarak yorumlandı.
Pekin yönetiminin Afrika ülkeleriyle ticarete odaklanmasını fırsat bilen Kenya, Çin ile avokado ihracatına yönelik anlaşma yaparak Asya ülkesindeki pazara erişim sağlamak istedi. Ancak Çin’in şart koştuğu standartlar ve prosedürler, üreticilerin mallarının ellerinde kalmasına neden oldu.
Kenya’daki denetimleri geçen ihracatçılar, Çin’in kendi yaptığı denetimlerden geçemedi. Kenya özelinde yaşananlar birçok Afrika ülkesinde daha kendisini gösterdi. Afrikalı ihracatçılar, Pekin’in ticaret anlaşmalarındaki bürokratik engeller ile Afrika’dan ithalatı artırma planını baltaladığını öne sürdü.
Konuya ilişkin konuşan Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu Ticaret Başkanı Stephen Karingi, “Aslında bir pazar yaratabilirsiniz, ancak standartları karşılayamazsanız kar sağlayamazsınız” yorumunda bulundu.
Bununla birlikte, tarımdan elde edilen gelir, birçok Afrika ülkesinin Çin ile olan ticari ilişkilerini geliştirmek ve Pekin’e olan yüklü borcunu ödeyebilmek için sahip olduğu birkaç seçenekten biri. Dolayısıyla bu gelirin önünün kesilmesi, Afrika ülkelerini Çin’e karşı çaresiz bırakıyor.
ÇİN İHRACAT VAATLERİNİ YERİNE GETİRMİYOR
Kenya’nın Çin ile yıllık ticaret açığı yaklaşık 6,5 milyar dolar ve Çin’e olan borcu ise yaklaşık 8 milyar dolar. Sadece bu yıl, borcunu ödeyebilmesi için yaklaşık 631 milyon dolara ihtiyacı var. Ancak bu borç, 2021 yılında Çin’e yaptığı ihracatın üç katına denk geliyor.
Çin gümrük verileri, Afrika ülkelerinin dörtte üçünden fazlasının Pekin ile ticaret açığı olduğunu gösteriyor. Kenya gibi birçok Afrika ülkesi artık Çin’den daha fazla kredi alamayacaklarını ve Asya ülkesine ihracatı artırmaları gerektiğini söylüyor.
Çin-Afrika Zirvesi’nde konuşan Çinli lider Xi Jinping, Afrika’dan yapılan ithalatı önümüzdeki üç yıl içinde 300 milyar dolara ve 2035 yılına kadar yılda 300 milyar dolara çıkaracaklarını duyurdu. Aynı zamanda dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olan Çin’in Afrika’daki tarım sektörüne büyük katkıda bulunması bekleniyordu. Dünyanın ekili olmayan ama ekilebilir arazilerinin yüzde 60’ı Afrika’da bulunuyor. Büyük bir büyüme potansiyeline sahip olan bölge, Çin için de önemli bir fırsat.
Adelaide Üniversitesi Uluslararası Ticaret Enstitüsü'nde kıdemli öğretim görevlisi olan Lauren Johnston, Çin'in artan gıda ihtiyacının kağıt üzerinde Afrika'nın dövizi artırmak için tarımsal ihracattan yararlanma konusunda büyük bir fırsat sunduğunu söyledi.
Kenya'nın en büyük avokado yetiştiricileri, ürünlerini, ağaçların nasıl bakıldığını, avokadoların nasıl hasat edildiğini, işlendiğini ve paketlendiğini göstermek için bir aylarını harcadıklarını dile getirdi. Buna karşılık, Avrupa Birliği'ne yapılan ihracatta ise sadece çıkış noktasında denetim gerektiğini vurguladı.
İTHALATTAN FAZLA İHRACAT
Son yıllarda kıta ülkeleriyle olan bağlarını geliştiren Çin, enerji santralleri ve otoyollar inşa etmek için milyarlarca dolar borç verdi. Pandemiye rağmen Çin - Afrika iki yönlü ticaret geçen yıl 254 milyar dolarlık rekor seviyeye yükseldi.
Öte yandan, 2021’de Afrika’nın Çin’den 148 milyar dolarlık ithalatına karşılık Çin’in Afrika’dan 106 milyar dolarlık ithalat yaptığı kaydedildi. İthalat oranlarındaki dengesizlikler, Uganda gibi kahve, çay ve pamuk gibi üretimlerin yapıldığı bölgelerde daha net belli gözüküyor. Geçen yıl Çin’e 44 milyon dolar değerinde mal ithal eden Uganda, Çin’den 1 milyar doları aşkın ihracat yaptı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Afrika İşleri Dairesi Genel Müdürü Wu Peng, bu tür dengesizliklerin kasıtlı olmadığını söyledi. Reuters'e demeç veren Peng, "Çin her zaman Çin-Afrika ticaretinin dengeli gelişimini teşvik etmeye odaklanmıştır" dedi.
Gıda ve tarım söz konusu olduğunda, Çin'in ithalatı yirmi yıl önce 13 milyar dolar değerindeydi. 2020 yılına kadar bu oran 161 milyar dolara kadar çıktı. Ancak Afrika bunun yalnızca yüzde 2,6'sını oluşturdu.
Çin’in “borç tuzağı” stratejisini uyguladığı ve iflasa sürüklediği en belirgin örneklerden biri Sri Lanka. Ülkenin altyapı projeleri için milyarlarca dolar borçlanan ülke, başta Çin’e olan borçlarını ödemeyince giderek daha çok borçlandı ve sonunda iflasa sürüklendi. Şimdi ise benzer bir durumun Afrika ülkeleri için de uygulandığını görmek mümkün. Bölge ülkelerindeki altyapı eksikliğini fırsat bilen Çin, kazan-kazan söylemi altında kıtadaki etkinliğini artıyor. Pekin yönetimi, altyapı girişimleri için milyarlarca dolar borç verirken, ticari anlaşmalarla da ülkelerin ekonomisini geliştirmeyi vadediyor. Ancak Afrikalı meyve üreticileri örneğinde olduğu gibi bürokratik süreçlerle önlerini kesiyor ve ülkeleri daha fazla borçlanmaya itiyor. Böylelikle ülkelerin Çin’e daha fazla bağımlı hale gelmesi planlanıyor.