ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları ne olacak?
ABD'de 3 Kasım'da gerçekleştirilen seçimleri Joe Biden'ın kazanmasının ardından ülkenin Çin ile ekonomik ilişkilerinin ne yönde evrileceği ve ticaret müzakerelerinde atılacak ilk adımlar merak konusu oldu. Uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump döneminde, başta tarife savaşları olmak üzere, gerilen Çin-ABD ilişkilerinin ABD Başkanlığına seçilen Joe Biden döneminde yumuşamasının 1-2 yılı bulabileceği şeklinde açıklamalar yapıyor.
ABD'de Kasım 2016 seçimlerini kazanmasının ardından Tayvan lideri Tsai Ing-wen’ı arayarak "38 yıl aradan sonra Tayvan lideriyle görüşen ilk ABD Başkanı" olan, Çin ile ABD'nin süregelen diplomatik ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığı haberini veren Trump, iki ülke arasında attığı adımlarla fırtınalı bir sürecin yaşanmasına olanak tanıdı.
Hong Kong’da yürürlüğe giren yeni güvenlik kanunu nedeniyle aldığı yaptırım kararları, Tayvan'a ABD hükümetinden yapılan ve Çin hükümetinin tepkisini çeken üst düzey yetkili ziyaretleri, hem Çin hem de dünya ekonomisini sarsan ticaret savaşları, Trump'ın iki ülke arasında attığı sansasyonel adımların bazılarını oluşturuyor.
ABD'nin Çin’e karşı verdiği 375 milyar dolar ticaret açığını kapatmak için Mart 2017’de ek gümrük vergisi getirmesiyle başlayan ticaret savaşı, iki ülkenin karşılıklı tarife misillemelerini devam ettirmesiyle ilerledi. İki ülke, 2 yılı aşkın süreçte yürüttüğü 10'dan fazla müzakere ile kısmi bir ticaret anlaşmasına vardı. Trump'ın, Çin'e yönelik "kur manipülatörü", Kovid-19 için "Çin virüsü" söylemleri Pekin hükümetinin tepkisini çekerken uzmanlar, ABD Başkanı seçilen Biden döneminde ikili ilişlerdeki gerilimin düşmesini öngörüyorlar.
“İLİŞKİLERİ YENİDEN BAŞLATMA”
Biden'ın seçilmesinden sonra Çin Dışişleri Bakanı, ABD'ye yönelik "ilişkileri yeniden inşa etme, diyalog ve müzakereyi sürdürme" çağrılarıyla ilgili "Çin hükümetinin, ABD'ye seçimlerden önce gönderdiği mesajlar bile çok tutarlıydı. Çin, hatta farklı bir tonda ilişkileri ele almayı tercih ettiğini belirtti. Ancak Trump dönemindeki konulardan dolayı bu ses tonunun pek işe yaramadığını hissetti." şeklinde konuştu.
Çin'in birçok alanda ABD yönetiminin teknoloji transferi, insan hakları ve benzeri konulardaki eylemleri nedeniyle endişe duyduğunu ve Biden'in seçilmesinin ardından ilişkileri yeniden başlatmak istediğini belirten Yang, "Bununla birlikte ilişkileri yeniden başlatmak konusunda bir sınama var. Bu sınama, son 4 yılda ABD kamuoyunun fikrinin kapsamlı şekilde değişmiş olmasıdır. Bildiğiniz gibi, ABD kamuoyunun yüzde 70'i Çin'i negatif bir perspektifle biliyor." dedi.
Trump gibi Biden'ın da Çin'e yönelik sert konuşmalarının olduğu görülüyor. Uzmanlar, "O da (Biden) istese bile seçim kampanyasının arkasındaki düşüncelerini kolayca değiştiremez. Hala ABD Kongresinde, Çin'e karşı sert duruş çok güçlü durumda. Bu yüzden hızlı bir yeniden başlatmanın olmasını bekleyemeyiz." şeklinde ifadelerde bulunuyorlar.
ABD'nin müttefikleriyle Çin'e karşı sert tutum izlemesinin Pekin yönetimini, Rusya'nın yanı sıra bazı Avrupa ülkeleriyle hareket etmeye sevk ettiğini kaydeden uzmanlar,
Rusya'nın ABD'deki "seçimlere müdahale ettiği" iddiaları nedeniyle Biden'ın, bu ülkeye karşı daha önleyici politika güdebileceğini belirtiyor.
“BIDEN’IN DURUMU TERSİNE ÇEVİRMESİ KOLAY OLMAYACAK”
Uzmanlar ayrıca iki ülke arasındaki ilişkilerin yapısal değil ancak şekil itibarıyla değişikliğe uğrayacağını dile getiriyor. Bu kapsamda, Biden döneminde Trump’ın Çin’e karşı devreye aldığı ekonomik önlemlerin pek değişmeyeceğini öngörüyorlar. Trump dönemindeki gibi, Çin’e karşı zor kullanma metodu yerine diyalog ve müzakere kanallarının kullanılacağını belirtiyorlar.
Meselelerin Biden’ın Beyaz Saray’a gelmesiyle çekip gitmeyeceği konuşuluyor. Ticaret savaşları ABD’yi para ve maliyet konusunda önemli ölçüde etkiliyor. Biden’ın bu durumu tersine çevirmesinin kolay olmayacağı açıkça görülmekte.