Bill Gates bir kez daha hedefte: 4 özel vakıf Covid-19 sürecinde nüfuzlarını nasıl kullandı?
Koronavirüs (Covid-19) pandemisi, tüm dünyada etkili olurken POLITICA ve WELT gazetecileri, para ve nüfuzun ülkelerin planlarını nasıl şekillendirdiğini araştırdı. Söz konusu araştırmada, dört sağlık kuruluşunun test, aşı ve tedavilerinden oynadığı kritik rol bir kez daha gözler önüne serildi.
Koronavirüs (Covid-19) pandemisi sürecinde ülkelerin hem sağlık hem de siyasi sistemleri büyük br teste tabi tuttu.
Koronavirüsün ilk kez tespit edilmesinden hemen sonra dört küresel sağlık kuruluşu devreye girdi ve milyarlarca dolarlık banka hesaplarını ve siyasi bağlantılarını kullanarak dünya liderlerinin 6 milyon insanı öldüren bir virüse nasıl tepki verdiğini yönlendirmeye yardımcı oldu.
ABD ve Avrupa merkezli POLITICO gazetecileri ve Alman gazetesi WELT muhabirleri, koronavirüs sürecinde devreye giren kuruluşların faaliyetlerini raporladı.
Özellikle mali kaynakları araştıran gazeteciler, Ocak 2020'den bu yana Covid-19 ile mücadelede devreye giren Bill & Melinda Gates Vakfı, Wellcome Trust, Coalition for Epidemic Preparedness Innovations (CEPI) ve Gavi’nin toplamda 10 milyar dolara yakın kaynak sağladığını belirledi.
SEC başvuruları yoluyla elde edilen binlerce hibe ve yatırımı inceleyen muhabirler;
Gavi’nin; 6,0 milyar dolar,
Bill & Melinda Gates Vakfı’nın 2,1 milyar dolar,
CEPI’nin; 1,7 milyar dolar ve
Wellcome Trust’ın ise 125 milyon dolar harcama yaptığını belirledi.
Gates Vakfı muhabirlerin mali döküm analizlerini doğrularken, kuruluşların özellikle de lobi faaliyetlerini aşı çalışmaları üzerine yoğunlaştığını belirtti.
Lobiciler tarafından yapılan açıklamada, son iki yılda, dört örgütün liderleri ABD ve Avrupa'da lobi milletvekilleri ve yetkililer için en az 8,3 milyon dolar harcandığı belirtildi.
Söz konusu rapora göre, kuruluşların liderleri, aşıya erişimi sınırlı olan ülkelerde sağlık faaliyetlerinin sürdürülmesi için fonların ve bağışların artırılması için hükümetlere baskı yapıldığına vurgu yapıldı.
Kuruluşların DSÖ üzerinde de baskı yapabilme gücüne sahip olduğuna dikkat çeken raporda, kuruluşun içerisinde maaşlı eleman çalıştırmak için fon sağladığı bilgisine yer verildi.
Özellikle Gates Vakfı’nın birden fazla ülkede DSÖ’ye fon sağladığına dikkat çekilen raporda, dört kuruluşun her yıl sağladığı milyarlarca dolar bağışın miktarı 2020'den 2021'e kadar tek tek yer aldı.
Dört kuruluşun birbirinin misyonununu desteklediğine özellikle dikkat çeken rapor, özellikle UNICEF önderliğindeki COVAX’ın finansal olarak tercih edildiğini vurguluyor.
Dünya genelinde altı milyondan fazla kişinin ölümüne neden olan Covid-19’a yönelik sağlık faaliyetlerinin geliştirilmesi için nüfuzlarını kullanan vakıfların; potansiyel aşı üreticilerini belirleyerek testler, tedaviler ve aşıların geliştirilmesine yönelik yatırımlarını bu yönde kullandığı vurgulandı.
Dört vakfın geçmişte birlikte çalıştığını belirleyen muhabirler, üçünün ortak tarihi paylaştıklarına dikkat çekerek, özellikle Bill Gates’in nüfuzunu işaret ediyor.
Söz konusu raporda yer verilen verilere göre;
1- Dört kuruluş, 2020'den bu yana Covid'e yaklaşık 10 milyar dolar harcadı. Bu miktar, Covid ile mücadele etmekle görevli önde gelen ABD ajansıyla aynı.
2- Kuruluşlar, Covid-19 araçlarını dağıtmak için kritik bir girişimin oluşturulmasına yardımcı oldukları Dünya Sağlık Örgütü'ne toplu olarak 1,4 milyar dolar verdi. Fakat muhabirler orijinal verilere ulaşamadı.
3- Kuruluşların liderleri, ABD ve Avrupa'daki milletvekillerine ve yetkililere lobi yapmak için en az 8,3 milyon dolar harcayarak, hükümetlerin en üst seviyelerine eşi görülmemiş bir erişime sahip olduklarını kanıtladı.
4- ABD, AB'den yetkililer ve DSÖ'den temsilciler, bu dört kuruluşta çalışan olarak dönüşümlü olarak, Washington ve Brüksel'deki siyasi ve mali bağlantılarını sağlamlaştırmalarına yardımcı oldu.
5- Dört örgütün liderleri, eşitlik açığını kapatma sözü verdi. Ancak pandeminin en kötü dalgaları sırasında düşük gelirli ülkeler hayat kurtaran aşılardan yoksun kaldı.
6- Dört örgütten üçünün liderleri, aşı tedarikini artırmak için fikri mülkiyet korumalarının kaldırılmasının gerekmediğini savundu.
Sınır Tanımayan Doktorlar da dahil olmak üzere daha yoksul ülkelerde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, seçkin uzman ekiplerinden oluşan Batı'nın egemen olduğu grupların daha yoksul ülkelerdeki insanları etkileyen ölüm kalım kararlarına rehberlik edeceği fikrinden rahatsızlık duyduklarını dile getirdiler. Bu gerilimler, ancak Gates Vakfı fikri mülkiyet haklarından feragat etme çabalarına karşı çıktığında arttı.
Vakıfların çalışmaya başlamasından kısa süre sonra Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki hükümetler dört gruba desteklerini açıklarken, Capitol Hill personeli ile yapılan dosyalamalara ve röportajlara göre, ABD hükümetinin yıllık 200 milyon dolarlık finansmanını savunmak için kısmen 50.000 dolar harcadı.
Fakat vakıfların sağladığı kaynaklar ile birlikte pandemide savunulan ‘eşit’liğin yakalanamamış olması soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Georgetown Üniversitesi’nden Lawrence Gostin pandamı sürecinde yaşanan durumu; "Çok kaba bir şekilde ifade edersek, para nüfuzu satın alır. Ve bu en kötü etki türüdür. Sadece para olduğu için […] değil, aynı zamanda kapalı kapılar ardında tercihli erişim olduğu için" sözleri ile değerlendirdi.