ABD kendi baharını yaşıyor
ABD’de siyahi George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan protestolar, ülke sınırlarını aşarak büyümeye devam ediyor. Protestoların son olarak Beyaz Saray çevresinde patlak vermesi üzerine "gizli servis ajanlarının Trump ve ailesini geçmişte terör saldırılarında kullanılan yeraltı sığınağına götürdüğünü" iddia ediliyor. Trump'ın protestoculara karşı izlediği sert politika sonucunda yaşananlar 'ABD'nin kendi baharını yaşamaya başladığı' şeklinde yorumlanıyor.
ABD'de siyahi George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından ülke yangın yerine döndü. Dünyanın birçok bölgesinde mazlum ve mağdurlara ‘barış, demokrasi ve huzur getireceğiz’ diyerek askeri müdahalelerde bulunup, halkları ikiye bölen sözde özgürlükler ülkesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ırkçı bir polisin, siyahi Amerikalı George Floyd’ın ölümüne sebep olması nedeniyle karıştı. Geçtiğimiz hafta başı Minneapolis’te başlayan gösteriler Beyaz Saray’ın kapısına dayandı ve kısa süre içinde ABD sınırlarını aştı.
Son olarak Beyaz Saray önünde şiddetli çatışmalar çıktı, araçlar ters çevrilip ateşe verildi. Sokağa çıkma yasaklarına rağmen ABD'nin neredeyse her şehrinde kalabalıklar sokağa döküldü, yağma ve kaos her yere yayıldı. Binlerce göstericinin gözaltına alındığı Amerika’da 4 polis memnunu yaralandı ve bir protestocu hayatını kaybetti. Şimdiden ‘Amerikan Baharı’ olarak anılmaya başlayan gösteriler Almanya, İngiltere ve Danimarka’nın da aralarında bulunduğu birçok ülke tarafından desteklendi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da binlerce kişi “Adalet yoksa, huzur da yoktur” sloganlarıyla ABD Büyükelçiliği'ne yürüdü. Berlin'de aktivistler duvarlara Goerge Floyd'un protrelerinin yer aldığı graffitiler çizdi. Kopenhag'da ise göstericiler, siyahiler için adalet isteklerini dile getirdi.
TRUMP SIĞINAĞA SAKLANDI İDDİASI
New York Times, Cuma akşamı Beyaz Saray çevresinde protestoların patlak vermesi üzerine "gizli servis ajanlarının Trump ve ailesini geçmişte terör saldırılarında kullanılan yeraltı sığınağına götürdüğünü" yazdı. 2001'deki 11 Eylül saldırılarında dönemin Başkan Yardımcısı Dick Cheney de bu sığınağa saklanmıştı. Sığınağın bir yolcu uçağının Beyaz Saray'a çakılmasına dayanabilecek kadar sağlam olduğu belirtiliyor.
Congratulations to our National Guard for the great job they did immediately upon arriving in Minneapolis, Minnesota, last night. The ANTIFA led anarchists, among others, were shut down quickly. Should have been done by Mayor on first night and there would have been no trouble!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) May 31, 2020
TRUMP NEDEN GERGİNLİĞİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYOR?
Öte yandan Trump’ın gösterilerin büyümesinden endişe duyduğuna yönelik görüşler var ancak Trump’ın izlemiş olduğu dil ve tutumundan geri adım atacağı düşünülmüyor. Trump’ın günlerdir süren ve her geçen gün giderek sertleşen söz konusu tutumu, protestoların yalnızca daha fazla büyümesine neden oldu. Trump’ın sert dilini eleştiren bazı analistlere göre, Trump ayrılıkçı söylemini bir an önce değiştirmez ise, bu isyan dalga dalga büyümeye devam edebilir. Bu kapsamda izlediği politikayı sürdürmeye devam eden ABD Başkanı Donald Trump son olarak, George Floyd’un ölümü üzerine başlayan protestoları şiddete dönüştürmekle suçladığı ANTIFA grubunun terör örgütü olarak tanınacağını duyurdu.
Trump, ayrıca Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Ulusal Muhafız birliklerinin dün gece Minneapolis’teki gösterilerde "ANTIFA anarşistlerinin eylemlerini" hızlı şekilde kontrol altına aldığını belirterek, tebrik etti. ABD'nin ANTIFA’yı terör örgütü olarak tanıyacağını kaydeden Trump, ayrıca "sahte haber" olarak nitelediği ana akım medyayı da gösterilerde öfke ve anarşiyi körüklemekle suçladı.
ANTİFA NEDİR?
Kelime kökeni itibariyle "anti faşist" ifadesinin kısaltılmış hali olan Antifa hareketi, ilk olarak 1930'lu yıllarda Nazi Almanyası'nda ortaya çıktı. Hareketin ana fikri, "Yeterince tepki gösterilseydi Adolf Hitler ve Naziler asla Almanya'nın başına gelemezdi." ideolojisine dayanırken, grup için "sol eğilimli", "anti-faşist" ve "militan siyasi aktivistler" gibi nitelendirmeler de kullanılıyor.
1970'lerin sonu ve 1980'lerin başında, ABD'de Orta Batı bölgesi başta olmak üzere neo-Nazilere karşı örgütlenmeye başlayan hareketin belirli bir merkezi ve lideri olmasa da zaman zaman belirli eyaletlerde toplantılar düzenlediği belirtiliyor. Neo-Nazi, neo-faşist, beyaz ırkçı ve ırkçı hareketlere karşı çıkan hareket, son yıllarda dünyadaki konjonktüre de bağlı olarak, "alternatif sağa" karşı da bir direniş olarak öne çıktı.
2000'li yılların başından itibaren bir süre kabuğuna çekilen hareket, Trump'ın başkan seçilmesinin ardından yeniden sokaklara çıkmaya başladı. Antifa, Trump'ın Ocak 2017'deki "başkanlık yemini" töreni döneminde birçok yerde protesto düzenlerken, 2017'de Virginia'nın Charlottesville kentinde beyazların üstünlüğünü savunanların gösterileri sonrası ortaya çıkan şiddet olaylarında bir kez daha sahaya indi.
ANTİFA İLE YPG/PKK'NIN İLİŞKİSİ NE?
Antifa'nın, terör örgütü YPG/PKK ile "DEAŞ'la mücadele" adı altında iş birliği yaptığı ve hareketin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütünden eğitim aldığı yönündeki haberler de uluslararası basında yer aldı.
Ayrıca Suriye'de çekilen, Antifa'nın kullandığı semboller ile terör örgütü YPG/PKK paçavralarının görüldüğü fotoğraflar da basına yansıdı.
Trump'ın açıklamasının ardından ABD'deki muhafazakar televizyon kanallarına konuşan bazı analistler, Antifa'nın Suriye'de PKK ile doğrudan birlikte çalıştığını, PKK'nın ise ABD tarafından da kabul edilen bir terör örgütü olduğuna vurgu yaptılar.