ABD, Çin ve Rusya'ya karşı üstünlüğünü kayıp mı ediyor?

Küresel çapta rekabet halinde olan ABD, Çin ve Rusya, dünyanın pek çok noktasında bir birlerinin yaklarına basabiliyorlar. ABD, Çin ve Rusya’yı ülke sınırları içine hapsetmeye çalışırken, söz konusu iki ülke de Washington’un hakimiyet alanlarını sınırlandırmaya çalışıyor. Küresel güç mücadelesi son sürat ilerlerken ABD’li genelkurmay başkanından çarpıcı bir açıklama geldi. ABD, Rusya ve Çin’e karşı üstünlüğü kayıp mı ediyor?

Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan küresel üstünlük mücadelesi dünya sınırlarını aşıp uzaya kadar uzanmıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ABD tek küresel güç konumuna yükseldi ve 2000 yılına kadar dünya hâkimiyetini pekiştirdi. Fakat 2000 yılından sonra dengeler değişmeye başladı.

11 Eylül 2001’de gerçekleşen ikiz kule saldırılarının ardından ABD, o döneme kadar var olan küresel gücünü de kullanarak dünyanın pek çok noktasında askeri operasyonlar gerçekleştirdi. Fakat ABD’nin tek devlet hâkimiyeti sanılanın aksine o kadar da uzun sürmeyecekti. Nitekim öylede oldu. 2. Dünya Savaşı’nda ve Soğuk Savaş döneminde uğradıkları yıkımdan ötürü kendilerini Washington’a teslim eden Avrupa ülkelerinin aksine Asya ülkeleri ABD’nin karşısında yükselen birer güç olmaya başladı.

KÜRESEL DÜZLEMDE ABD’NİN RAKİPLERİ

Asya ekonomik anlamda Çin’in omuzlarında yükselirken, Pekin yönetiminin tek Asya politikası ve politika çerçevesinde elde ettiği refahı paylaşmaya başlaması bölge ülkelerini Çin’in etrafında toplamaya başladı. Çin’in ekonomik kazanımlarını çevre ülkelerde yatırımlara dönüştürürken, Asya’da yükselen bir diğer güç olan Rusya, çok farklı bir yol izlemeye başladı.

Sovyetlerin dağılmasından sonra eski Sovyet topraklarının bir kısmında kurulan Rusya, eski günlerine duyduğu özlemle ABD’nin karşısında yükselmeye başladı. Çin’in aksine Rusya, ABD ile küresel düzlemde güç kullanarak rekabet etmeye başladı. Sovyetlerin dağılmasıyla kaybettiği topraklara özlem duyan Rusya, önce Çeçenistan’ı kendine bağladı. Ardından Gürcistan’dan Kuzey Osetya’yı ayıran Kremlin yönetimi, Kırımı da Ukrayna’dan kopararak ilhak etmenin zeminini oluşturdu.

1999 yılının sonlarına doğru Rusya Devlet Başkanlığına Vladimir Putin’in gelmesiyle, Kremlin, Washington ile pek çok bölgede mücadele etmeye başladı. Sovyetlerin dağılmasından sonra kurulan devletler üzerindeki nüfuzunu artıran Putin, Ortadoğu ve Afrika’da açılımlar gerçekleştirdi. Suriye iç savaşının başladığı ilk günden beri Esad rejimine destek veren Rusya, desteğinin karşılığında Lazkiye’de askeri üsse sahip oldu. Yine aynı şekilde Rusya, Afrika açılımlarından da çıkar sağladı. Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı savaşan Halife Hafter’i destekleyen Rusya, Afrika’nın kapısı olan ülkede güç konsolidasyonu gerçekleştirdi.

Rusya’nın ve Çin’in ABD karşısında yükselen iki güç olması Washington’u ciddi şekilde tedirgin ediyor. Uzun süredir Çin’i sınırları içerisinde tutmaya çalışan ABD, bu doğrultuda Güney Çin Deniz, Asya-Pasifik ve Orta Asya olmak üzere pek çok bölgede Çin’in kontrol altında tutmaya çalışıyor. Yine aynı şekilde Rusya’ya karşı da çevreleme politikası izleyen ABD, Karadeniz’de savaş gemilerini gezdirirken, Kremlin’in Avrupa ülkeleri ile olan doğalgaz ve petrol ticaretini de kısıtlamanın yollarını arıyor. Fakat bu durumda yeterli değil.

Müttefiklerine Çin ve Rusya ile olan ilişkilerinde temkinli olmalarını gerektiğini vurgulayan ABD’li yetkililer, olası bir blok değişikliği yaşanmasını engellemeye çalışıyor. Öyle ki, Asya-Pasifik’te Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler potansiyel Çin tehdidi ile karşı karşıyayken, Ön Asya’da Avrupa potansiyel Rus tehdidi ile karşı karşıya. Dolayısıyla ABD, her alanda Rusya ve Çin ile yarışmak zorunda.  

PENTAGONDAN ÇARPICI AÇIKLAMA

Küresel düzlemde ABD’nin Rusya ve Çin ile rekabeti hali hazırda sürerken, Pentagondan bomba iddia geldi. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, ABD ve Rusya arasındaki güç mücadelesinin durumuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Rusya haber ajansı Sputnik’in internet sitesinde yer alan habere göre Mark Milley, ABD ordusunun eskiden olduğu gibi bugün de askeri caydırıcılığı sağlamaya, ülkeyi potansiyel düşmanlardan korumaya ve müttefiklerini desteklemeye hazır olduğunu ifade etti. ABD’nin müttefiklerini desteklemeye hazır olduğunu ifade eden Milley, dost ülkelere güven vermeye çalıştı.

Temsilciler Meclisi oturumunda konuşan Milley, “Bununla birlikte, rekabet üstünlüğümüz zayıflamış durumda, hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın. Çin ve Rusya, ABD ve müttefiklerini aşmak ve dünya çapında etkilerini artırmak için askeri kabiliyetlerini güçlendiriyorlar” dedi. Nitekim geçtiğimiz yıl ABD’nin savunma harcaması 649 milyar dolar civarındaydı. Çin’in 250 milyar Rusya’nın savunma harcaması ise 61,4 milyar dolardı. ABD savunma harcamalarını 2018 yılına oranla yüzde 4,6 oranında artırmışken, Rusya ve Çin yüzde 8,5 oranında artırdı.

ABD’NİN RUSYA KORKUSU

Daha önce ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Temsilciler Meclisi'ne sunduğu yazılı ifadede, Rusya'nın NATO'yu zayıflatma niyeti ve Moskova'nın olası ‘bölgesel hakimiyeti' konusunda endişeli olduğunu dile getirmiş, Rusya'nın artan askeri potansiyeli ve son zamanlarda ortaya çıkan hipersonik silahlarının, NATO ittifakını zayıflatma niyetleri hakkındaki endişelerini doğruladığını vurgulamıştı.

Rusya'nın Washingon Büyükelçisi Anatoliy Antonov ise, Moskova'nın silahlanma yarışı veya askeri hakimiyet sağlama çabası içinde olmadığını belirtmiş, ancak silahlı kuvvetlerinin uluslararası güvenliğin önemli bir faktörü olduğunun altını çizmişti.

Sonuç olarak ABD, son 30 yılda ekonomisi ciddi oranda ivme kazanan ve elde ettiği ekonomik kazanımları küresel siyasette etkin bir şekilde kullanan Çin’i sınırlarına hapsetmeye çalışırken, Sovyetler dönemine hasret duyan dolayısıyla politikalarıyla eski Sovyet toprakları üzerindeki nüfuzunu artıran ve Avrupa ülkelerini enerjide kendine bağımlı hale getiren Rusya’ya karşı mücadele ediyor. Fakat Orgeneral Milley’in de ifadelerinden anlaşılacağı üzere ABD bu yarışta her geçen gün Çin ve Rusya’ya karşı kan kaybediyor.