İransız İdlib ateşkesi sürdürülebilir mi?

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Esad’a desteğini hiçbir zaman çekmeyen iki önemli güç Rusya ve İran. Soçi ve Astana süreçlerinde masanın güçlü taraflarından olan İran, İdlib’de ateşkes kararının alındığı Moskova’da yoktu. Tahran yönetimi neden Moskova’da yer almadı, Suriye'de Rusya-İran çatlağı mı var, İransız İdlib ateşkesi sürdürülebilir mi? Bu soruların cevabı analiz haberimizde…

Dün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, İdlib konusunda yeni bir anlaşmaya vardılar. İdlib'de ateşkesin sağlanması noktasında varılan anlaşma bölgeden gelebilecek yeni mülteci akınını da durdurabilir.

Ateşkes çerçevesinde tarafların uymakla hükümlü olduğu maddeler;

1-İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01’den itibaren durdurulacaktır.

2-M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecektir. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacaktır.

3-Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba’dan (Serakib’in 2 km batısı) Ain-Al-Havr’a kadar olan kesimi boyunca başlatılacaktır.

 
İRAN MASADA YOKTU

Türkiye ve Rusya arasında varılan mutabakat İran tarafında ise ciddi rahatsızlıklar yaratmış durumda. Dün gerçekleşen zirvede masada olmayan İran, iki ülke arasındaki mutabakatı tanımayacağı yönünde net açıklamalar yapmasa da bölgedeki kendine bağlı milislerin harekat alanını daraltacağı yönünde de bir açıklamada bulunmadı. Bu durum masa dışında kalan İran'ın agresif bir politika sürdürebileceği tartışmalarını gündeme getirdi.

 

İRAN'IN YENİ BİR İDLİB STRATEJİSİ...

Son zamanlarda İran ve Rusya'nın ikili ilişkilerde gerilim yaşadığı bilinen bir gerçek. Bölgesel olarak gücünü Rusya ile çok da paylaşmak istemeyen İran, bağımsız bir İdlib stratejisi geliştirmek istiyor. Fakat bölgesel gelişmeler ve her an değişen dengeler İran'ın tek taraflı agresif bir politika ile hareket edemeyeceğini göstermekte. Masada kendine yer bulamayan İran, Suriye'de desteklediği milisler aracılığı ile provokatif eylemler ilk etapta düşünebilir fakat uzun vadede bu İran için daha büyük bir kayıp oluşturacaktır. Bu sebepler göz önüne alındığında İran'ın yeni bir İdlib stratejisi ve diplomasi üzerinden yeni arayışlara girmesini gerektirebilir.

 

 SÜLEYMANİ SONRASI İRAN GÜÇ KAYBEDİYOR

Kasım Süleymani'nin öldürülmesi İran için büyük bir şok yaratmıştı. İran'ın dış operasyonlarından sorumlu ve 1 numarası olan Süleymani'nin öldürülmesi ile İran stratejik olarak da bir kayıp yaşadığının farkında. Bu farkındalık İran'ı ilk etapta belki daha agresif söylemlere itebilecek olsa da uzun vadede bu anlayışın sürdürülmesi pek mümkün görünmüyor.

 

 İRAN, RUSYA'DAN BEKLEDİĞİNİ ALAMADI

Rusya ile masada beklediği diyaloğu yakalayamayan İran rejimi, Türkiye üzerinden belki yeni bir strateji geliştirerek, diplomatik hamlelerini çeşitlendirmek isteyebilir. Bu da yakın vadede Türkiye ve İran ilişkilerini daha olumlu bir noktaya getirebilir. ABD ambargosu, rejim tartışmaları, Kasım Süleymani'nin öldürülmesi ile içeride ve dışarıda kaybettiği prestij, koronavirüs gibi konularla baş etmeye çalışan İran'ın komşusu olan Türkiye ile ilişkilerini maksimum düzeyde tutmak için diplomasi yürüteceğini söylemek rasyonel bir projeksiyon için ipuçları verebilir.