ABD’deki protestoların sonu nereye varır?
Geçtiğimiz hafta başı ABD’nin Minneapolis kentinde siyahi Amerikalı George Floyd’un polis tarafından gözaltına altına alınırken boğazına basılması sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan gösteriler, ülkenin dört bir yanında artarak devam ediyor. Birçok eyalette göstericilerle polisler karşı karşıya gelirken, Pentagon’un aktif görevdeki askeri birliklere ‘hazır olun’ emri verdiği biliniyor.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Minneapolis kentinde, 46 yaşındaki siyahi Amerikalı George Floyd, sahte parayla alışveriş yapmak istediği gerekçesiyle, polis tarafından gözaltına altına alınırken boğazına basılması sonucu hayatını kaybetti. Floyd'un bu esnada "Nefes alamıyorum" dediği ancak Chauvin'in buna rağmen duruşunu değiştirmediği görüntülerin sosyal medya ve yerel basında yayınlanması büyük bir infiale yol açtı.

Floyd'un ölümüyle ülkedeki ırkçılık tartışmaları yeniden gün yüzüne çıktı. Başkan Donald Trump, olayın videosunu "şoke edici" bulduğunu açıkladı ve soruşturma açılması talimatı verdi. Ancak Minneapolis’da başlayan protestolar, dört gün içinde Saint Paul, Chicago, Los Angeles, Memphis, Atlanta, Teksas, Washington ve New York'a da sıçradı.
....These THUGS are dishonoring the memory of George Floyd, and I won’t let that happen. Just spoke to Governor Tim Walz and told him that the Military is with him all the way. Any difficulty and we will assume control but, when the looting starts, the shooting starts. Thank you!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) May 29, 2020
Protestoların hızla yayılmasıyla Trump, eylemcileri "eşkıya" olarak nitelendirdi ve yağmalama olursa güvenlik güçleri tarafından ateş açılabileceğini kamuoyuna duyurdu. Trump’ın bu sözleri protestoların şiddetinin artmasına neden oldu. Gösterilerde çok sayıda bina ateşe verilirken, bir polis karakolu da protestocuların baskınına uğradı. Bazı dükkanlar da yağmalandı. Güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu bir kişi yaşamını yitirdi. Olayların büyümesinin ardından Minneapolis'te olağanüstü hal daha sonra da sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Ayrıca Trump'ın bu sözleri büyük tepki toplarken, mesajın yayımlandığı sosyal medya platformu Twitter, bu gönderiye erişimi 'şiddeti yücelttiği' gerekçesiyle sınırladı.
Bu süreçte, George Floyd'u yere yatırıp boğazına diziyle bastıran polis memuru Derek Chauvin önce üç polisle birlikte görevden alındı, Cuma günü de tutuklanıp Chauvin, "üçüncü derece cinayet" ve "taksirle adam öldürme" ile suçlandı. Polis memurunun üçüncü derece cinayetle yargılanması öfkeyi arttırdı ve eylemlerin başlangıç noktası olan Minneapolis, adeta savaş alanına döndü.
‘’TENİMİN RENGİ YÜZÜNDEN BENİ ÖLDÜRME’’
BBC’de yer alan habere göre, koronavirüsünün bulaşma riski ve sosyal mesafe sebebiyle ülke çapına yayılmaz denen protestolar New York'un neredeyse her bölgesine yayıldı. Yaklaşık üç aydır hayatın durduğu ve 30 bin kişinin hayatını kaybettiği, insanların işlerinden ve hatta evlerinden olduğu şehirde Covid-19 endişesi birden ikinci sıraya yükseldi. Gösterilerin başlayacağı saatlere yakın, şehirdeki tüm mağaza ve marketler kepenk kapattı.
Gösteriye katılmak isteyenlere kimlik sorgusu başladı, protestocuların etrafı tamamen polisle kapatıldı, 'I can't breathe' (Nefes alamıyorum), 'George Floyd', 'Adalet yoksa huzur da yok', ‘Tenim yüzünden beni öldürme’ sloganları yükselmeye başladı. Sloganların ortasında bir anda coplar havalandı, biber gazları sıkıldı, plastik kelepçeler işleme sokuldu. Bu süreçte 'Beni korumak için görevlendirildin, beni öldürmek için değil' pankartları polislerin yüzüne tutulmaya devam edildi.
Öte yandan gösterilerin Amerika’nın başkenti Washington’a da sıçramasıyla Beyaz Saray’ın giriş ve çıkışları kapatıldı.

ORDUYA ‘HAZIR OLUN’ TALİMATI
Yerel haber kanalları Detroit şehrindeki gösteriler sırasında bir kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. 19 yaşındaki protestocunun polis kurşunuyla ve kalabalığın üzerine aracını sürüp ateş açan bir kişi tarafından vurulduğu öne sürüldü. Associated Press Haber Ajansı, Savunma Bakanlığı Pentagon’un askeri polis birliklerine Minneapolis’a gitmek üzere hazır olmaları emrini verdiğini duyurdu. Kuzey Carolina ve New York eyaletindeki Fort Drum da bulunan birliklere birkaç saat içerisinde bölgeye gitmek üzere hazır olmaları emri verildiği öne sürüldü.
This now in Houston😳 #HoustonProtest pic.twitter.com/G2QefFEM1U
— Tommy Real Nigga (@TommyRealNiggga) May 29, 2020
ESKİ BAŞKAN OBAMA’DA AÇIKLAMA YAPTI
Eski Başkan Barack Obama da George Floyd’un gözaltına alındığı sırada hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak bir açıklama yayımladı. Obama, Corona virüsü salgını nedeniyle hayatın normale dönmeye başlamasından bahsederken Amerika’da ırkçılığın bu normale dahil olmaması gerektiğini ifade etti. Obama “Milyonlarca Amerikalı için ırkları nedeniyle kendilerine farklı davranılmasının trajik, acı veren ve delirtici düzeyde bir normallik anlamına geldiğini unutmamalıyız. Bu 2020 yılının Amerika’sında normal olmamalı. Bu normal olamaz” ifadelerini kullandı.
My statement on the death of George Floyd: pic.twitter.com/Hg1k9JHT6R
— Barack Obama (@BarackObama) May 29, 2020
BLACK LİVES MATTER – SİYAHLARIN YAŞAMI DEĞERLİDİR
Washington Post gazetesinin yayımladığı veri tabanına göre, 2015 yılından bu yana polis şiddeti sonucunda hayatını kaybeden beyazların sayısı siyahların iki katı. Ancak nüfusa oranlandığında siyahların polis tarafından öldürülme riskinin üç kat daha fazla olduğu görülüyor. 2017 yılında yapılan bir araştırmaya katılan siyahların yarısı, hayatlarında en az bir kere polis tarafından ortada hiçbir gerekçe olmadan durdurulup arandıklarını ya da kimlik kontrolüne maruz kaldıklarını söylüyor.
Özellikle sağ görüşlü uzmanlar ve siyasetçiler, ayrımcılık ya da ırkçılık iddialarını reddediyor ve polisin nüfusun bu kesimine odaklanmasının nedeninin siyahların daha fazla suça bulaşması olduğunu öne sürüyor.
Minneapolis benzeri olaylar geçmişte de yaşandı. 1992 yılında Los Angeles'ta polisin bir siyahı döverek gözaltına aldığını gösteren görüntüler büyük bir infiale yol açtı ve kentte günlerce süren protesto gösterileri düzenlendi. Olaylarda 63 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 800'den fazla insan da yaralandı. Olayların kente verdiği toplam hasar 1 milyar dolara yakın olarak hesaplanıyor. Florida'da 2013 yılında siyahi bir genci vurarak öldüren polis memurunun beraat etmesinin ardından "Black Lives Matter" (Siyahların Yaşamı Değerlidir) hareketi başladı.
Son olarak Covid-19 pandemisinin yoğun olarak görüldüğü ve çok sayıda ölümün yaşandığı bu zor günlerde, ABD’de bir siyahinin daha polis şiddetiyle hayatını kaybetmesi ülkedeki düzenin bir süre daha normale dönemeyeceğinin en büyük göstergesi niteliğinde. Protestolar nedeniyle virüs vakalarının artış göstermesi bekleniyor ancak eylemlerin daha ne kadar devam edeceğinin belirsiz olması da durumun vahametini arttırıyor. Kasım ayında gerçekleşmesi planlanan seçimlere hazırlanan Trump’ı zorlu bir sınav daha bekliyor…
